Öztin Akgüç

Seçim hesaplaşması

20 Eylül 2023 Çarşamba

Muhasebe, hedef-sonuç karşılaştırılmasını, analizini, fark oluştuğunda nedenlerinin irdelenmesini, değerlendirmeyi içerir.

14-28 Mayıs seçiminde Millet İttifakı’nın hedefi, hazırlanmış anayasa taslağını halkoylamasına götürecek kadar TBMM’de çoğunluk sağlamak, cumhurbaşkanlığı seçimini de kazanarak tek adam rejimine son vermekti. Sonuç; TBMM’de güç yitirmiş muhalefet, cumhurbaşkanlığı seçimini yitirme, tek adam rejiminin otokrasi-teokrasi karışımı bir düzenin güçlendirilmesi oldu.

Muhalefetin seçim kaybı, başarısızlığı hezimet olarak değerlendirilirken Kılıçdaroğlu tarafından fazla önemsenmedi. Seçim kazanılamadı, oy kaybeden AKP, oyu artan CHP olduğu halde... CHP kurmaylarına göre de iktidarın baskısına, devlet olanaklarının kullanılmasına, etik olmayan yollara başvurulmasına karşın seçim kılpayı yitirildi.

Seçim öncesi Kılıçdaroğlu’nu doğrudan destekleyenlerin, aday göstermeyerek dolaylı olarak destekleyenlerin, destekleyeceklerini açıklayan partilerin, beklenen oy oranları alt-üst sınırlarıyla listelendiğinde CHP (yüzde 25-28) İYİ Parti (yüzde 12-15), Saadet, DEVA, Gelecek, DP birlikteliği (yüzde 8-10); Yeşil Sol Parti (yüzde 8-10) TİP ve destekleyeceklerini açıklayan diğer partiler (yüzde 3-4); beklenen destekçi oyların üst sınırı yüzde 67, alt sınırı yüzde 56’ydı. Nitekim Temel Karamollaoğlu da temkinli olarak oy beklentilerinin yüzde 56 olduğunu açıkladı. 

Beklenti oy oranı yüzde 67 yüzde 56 aralığı iken fiilen alınan oy yüzde 48.5 düzeyinde kaldı. Bu denli farkın neden  ve niçin oluştuğuna ilişkin farklı yorum ile değerlendirmeler yapılıyor.

- Optimar kamuoyu araştırma firmasının araştırmasına göre; seçimin kaybedilmesinde belirleyici etken, yüzde 44.6 payla Kılıçdaroğlu; onu daha düşük oranlarda Akşener, İmamoğlu, Yavaş izliyor.

- Akşener’e göre seçim kaybının ana nedeni; Kılıçdaroğlu’nun aday olma ısrarı, daha güçlü iki aday İmamoğlu ve Yavaş’ın ateşten gömleği giymemeleri.

- Temel Karamollaoğlu’na göre; propaganda sürecinde yapılan hatalar, 

- Aytun Çıray’a göre; Akşener’in masayı terk etmesi, masaya tekrar dönmesinin yarattığı güvensizlik,

- Kılıçdaroğlu’na göre kararsız muhafazakârların, ulusalcılardan çekinerek Erdoğan’a oy vermeleri,

- Anonim; yanlış aday, yanlış strateji ve yanlış propaganda.

Kılıçdaroğlu, anketlere göre de zayıf aday olmasına karşın adaylık konusunda istekli, hahişgerdi. Ses yayarları aracılığı ile de “Adayımız Kılıçdaroğlu” diye duyuru yapıyordu. Kılıçdaroğlu, önce parti başkanı olarak İmamoğlu ve Yavaş’ın adaylığını önledi. Tek adam rejimine, otokrasiye karşı güçlendirilmiş parlamenter sistemi yaşama geçirme amacıyla kurulmuş 6’lı masa, aday gösterme, destekleme kuruluna dönüştü. İYİ Parti lideri Akşener, kazanma şansını görmedikleri Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkarak masayı terk etti. Kamuoyu baskısı ve alternatifsizlik nedeniyle masaya döndü. Kılıçdaroğlu, Trumpvari, “quid pro quo”, karşılıklı ödün politikası ile 38 vekillik karşılığı destek sağladı. Cumhur İttifakı’nın stratejisi de ikinci tura Erdoğan’a karşı “Bay Kemal’in” kalmasıydı. Sonuç, Cumhur İttifakı’nın istediği şekilde gelişti, sonuçlandı.

Propaganda sürecinde de bireysel, siyasal, sosyal haklar savunulacağına, Bay Kemal’in vaatleri ön plana çıkınca kamuoyunda etkili olmadı. Maddi vaatler, muhalefet için dalda iki kuş, iktidar için elde bir kuştur. Seçmenin önemli bir bölümü belirsizlikten, riskten kaçınır.

Sahne; liderlerin çıkışı, halkı selamlamaları, söylemleri, hızlı adımlarla kalp işaretleriyle, kapanışı ile, hafif eğlenceli güldürü “vodvil” sahnesine dönüştü. Sonuçta seçim yitirildi. Ancak sorumluluğu üstlenen, hesap veren olmadı...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları