Özdemir İnce

Milli Eğitim Bakanı’nın işleri

31 Mart 2020 Salı

Kırdığı fındık kırkı (bini) geçti (aştı)” diye bir deyim var: “ Yaptığı kötü işler sayılamayacak kadar çoğaldı” anlamında. Ziya Selçuk, gelmiş geçmiş Milli Eğitim bakanlarının en kötüsü. Sadece imam hatip okulları uygulaması bile bu sıfatı kazanmasına yeter.

***

Virüs salgını dolayısıyla okullar kapatılınca, Milli Eğitim Bakanlığı uzaktan öğretim yapmaya karar verdi. Kuşkusuz çok yerinde bir karardı. Ancak  EBA TV üzerinden yapılan yayının ilk gününde bakanlık bünyesine yerleşmiş olan irtica virüsü bunun fırsat bilip gene yapacağını yaptı: Başı türbanlı bir hatunu sunucu olarak kullandı ve Adnan Menderes’in idam sehpasına götürülmesi ve idamına ilişkin görüntülerinden oluşan animasyon izletti.

Bu skandal üzerine konu ile ilgili açıklama yapan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, bir haftada üç yeni kanal kurup içeriklerini hazırlamak için ekibiyle büyük bir gayret göstererek çalıştıklarını, söz konusu etkinliği hazırlayan ekibe güvendiği için denetleme ihtiyacı duymadığını açıklamış: “Etkinlik saati görüntülerini ben de onaylamıyorum ve çocuklara uygun olmadığını düşünüyorum. Nasıl ki okullarımızdaki içeriklere hassasiyet gösteriyorsak yayınlara da göstereceğiz” demiş ve yaptığı bu açıklamanın yanı sıra, animasyonun hazırlanmasında ve yayımlanmasında sorumluluğu olan görevliler hakkında soruşturma başlatılması talimatını vermiş. Sorumlular hakkın soruşturma başlatılmış.

***

26 Mart 2020 tarihli Sözcü gazetesinin 10. sayfasında yayımlanan haber Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un güvendiği kişilerin kimler olabileceği konusunda bir fikir verebilir:

“Eğitim-İş Sendikasi Başkanı Orhan Yıldırım, öğrencilere uzaktan eğitim verilen Milli Eğitim Bakanlığı’nın Eğitim Bilişim Ağı’nda (EBA), Ensar Vakfı bağlantısı bulunan kişilerin ders anlattığını duyurdu. Yıldırım’ın sözünü ettiği kişinin Ensar Vakfı’nın yan kuruluşu olan Değerler Eğitimi Merkezi Kurucusu Mustafa Yılmaz olduğu, EBA’da Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (dersi) verdirildiği tespit edildi.

EBA üzerinden TV - internet kanalları kullanılarak uzaktan eğitim yapma girişiminin ilk günden fiyasko ile sonuçlandığını belirten Yıldırım, ‘Yanlış uygulamaların tesadüfen olması mümkün değildir. Siz çıkar da Ensar Vakfı ile bağlantılı çalışanlara EBA’da ders anlattırırsanız, olacak olan budur. Bu ders hazırlıklarını neden dönüp dolaşıp şaibeli olan Ensar Vakfı bağlantılı kurum ve kuruluşlar üzerinden yaptırıyorsunuz? Bu hizmeti karşılığında ne kadar para ödenmiştir’ sorularını yöneltti. Orhan Yıldırım, ilk günkü EBA uygulamasından sorumlu olanlar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarını kaydetti.”

***

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 1970’li yıllarda bu tür hizmetler veren bir merkezi vardı. Adını unuttum. Kapatmış olabilirler. Bu merkez görsel malzemeler, filmler yapardı. Çalışanların tamamı öğretmen idi. Şundan biliyorum: TRT Televizyonu yapılandırılırken bir Öndenetim ve Redaksiyon Şubesi kurulmuştu. Şubenin başında ben vardım. Bu şube televizyonda yapılacak ve yayımlanacak programları metin ve senaryodan başlayarak yayımlanacak görüntüye kadar denetlerdi. Yayınlarda bütünlük sağlamak üzere MEB’den gelen programları denetime aldık. Bize gönderdikleri çocuk yetiştirme yurtlarıyla ilgili bir programın metninde, bu yurtlarda yetişen çocukların suç işlemeye eğilimli olduğu yazıyordu. Metni “Yayımlanamaz” notuyla geri gönderdik. Şaşırdılar ama daha sonra kendilerine çekidüzen verdiler.

***

Sözünü ettiğim bu merkezi kapatmış olduklarını sanmıyorum. Kapatmadılarsa, dolgu programlarını neden kendileri yapmıyorlar da üstüne para verip dışarıya yaptırıyorlar? Bu tür hizmetlerde kesinlikle zincirleme (müteselsil) bir sorumluluk vardir. Bu nedenle Milli Eğitim Bakanı sorumluluğunu başkasına rücu edemez (yükleyemez). Sorumlu ve varsa suçlu MEB makamıdır, sorumluluk ve suçu paylaşmak zorundadır.

Bir bakan, bir genel müdür, bir yetkili bir görevliye ya da bir ekibe güvenemez. Gazetelerin yazıişleri müdürleri, genel yayın yönetmenleri, televizyonları program müdürleri, yayınevlerinin editörleri onu (onları) denetlemek zorundadır. Bilirim, yaptığım işler.

***

Laik bir devletin televizyonunda, bir kadın sunucu, panislamizmin simgesi olan türbanla ekrana çıkamaz. Türban “türban”dır, geleneksel ve yerel “başörtüsü” değildir. Kimse yutturmaya kalkmasın! Aynı şekilde ortaokul öğrencilerine bir idam animasyonunun gösterilmesi ağır cezalık suçtur ve baş sorumlu Milli Eğitim Bakanı Bay Selçuk’tur!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları