Özdemir İnce

Sivil anayasa sefil anayasa

19 Mayıs 2024 Pazar

Sivil” (civil) demek ne demek anlayalım ki anayasanın “sivil” mi, “sefil” mi olduğunu, olacağını anlayalım. Bakın “sivil”in cehizinde neler var: Yurttaşlar arası, iç; medeni, yurttaşlıkla ilgili; sivil, başıbozuk (asker olmayan); medeni, uygar, dinsel törensiz; nazik, terbiyeli; hukuk mahkemesi; hukukla ilgili... Sivil yıl=takvim yılı; sivil durum=medeni hal (evli, bekâr, dul)... Bu kadar ukalalık yeter!

“Sivil anayasa gündemden düşmemeli” diye tutturan AKP Genel Başkanı Erdoğan ne demek istemektedir acaba, medeni (uygar) anayasa mı? Başıbozuk anayasa mı? Yurttaşlar arası anayasa mı? Nazik ve terbiyeli anayasa mı? “Sivil anayasa” belki de analık ya da üvey ana yasasıdır!

Sözüm meclisten dışarı, bu kadar gırgır yeter! AKP’nin muhterem başkanı askerlerin yapmadığı ya da askeri olmayan anayasa mı demeye getiriyor? 88 yaşında bir vatandaş olarak bu türlü mugalatalara benim karnım tok! 27 Mayıs 1960 devriminde 24 yaşımdaydım. Bir hafta sonra Fransızca öğretmeni diploması alacaktım.

27 Mayıs devrimini yapan asker anayasayı bilimcilere, üniversite hukuk öğretmenlerine yazdırdı. Enver Ziya Karal ve Turhan Feyzioğlu başkanlığında Kurucu Meclis’e bağlı 20 kişilik bir anayasa komitesi kurularak yeni anayasa için çalışmalara başlandı. 20 kişilik komisyonda Emin Paksüt, Muammer Aksoy, Turan Güneş, Tarık Zafer Tunaya, Coşkun Kırca, Amil Artus, Doğan Avcıoğlu, Münci Kapani, Muin Küley, Ragıp Sarıca, Bahri Savcı, Celal Sait Siren, Mümtaz Soysal, Cafer Tüzel, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Abdülhak Kemal Yörük, Sadık Aldoğan, Nurettin Ardıçoğlu, Hazım Dağlı vardı.

Özellikleri ve yenilikleri:

-Güçler ayrılığı sağlanmıştır (yasama, yürütme, yargı).

-Cumhurbaşkanı olan kişinin partisi ile bağının kesilmesine karar verildi.

-Çoğulcu demokrasi ilkesi benimsenmiştir.

-TBMM, Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisi olmak üzere ikiye ayrılmıştır.

-Yargı bağımsızlığı sağlanmıştır.

-Çıkan yasaların anayasaya uygunluğunu denetleyen Anayasa Mahkemesi kurulmuştur.

-Yasama yorumu kaldırılmıştır. Hâkimlik teminatı getirilmiştir.

-Yürütmenin, yönetimin tüm eylemleri, kararları anayasal bir kuruluş olan Danıştay denetimine verilmiştir. Yani TBMM egemenlik hakkını kullanan tek organ olmaktan çıkıp anayasada sözü edilen yetkili organlardan biri olmuştur.

-Kişinin temel hak ve özgürlükleri anayasa ile güvenceye alınmıştır. Temel hakların sınırlandırılmasının ancak anayasanın ruhuna uygun olmak kaydıyla ve ancak kanun ile yapılabileceği belirtilmiştir.

-“Siyasi partiler demokratik hayatın vazgeçilmezidirler” hükmü ile ilk kez siyasi partilerden ve çoğulcu yapıdan bahsedilmiştir.

-İşçi ve memurlara sendika kurma hakkı ile grev hakkı tanınmıştır. Devlet Planlama Teşkilatı kurulmuştur.

-Üniversiteler ve TRT özerkleştirilmiştir.

-Yerel yönetimlerin yetkileri kısmen artırılmıştır.

-Önceden izin almaksızın dernek kurma hakkı ve gösteri/protesto yapma hakkı tanınmıştır.

-Kurumların yönetimindeki üst düzey kişilerin yargı kararı olmaksızın yönetimden uzaklaştırılmaları imkânı kaldırılmıştır

-Sosyal devlet kavramı eklenmiştir.

Değerli ve sevgili okur bu sefil olmayan askeri (!) anayasanın Başlangıç Bölümü’nde şu satırlar altın harflerle yazılmıştır:

“Tarihi boyunca bağımsız yaşamış, hak ve hürriyetleri için savaşmış olan;

Anayasa ve hukuk dışı tutum ve davranışlarıyla meşruluğunu kaybetmiş bir iktidara karşı direnme hakkını kullanarak 27 Mayıs 1960 Devrimini yapan Türk Milleti;

Bütün fertlerini, kaderde, kıvançta ve tasada ortak, bölünmez bir bütün halinde, milli şuur ve ülküler etrafında toplıyan ve milletimizi dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak milli birlik ruhu içinde daima yüceltmeyi amaç bilen Türk milliyetçiliğinden hız ve ilham alarak ve;

‘Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’ ilkesinin, Milli Mücadele ruhunun millet egemenliğinin, Atatürk Devrimlerine bağlılığın tam şuuruna sahip olarak;

İnsan hak ve hürriyetlerini, millî dayanışmayı, sosyal adaleti, ferdin ve toplumun huzur ve refahını gerçekleştirmeyi ve teminat altına almayı mümkün kılacak demokratik hukuk devletini bütün hukuki ve sosyal temelleriyle kurmak için;

Türkiye Cumhuriyeti Kurucu Meclisi tarafından hazırlanan bu Anayasayı kabul ve ilan ve onu, asıl teminatın vatandaşların gönüllerinde ve iradelerinde yer aldığı inancı ile, hürriyete, adalete ve fazilete âşık evlatlarının uyanık bekçiliğine emanet eder.”

Böyle bir emanete ancak faşistler ve selefi siyasal İslamcılar, Osmanlıcılar ve demokrasi düşmanları ihanet eder.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Din ve vicdan hürriyeti 13 Aralık 2024
Üst kimlik olarak İslam 10 Aralık 2024
Yandaş hakem 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları