'Hava Kurşun Gibi Ağır'

01 Haziran 2011 Çarşamba
\n

\n

İki gün sonra Nâzım Hikmet, 48. ölüm yıldönümünde yine yurdumuzun dört bir köşesinde anılacak. Bu anmalar çoğunlukla kendiliğinden gerçekleşiyor. Bir dernek, bir yerel yönetim birimi, şiirseverler, yurtseverler bulundukları çevrelerde Nâzım Hikmeti anma etkinlikleri düzenliyorlar. Günümüz toplumunun giderek duyarsızlaştığı sık sık yinelense de, insanlarımızın Nâzım Hikmete karşı bu eksilmeyen ilgisi, özellikle üzerinde düşünülmesi gereken bir konu.

\n

Ben bu ilginin temelinde onun toplum vicdanının sesi olmayı başarabilmiş bir ozan olmasının yattığını düşünüyorum. Öyle dürüst bir vicdan ki, kimsenin söylemeye cesaret edemeyeceği doğruları, her ortamda, hiçbir güçten ve sonuçlarından çekinmeden söyleyebilmiş. Günlük dille söylersek, hiç siyaset yapmamış, hep yalın gerçeğin yanında, onun sözcüsü olmuş.

\n

Bütün insanlığı etkilemiş o benzersiz şiirler, yalansız bir hayatın ürünlerinden başka ne olabilirdi?

\n

***

\n

Nâzım Hikmete karşı eksilmeyen ilgi, her dönemde yayın dünyasında da karşılık buluyor. Onun hayatına, şiirlerine, mücadelesine ilişkin sık sık yeni kitaplar yayımlanıyor.

\n

Şu günlerde de, Hıfzı Topuzun Hava Kurşun Gibi Ağırı (Remzi Kitabevi) yayımlandı.

\n

Hıfzı Topuz, uzun gazetecilik ve UNESCOdaki görevlerinden sonra araştırma ve inceleme kitaplarının yanı sıra roman olarak adlandırdığı bir dizi yaşamöyküsü kitabı yayımladı. Hava Kurşun Gibi Ağırın alt başlığı olarak da Nâzım Hikmetin Romanı denilmiş. Kitapta gerçekten de yazarın kaleminden, yer yer konuşmalar, betimlemeler de içeren bir biçimde Nâzım Hikmet anlatılıyor. Ancak bir yaşamöyküsü anlatımı, bir kurmaca sanatı olan roman diye nitelendiğinde bu kez nerede gerçek, nerede kurmaca sorusu akla geliyor.

\n

Hava Kurşun Gibi Ağırı okurken, kafamda sık sık bu soru dolaştı ama Nâzım Hikmetin bildiğim yaşamöyküsünün dışında, farklı bir kurgu anlatıma rastlamadım. Yazar rahat anlatımına roman adını vermiş olmalı.

\n

Kitabı ilginç kılan en önemli etken ise yazarın kimi olayların tanığı olması, kendini de yazdığı kitabın kahramanlarından birine dönüştürmesi. Sözgelimi Nâzım Hikmetin İstanbuldan kaçışının duyulmasıyla, Akşam gazetesi istihbarat şefi Hıfzı Topuz, derhal Vâlâ Nurettini arayarak kendisinden bilgi istedigibi cümlelere rastlıyoruz.

\n

Kitabın roman olarak nitelenmesi, içerdiği kimi küçük hataları da bağışlatabilir: Sözgelimi, Nâzım Hikmetin Mayakovskiyle karşılaşması, onun şiirinin yapısal özelliklerinden etkilenmesinin, 1926da Moskovaya ikinci gidişinde olduğu yazılıyor. Oysa bu olay, ilk gidişte gerçekleşiyor. Nâzım, bu anlayıştaki yeni şiirlerini 1922de yazmaya başlamıştı.

\n

Roman anlatımının en çok tadının çıktığı bölüm ise yazarın tanıklığını da içeren Nâzımın Paris günleri...

\n

***

\n

Hava Kurşun Gibi Ağır, Nâzım Hikmet’in yaşamöyküsünü, cana yakın bir anlatımla her türden okurun beğeniyle, tat alarak okuyabileceği bir biçimde anlatıyor. Günümüz okurunun kolay okuma alışkanlığına uygun düşen, bu nedenle çok satılabilecek, çok okunabilecek, Nâzım Hikmeti geniş okur kesimlerine tanıtacak bir kitap.

\n

Nâzım Hikmetin yaşamı, ne denli tanısanız, ne denli bilseniz de hep insanlara yeni yeni zenginlikler sunan bir efsane. Bu kitabı okurken bu duyguyu bir kez daha yaşadım.

\n

Kazıldıkça tükenmek yerine, zenginleşen bir yaşam madeni Nâzım Hikmet.

\n

Ne yazılsa az, ne söylense az...

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yüz Yıl Önce Balkanlar 26 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları