Tuğrul Akşar

Futbol nereye gidiyor? (1)

05 Mart 2024 Salı

Avrupa’da futbol son 25 yıldır farklı bir mecraya doğru yol alıyor. Bu dönemde futbol karakteristik olarak önemli bir değişim ve dönüşüme uğradı. Futbolumuzu Avrupa’da ve dünyada hak ettiği yere taşımak, bu gelişmelerin gerisinde kalmak istemiyorsak; bu değişimi, dönüşümü, yeni yapılanmayı iyi anlamak, doğru okumak zorundayız. Futbolun bu yapısal değişiminde iki önemli dönüşüm gerçekleşti. İlki, parasallaşıp ticarileşen futbol finansal bir karaktere büründü. İkinci değişme Avrupa futbolunda merkez ve çevre lig yapılanması oluşturuldu. UEFA aracılığıyla süreç içinde tesis edilen bu yapı bir yanda ekonomik, finansal, sportif olarak futbolu domine eden, futbol pastasından ve kaynaklarından daha fazla pay alan kartelci beş büyük ligi (Premier Lig, Bundesliga, La Liga, Serie A ve Lig 1) merkez lig olarak konumlandırırken, diğer tarafta 50 ülkenin içinde bulunduğu yarı çevre ve çevre lig yapılanmasına yer verildi.

Bu paradigmik değişikliklerle, merkez liglerin Avrupa futbolundaki hegemonyaları daha da pekiştirilip refah seviyeleri daha da artırılırken, diğer tarafta ülkemizin de içinde bulunduğu yarı çevre ve çevre ligler ise sefalete ve finansal krizlere itildi. UEFA’nın mimarı olduğu bu temel değişim ve dönüşüm, bu ligler arasında derin gelir, servet farkları oluşturdu. UEFA bu strateji kapsamında bugün de merkez ligleri koruyup kollayan stratejileri hayata geçirmeye devam ediyor. Bu da ligler arasında çok derin ekonomik, finansal ve sportif dengesizliklerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Özetle, merkez liglerin hegemonyası altına giren Avrupa futbolu, UEFA aracılığıyla beş büyük lige hizmet eden kartelci bir yapıya dönüştürüldü. Bu yapılanma merkez ligleri sportif, ekonomik ve finansal rekabet üstünlüğüne taşırken, çevre ve yarı çevre ligleri ise finansal darboğazlara itti.

Bu değişim ve dönüşüm futbolu finansallaşmaya yöneltti. Finansallaşan yapı merkez liglerde aşırı gelir artışına ve orantısız servet birikimin yoğunlaşmasına neden oldu. Bu süreçte futbol yerkürede uygulanan neo-liberal politikaların etkisiyle küreselleşerek, endüstriyel futbol aşamasından finansal bir aşamaya evrildi. Küreselleşen dünyada futbol kulüpleri ekonomik-finansal örgütlere dönüştü. Bu değişim kulüpleri küresel olmaya zorladı. Finansal futbol, küreselleşen kulüplere her alanda fazladan rekabet üstünlüğü sağladı. 2000’li yılların başından itibaren, ekonomik gelir temelli ve ticari karakterli futbolun yerini, finansal anlamda kulübün takım değerini, marka değerini, piyasa değerini maksimize etmeyi öncelikleyen bir futbol yapılanması aldı. Bu süreç futbolu ekonomik aşamadan finansal aşamaya iten önemli bir manivela olarak karşımıza çıkıyor. Bu kapsamda finansal futbolu, kulüplerinin yarattıkları ekonomik-sportif ve finansal sinerjiyi, bir üst aşamaya; yani takım değerinin, piyasa değerinin ve marka değerinin maksimizasyonu aşamasına taşıdıkları bir değerler maksimizasyonu süreci olarak tanımlayabiliriz. Bugün artık finansallaşamayan kulüpler sürdürülebilir başarıya ulaşamıyorlar. Diğer detaylara ikinci yazımda yer vereceğim.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sürdürülemez! 23 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları