Öztin Akgüç

Müzakere Alalaması

07 Ekim 2012 Pazar
\n

\n

\n

\n

Niçin müzakere yapılır? Müzakerenin amacı nedir? Müzakerenin altında yatan güdüler nelerdir? Müzakere bir alalama (kamuflaj) yöntemi midir? Müzakere kimin lehine sonuçlar doğurur? PKK ile müzakere, Abdullah Öcalanla müzakere, Oslo veya benzeri müzakere gündeme geldiğine, önerildiğine göre bu tür soruların yanıtının da araştırılması, en azından sorgulanması gerekir.\n

\n

Otuz yıla yakın bir süredir binlerce vatandaşımız öldüğüne, ülkede güvenlik sorunu yaşandığına, silah gücüyle sorun çözülemediğine, hemen her gün şehit cenazeleri kaldırıldığına, kan dökülmesi durdurulamadığına göre, farklı bir yöntemle, müzakere yoluyla çözelim önerisi insani, duygusal, hatta akılcı bir yaklaşım olarak görülebilir, savunulabilir.\n

\n

Gerçekte müzakere bir çözüm yöntemi midir? Müzakere, tarafların iradeleriyle, istekleri doğrultusunda kalıcı bir anlaşmaya ulaşmalarının aracı mıdır?\n

\n

Müzakere, genellikle verilmiş kararların onaylatılması, tarafların iradeleriyle anlaşmaya vardıkları izlenimi verme düzeneğidir. Müzakere çoğu kez bir alalamadır. Güçlü tarafın isteklerini zorla değil de karşı tarafa sanki kendi iradesiyle kabullenmiş izlenimini yaratma düzeneğidir, karşı tarafı bir şekilde onurlandırarak, onurunu kırmadan isteklerini kabul ettirme yöntemidir.\n

\n

Müzakere bazen önceden verilmiş kararın, yapılmış bir anlaşmanın uzun görüşme, pazarlıklar sonucu ulaşılmış olduğu izlenimini kamuoyunda yaratma yöntemidir. Müzakere bazen de verilen kararın, önceden yapılmış bir anlaşmanın gizlenmesi, alalanması yöntemidir.\n

\n

***\n

\n

Tarafların istekleri, beklentileri çok farklı ise, kesişme noktaları, ara kesitler oluşmuyorsa, yapılacak bir müzakerenin kalıcı, sonuç verici bir yönü yoktur. Sözde anlaşma olmuş izlenimi verilse bile taraflar, anlaşmayı içlerine sindiremediklerinden kalıcı olamaz.\n

\n

PKK gerçekte ne istiyor? Destekleyenlerin amacı ne? Lütfen demokratikleşme, insan hakları gibi ucuz lafların ardına saklanıp hümanist, filantrop numaralar yapmayalım. Açık ve samimi olalım.\n

\n

İlk sorgulanacak soru, ABDnin GOP ya da BOP planı ile PKK arasında bir ilişki var mı? Dağa çıkanlar yoksul ailelerin çocukları, ama bunları kimler besliyor, silahlandırıyor, maddi lojistik destek veriyor? Bağımsız Kürdistan haritasını kimler hazırlıyor, servis ediyor? Iraktan sonra Suriye, İran ve Türkiye ile puzzleın parçaları oluşturuyor mu? ABD ve İngiltere niçin müzakere öneriyor ve destekliyor? Müzakerelerde yabancı gözlemciler bulunuyor mu, bulunacak mı? Müzakere, emperyal güçlerce verilmiş kararın Türkiyeye, sanki kendi iradesiyle kabullenmiş gibi onaylatılması senaryosu mu?\n

\n

***\n

\n

Açıkça şu soruların yanıtı verilmeli. Bölünmeyi, İskenderun hatta Mersine kadar uzanan bir bölgede yeni bir devleti içimize sindirebiliyor muyuz? BOP, GOP projesi kapsamında oluşacak Ortadoğu Ekonomik Birliğine, Ortadoğu ekonomik inisiyatifine dahil olacak mıyız? Bu yolla ABDye bağımlılığımız, daha da sıkılaşacak mı? PKKnin nihai amacı ile bizim kabullenebileceğimiz ortak noktalar var mı? Bu soruların yanıtını aramalıyız. İçimiz yandı, yüreğimiz dağlandı, silahla bir sorun çözülmez, otuz yıllık deneyim ortada gibi, ucuz klişe lafları bir yana bırakalım. Uzman, âkıl kişi, gazeteci diye bazı sesyayarları TV programlarına çıkartarak halkımızın iyi niyetli olan bölümünü de kandırmaya, yönlendirmeye çalışmayalım.\n

\n

Yabancı güçlerin telkini, aşılamasıyla onların gözetiminde müzakere süreci, tam bir zevahiri kurtarma, kılıf bulma operasyonudur. Kim kan döküyor, kim dökmüyor? Doğru tanı koyalım. Bu ülkede insanca yaşamak istiyorsak, bu isteği engelleyenler kimler? İşbirlikçiler kimler? Emperyal güçleri ülkemizde beşinci kol işlevini üstlenmiş kişileri, yayın organlarını tanıyalım. Müzakere alalamasına aldanmayalım, ödün vererek çözüme ulaşılamaz.\n

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları