Öztin Akgüç

Öngörüler-Gerçekleşmeler

03 Ağustos 2012 Cuma
\n

\n

Kırk yılı aşkın bir süredir, dergilerde, köşe yazılarında, açık oturumlarda, söyleşilerde, ekonomik sorunlar bağlamında en azından şu dört görüşü savunmaya çalışıyorum.

\n

1. Özel kâr ençoklaması peşinde koşan, rant ve spekülasyona dayanan, tekelleşme eğiliminde olan kapitalizmin geleceği yoktur.

\n

2. Emperyalizmin, yayılmacı güçlerin egemenliğinde olan IMF gibi uluslararası iktisadi kuruluşların önerileri, reçeteleri ile gelişmekte olan ülkelerin sorunlarını çözmeye olanak yoktur.

\n

3. Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının kredi notları nesnel, gerçekçi değil, kuşkuludur.

\n

4. Serbest pazar ekonomisi diye bir düzen geçerli değildir, salt teoriktir. Serbest pazar ekonomisi bir söylem, yalnız iktisata giriş kitaplarında yer alan, varsayımlara dayanan bir rekabet şeklidir.

\n

Bunlara bir de ekonomik açıdan küreselleşme, globalleşme, emperyalizmin, yayılmacılığın bir alalamasıdır savı eklenebilir.

\n

Bu görüşler, iç ve dış odakların yararı olmadığı, yaygın söylemlere de aykırı düştüğü için genellikle örtülmeye çalışılmakta, geniş kitlelere yansıtılmamasına özen gösterilmekte, iletişim yolları kapatılmakta, medyada olayları kamufle etmeye, geniş kitleleri yanlış algılandırmaya yönelik yorumlar yapılmakta, uzman görüşlerine yer verilmektedir.

\n

Aşırı iyimser bir düşünce gibi değerlendirilebilir ama, gerçekler görülmeye başlanılmış, özetlenen görüşler genel bir kabul görmese de, daha genişçe destek bulmaya başlamış, en azından basmakalıp söylemlere, klişeleri yineleme sıklığı azalmıştır.

\n

Kapitalizmin geleceği olmadığı, kriz yaratacağı, sonuçta uzun süreli durgunluğa yol açacağı klasik iktisatçılar da dahil öngörülmüştü. Uzun süreli, krizlerin de etkisiyle bu görüşün Batıda giderek geniş kitlelerce benimsendiği gözlemlenmektedir.

\n

Dikkat edilirse artık IMFden yeşil ışığından, ekonomik kurtuluş reçetelerinden hele hele Faiz Dışı Fazla/GSMH oranından bunun bir ekonomik performans ölçüsü olmasından söz edilmiyor. 1980li yılları, kriz yıllarındaki faiz dışı fazla oranı tartışmalarını anımsayın. Dünyada IMF reçetesi ile düzlüğe çıkmış ekonomi örneği bulunmadığı gibi, reçetelerin Türkiyenin başına ne gibi dertler açtığı da sınırlı bir kesimce de olsa görülmeye başlanılmıştır.

\n

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının notları, ülkelerin, bankaların, şirketlerin lehine olduğu sürece, ses çıkmadı, eleştiri yapılmadı. Şimdilerde kriz nedeniyle notlarda sınırlı bir oynama yapılması halinde bile, eleştiri sağanağı başladı. Bağımsızlıkları, teknik kapasiteleri, değerleme yöntemleri, öngörü yetersizlikleri gündeme geldi.

\n

Basel II olarak nitelendirilen bankacılık düzenleme ve denetleme kurallarında, özellikle standart yönteme göre bankaların sermaye yeterlilik rasyosunun hesabında, piyasaya egemen Moodys, Standard & Poors ve FITCHin kredi notları belirleyici olmaktadır. Güven yitirmiş, değerlendirmelerinin ve öngörülerinin hatalı olduğu eleştirisinin yaygınlaştığı kuruluşların kredi notlarının, hâlâ standart sermaye yeterlilik rasyosunun hesabına esas alınması, nesnellikten uzaklaşma olur, keyfiliğe, rekabet eşitsizliğine yol açar.

\n

Küreselleşme ile dünyada gelir dağılımının daha da bozulduğu görülmekte 99 kişi bir kişi için çalışmayacaksloganı yaygınlaşmaktadır.

\n

Egemen güçler, gerçekleri gözleseler, yanlış algılamalara yol açsalar, geniş kitlelerin lehine olan önerilerin önü kesseler, savunanları dışlasalar da, dünyada bir değişim beklenmelidir. Önemli olan değişimin yönünü görebilmektir.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları