“Hoş olmayan kararlar alacağız. Piyasanın gerektirdiklerini boşverin. Bu kriz bize bir ders verdi.” Yeni ABD Başkanı Obama.
Obama’nın başkanlık yemininin ardı sıra ettiği bu fütursuz sözler tabii ki deneyimsizliğinden kaynaklanmıyor. Ezberinde olanı söylüyor o!
Abarttığımı düşünenler Nixon’un nasıl başkanlığa hazırlandığını, nasıl seçildiğini, başkanların öyle belagatlarına kapılıp konuşamayacaklarını hatırlasın lütfen. Ayrıca, meraklısına 1970’lerin çok satan kitabı “The Selling of the President 1968”i bir daha okumasını da öneririm.
Eh, aradan geçen 40 yılda başkan adaylarını yetiştirme yöntemleri de geliştiğine göre Obama da gelişmiş rahlei tedristen nasibini almıştır herhalde!
O zaman yukarıdaki cümleyi, özellikle de “Piyasanın gerektirdiklerini boşverin” kısmını kimler, neden söyletti sorusuna cevap bulmak lazım!..
Ne var ki yorumcusu, akademisyeniyle çoğu iktisatçı Obama’nın sözlerini devletçi, hatta Keynesyen bir devletçi modelin geri dönüşü olarak yorumlayacak. Bir zamanlar George W. Bush’un “Bu kez düşmanın adı terör” sözünün GOP’la (Geliştirilmiş Ortadoğu Projesi) çizilen yeni dünya düzeninin ilanı olduğunu görmezden geldikleri gibi!
Unutmayalım, Bush döneminin yayılmacı projesi “terör” olgusuna odaklıydı. Kanımca çok da başarılı oldu. Zira, terör dediğinizin nerede, nasıl ve kimin başlatacağı, kime karşı yürüteceği belirsizdir. Kullanıcısına ise terör bahanesiyle istediği ülkenin topraklarına girme ve talan etme hakkını(!) vermektedir! Afganistan, Pakistan, Irak örneğinde olduğu gibi savaşlarla bunu gerçekleştirmek de mümkün… Bizim gibi ülkelerde olduğu gibi, IMF-Dünya Bankası destekli “yapısal uyum programları”yla yoksullaştırarak da mümkün!
Kısacası ABD merkezli proje, can korkusuyla insanları yeni dünya düzenini kabule zorlamak üzerine kuruluydu.
Ne var ki, Bush döneminin teröre dayalı yayılmacı projesi hem toplumların rızasını alamadı hem de ABD’ye yönelik muhalefetin daha da yükselmesine neden oldu. O zaman sahicisinin yerine demokrasi kokulu “çakma”sını koymak şart oldu.
Kaldı ki, Obama’nın piyasaları takmadığı filan da yok. Malum, piyasa dediğiniz firmalardan oluşmakta. Seçimlere aday olmanın maliyeti de küçümsenmeyecek boyutta. Yani finansörsüz adaylık mümkün değil.
Yani? Başkanın ABD sermayesinin ulusal, daha da önemlisi ulusötesi çıkarlarına uygun olması lazım. Obama Hükümeti’nin modeli de finansörlerinin yani piyasaların gereksinimleri doğrultusunda hareket etmek zorunda! Ama piyasayı, sadece para ve sermaye piyasaları olarak algılayıp bu piyasaları besleyen mal piyasalarını görmezden gelenlerdenseniz Obama’nın sözlerini piyasaya karşı olmak olarak yorumlamaya devam edebilirsiniz.
Uruguay’dan, Doha’dan bugüne süren tüm ulusüstü zirvelere bakarsanız, yeni devlet biçiminin piyasaların gereklerine göre yeniden biçimlendirildiğini görürsünüz. Artık sorun, kimin hegemonyasında bunun gerçekleştirileceğidir? ABD bu olanağı şimdilik yitirmiş gözüküyor. Ekonomik krizi yönetemediği takdirde II. Savaş sonrasında kurduğu ekonomik-siyasi hegemonya bütünlüğünü yeniden inşası zor. Yarı zenci-çakma demokrat bir başkanı vitrine çıkarması da zaten bu nedenle değil mi?
Kapitalizmin bu krizden yenilenerek çıkması, yani restorasyonu GOP’un çökmemesine bağlı. Çünkü, ABD’den AB’ye kadar piyasaların gereksinim duyduğu kaynaklar GOP alanında.
Yani? Ortadoğu’da, Kafkaslar’da, Kuzey Afrika’da, Anadolu’da! Dolayısıyla, bölgeye egemen olan kaynakların yönetim ve denetimine de egemen olabilecek. Obama Hükümeti’ne düşen de Bush yönetiminin askeri güçle yaratmaya başladığı bu egemenliği ekonomik, siyasi, kültürel alana da yaymak. Bunun gerçekleşmesi ise bölge liderlerinin ülke çıkarları yerine ABD’nin öngördüğü projeden sapmamalarına, bölge halkının da kuzuluğuna bağlı.
Obama’nın, “Sorunlar için Batı’yı suçlayan liderler biliniz ki halkınız sizi ne ürettiğinizle yargılayacak! İktidarı yolsuzluk, yalan ve muhalifleri susturarak elde edenler, biliniz ki tarihin yanlış tarafındasınız” sözlerini demokrasinin teminatı gibi algılayanlar, bir de aynı cümleleri bu gözlükle okusunlar!
turkmini@superonline.com
www.turkelminibas.net
Türkel Minibaş
Son Köşe Yazıları
Barack Neyi Değiştirecek?
Yazarın Son Yazıları
ABD Gerçekten Resesyonda!
Devamını Oku
03.02.2009
Barack Neyi Değiştirecek?
Devamını Oku
27.01.2009
Faiz İndirimi İşe Yarar mı?
Devamını Oku
20.01.2009
Mali Sektörden Bumerang Etkisi!
Devamını Oku
13.01.2009
Doğalgaz 2009'un Korkulu Rüyası
Devamını Oku
06.01.2009
Çin Küçülüyor Umutlar Kırılıyor!
Devamını Oku
30.12.2008
Resesyonun Ardı Deflasyon mu?
Devamını Oku
23.12.2008
Deflasyon Tehlikesi Büyürken...
Devamını Oku
16.12.2008
AKP'nin Gönüllü Kurbanlıkları
Devamını Oku
09.12.2008
IMF'yle Anlaşsalar Ne Olacak?
Devamını Oku
02.12.2008
Otomotiv Sektörü Sallanıyorsa...
Devamını Oku
25.11.2008
Tüketici Kredileri ile Kartlarından SOS!
Devamını Oku
18.11.2008
Devletçilikle Sosyalizmi Yine Karıştırıyoruz!
Devamını Oku
11.11.2008
Fed Yükselen Piyasaları Niye Öptü?
Devamını Oku
04.11.2008
Ciddiyet Beyler!
Devamını Oku
28.10.2008
2008 Bütçe Açığı Risk mi?
Devamını Oku
21.10.2008
Acil Eylem Planı!
Devamını Oku
14.10.2008
ABD Paketi Krizin Ateşini Söndürmez, Erteler!
Devamını Oku
07.10.2008
Sürü Etkisine Dikkat!
Devamını Oku
30.09.2008
Güven Fonu Piyasaları Yatıştırır mı?
Devamını Oku
23.09.2008
Brezilya 6.1-Türkiye 1.9
Devamını Oku
16.09.2008
Misillemeyle Rus Pazarı Korunamaz!
Devamını Oku
09.09.2008
Global Krizin Eşiği Geçildi! Türkiye ise Beklemede!
Devamını Oku
02.09.2008
Bölgesel Asgari Ücret Plağı!
Devamını Oku
26.08.2008
Cari Açıktaki Sorumluyu Bulduk: IMF!
Devamını Oku
17.08.2008
Allianoi'ye de Elveda!
Devamını Oku
11.08.2008