Özdemir İnce

Bozuk düzenin büyük zaferi

26 Temmuz 2022 Salı

Deniz Ayhan’ın 19 Temmuz 2022 tarihli Sözcü gazetesinde yayımlanan haberini aynen aktarıyorum: 

[Aile Bakanı Derya Yanık’tan sonra Hazine Maliye Bakanı Nureddin Nebati de geçinemeyen vatandaşlara verilen sosyal yardımın artmasını başarı gibi anlattı. Nebati, paylaşımında şöyle dedi: 

“2002 yılında sosyal amaçlı harcamalara bütçeden ayrılan kaynak toplam 1.6 milyar TL iken 2022 bütçesinde bu kaynağı 100.8 milyar TL seviyesine yükselttik. Ayrıca, ek bütçe kanunumuz ile sosyal amaçlı harcamalara 44.8 milyar TL daha ek kaynak aktardık. Böylelikle bu yıl aktaracağımız kaynak tutarı toplamda 145.6 milyar TL’ye ulaşıyor. 2002’de sosyal amaçlı harcamaların toplam bütçedeki payı yüzde 1.3 iken bugün yüzde 5.1’e çıkarttık. 2002’de sadece 1 milyon haneye sosyal yardım hizmeti verilirken pandemi yardımları da hariç 2021’de 4.3 milyon ailemize ulaşıldı. Sosyal desteğe ihtiyaç duyan vatandaşlarımıza yapılan ödemeler düzenli olarak devam etmektedir.” 

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı verilerine göre 2021’de sosyal yardımlara ayrılan kamu kaynağı 97.8 milyar TL oldu. 2020 yılında 69 milyar TL, 2019 yılında ise 55 milyar TL sosyal yardımlar için ayrılmıştı.

GİYSİ YARDIMI

İhtiyaç sahibi ailelerin gıda, giyim gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yapılan gıda yardımından yararlanan kişi sayısı da 2021 yılında 2.5 misli artarak 11 milyon 369 bin 761 oldu. 2020’de bu yardım 4 milyon 414 bin 724 kişiye verilmiş.]

***

Aferin! Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne yaraşır bir çalışma. Amma işin mide bulandıran püf noktaları var. Bu yardımlar gerçekten ihtiyaç sahiplerine mi yapıldı yoksa bir tür “örtülü ödenek” olarak mı kullanıldı? Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) meşrepli AKP’nin bu yardımları ihtiyaç sahiplerine adilce yaptığına inanmak saflık olur. Bu tür yardımlar mensuplara ve yandaşlara yapılır. Bunu bildiğim için Müslüman Kardeşler üzerine yazdığım yazılarda, bu yardım tarzını “sadaka” ekonomisi adıyla tanımlamıştım. Bu yazılardan üçü:

Sadaka ve Avanta Ekonomisi (Hürriyet, 27.2.2007)

Sadaka Ekonomisi Ahlak Bozar (Hürriyet, 16.12.2008)

AKP Tarikatı Dimyata Giderken (Aydınlık, 30.7.2013-14.8.2013. 10 yazı).

***

Ve sonuç olarak gördüm ki “sosyal” sıfatıyla yapılan bu yardımlar anayasanın ikinci maddesinde yer alan “sosyal” niteliğine sahip değildir. Amaç, AKP’ye sadık ve tam anlamıyla “mecbur” bir seçmen kadrosu yaratmak. Bu kadrolu ve maaşlı “seçmen” yaratılmış olup sayısı Maliye Bakanı Bay Nebati’nin konuşmasında yer almaktadır:

2002 yılında 1 milyon haneye yapılan yardım, AKP’nin başarılı (!) ekonomi programı sayesinde 4.3 milyon haneye çıkmış.

Her ailede üç kişinin AKP’ye oy vereceğini kabul edersek toplam 12 milyon 900 bin kişi eder.

Gıda ve giyim yardımı alan 11 milyon 369 bin kişi yukarıdaki 12 milyon 900 bin kişiyi içeriyorsa, kadrolu oy sayısı 23 milyon 969 kişiye çıkar. Demek ki AKP’nin gamsızlığı bu 23 milyon 969 bin oya dayanmakta. 

Buna göre AKP’nin arkasında ohlokrasi toplumuna özgü bir seçmen var. AKP, büyük davası olan “şeriat devleti”ni kurabilmek için Cumhuriyet vatandaşlarının verdiği vergiyi kamunun sosyal amacına aykırı olarak kullanmaktadır. İktidara geldiğinde 1 milyon olan “sosyal yardıma muhtaç aile” sayısını, özel bir program uygulayarak 2021 yılında 4 milyon 300 bin haneye çıkarmıştır.

Kimi siyaset uzmanları, Altılı Masa’ya, bu “sosyal avanta”ya alışkın asalak kitleye garanti vermeyi tavsiye etmekteler. Anlaşılan, CHP’nin Aile Destekleri Sigortası’nın bu güruhu tatmin etmeyeceğini düşünmekteler. Eh kendileri bilir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Maçı hakem bitirir 26 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları