Kavrun

29 Haziran 2015 Pazartesi

Geçen ünlerde Çamlıhemşin yaylalarından Yukarı Kavrun’da “Direniyor Fırtına” adıyla bir çevre duyarlılığı yürüyüşü düzenlendi.
Yöre, Kaçkar Dağları’nın zirveye yakın eteklerinde bir pınarlar, göller, dereler ve çiçekler evrenidir. Bu doğa
harikası, Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından yeryüzünün korunması gereken 200 bölgesinden biri olarak da saptanmıştır.
Aslı Uluşahin’in Cumhuriyet’te haberleştirdiği çevre yürüyüşü, yalnızca
o bölge için değil, Samsun’dan Artvin’e uzanan sekiz ilin yaylalarını birleştirmeyi amaçlayan otoyol çalışmasını durdurmak için yapıldı.
Aslında Karadeniz yaylalarının tamamına yakını iyi kötü bir araba yolu ile kıyıdan geçen anayola bağlıdır. O yayla yollarının çevreye duyarlı bir biçimde bakım ve onarımının yapılarak halka hizmet götürülmesi gerekirken, sayılarının -şimdilik- 40 olacağı açıklanan otel, lokanta ve kayak merkezi yapılması amacıyla yaylaları birleştirecek böyle bir yol yapılmasına girişilmesi, doğal olarak halkın tepkisini çekiyor. Adına “Yeşil Yol” denilmesine bakmayın, bu bir yeşili yok edici çalışmadır.
Bilindiği gibi Doğu Karadeniz çok engebelidir. Bu nedenle yöre insanı için yol çok değerlidir; o insanların yol yapılmasına karşı çıkması akıl dışı olur. Kavrun’da karşı çıkılan yol değil, doğaya verilmekte olan ağır zarardır.
Unutulmaması gereken önemli bir nokta daha var; kıyı boyunca yer yer denizin doldurulmasıyla yapılan ve yine her yıl denizin bir parçasını koparıp aldığı sahil yolu, bölge halkının deniz ile iç içe olan yaşamını kesti, attı. Denizden sonra bu kez yaylalar betonlaşıyor; insanlar ve diğer canlılar, iki taraftan beton kıskacına alınıyor!

***

Seçimlerde AKP’nin oy kaybetmesinin en önemli nedenlerinden biri, çok açıktır ki, çevre duyarsızlığıdır.
AKP uygulamalarının doğal ve tarihsel çevrenin korunmasında, çoğu kez, uzman uyarısı; yargı kararı ve yasa tanımazlık ve buna dayalı talan özelliği taşıdığı yadsınamaz. AKP iktidarında ülke ekonomisi, örneği bulunamaz bir biçimde, doğanın ve tarihin hiçe sayılmasına ve arsa rantlarının artışına dayalı bir sermaye birikimi süreci yaşadı.
Toplum, yıllarca kıyıların, derelerin, ormanların, ören yerlerinin, kısaca doğanın ve tarihin acımasızca yağmalanmasına tanık oldu. Çok daha yakın bir tarihte Gezi’den başlayan, havaalanı ve köprüden geçen, ODTÜ’de ve ülkenin diğer yörelerinde devam eden ve Ak Saray’da noktalanan AKP uygulamalarının hesabını da seçmen sandıkta sordu. Özellikle Atatürk Orman Çiftliği’nin yağmalanmasının toplumda çevre duyarlılığının yanında Cumhuriyetin değerlerine yönelik saldırılardan biri olarak da algılandığı çok açıktır.
Ülke insanı, doğudan batıya, kuzeyden güneye, gerektiğinde biber gazı, polis copu, su ve dayak demeden; tutuklanma ve canı pahasına, doğasına sahip çıktı, özellikle HES yapımlarını yer yer başarıyla durdurdu.

***

Kavrun uyarısı hiçbir biçimde yabana atılmamalıdır.
Sekiz ilin yaylalarını birleştirecek yol çalışması, artıları ve eksileriyle, yeniden gözden geçirilmeli; bilimsel verilere dayalı olarak ve halkın katılımıyla bir kez daha değerlendirilmelidir.
Türkiye yeni bir hükümetin kurulması aşamasındadır. Türkiye’de onlarca Kavrun benzeri doğa yıkımı vardır. Bu nedenle, kurulacak koalisyon hükümetinin programında çevre duyarlılığına kapsamlı bir biçimde öncelik vermesi, hem hükümet edenlerin hem de ülkenin yararına olacaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları