Zeynep Oral
Zeynep Oral zeynep@zeyneporal.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Esenyurt’ta mucize

27 Ocak 2022 Perşembe

İktidara biat etmeyen sanatçının ve yazarların “başı ezilsin, dili koparılsın, kalemi kırılsın, susturulsun, hapsedilsin, linç edilsin” günlerinde yaşıyoruz. Siyasi otorite, dini otoriteyi de yanına alıp şiddet diliyle bu önerilerde, tehditlerde bulunurken İstanbul’da bir mucize yaşandı! Bu mucizenin adı, ESENYURT EDEBİYAT VE SANAT FESTİVALİ. Bu minicik sütun, on gün boyunca (15-24 Ocak) yaşanan o coşkunun, zenginliğin, üretkenliğin, yaratıcılığın, dayanışmanın binde birini yansıtamaz ama işte kimi tanıklıklar: 

BAŞKA BİR DÜNYA MÜMKÜN 

Esenyurt ilçesi, Türkiye’deki 57 ilden, altı büyük şehirden daha fazla bir nüfusa sahip. Bakmayın TÜİK’in 957 bin dediğine, aldığı göçmenlerle gerçek sayı 1 milyon 250 bin. Farklı renklerin, farklı seslerin bir araya geldiği ilçe.  

İlk kez düzenlenen Edebiyat ve Sanat Festivali’nin açılışını, Nâzım Hikmet’in yaş gününde, genç, dinamik Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt’la birlikte yapma onurunu taşıdım. Başkan, insana güven veren gülümsemesi ve sonsuz enerjisiyle daha ilk andan çeşitliliği, farklılığı vurguluyor; kültür mirasımızı geleceğe, sanatla edebiyatla taşımayı öneriyordu.  

Festivalin sunduğu programı görünce, önce bütün bunları yapamazlar diye geçti aklımdan! Ama gerçekleştiğine adım adım tanıklık ettim. Mucize demem ondan! 

Hemen belirteyim Kemal Deniz Başkan’ın elinde bir sihirli değnek yoktu. Ama farz edin ki var: Bir ucu festival direktörü Nurten Geroğlu, öteki ucu festival koordinatörü Burcu Geroğlu’nun elindeydi. Ve birlikte asıl şunu başardılar: Başka bir dünya mümkün duygusunu, inancını, umudunu hem Esenyurt halkına hem tüm katılanlara yaşattılar!  

FESTİVALİN İLKLERİ 

Latife Tekin, Buket Uzuner, İnci Aral’dan Şehmus Diken, Ataol Behramoğlu, Ercan Kesal, Mario Levi’ye, yüz kadar yazar, şair, gazeteci, düşünce insanı, ülkenin her yerinden gelip sohbetleriyle katıldılar. 10 gün her akşam tiyatro ve  konserler…

İlk kez çocuklara bunca önem veren bir festival gördüm. Hele ilk günler hava harikaydı, kültür merkezinin önünde kurulmuş çadır ve stantlarda çocuklar için yaratıcı oyunlar, sohbetler, palyaçolar, resim yarışmaları… Gözlerime inanamadım. 

İlk kez bir kitap fuarının müziklisine tanıklık ettim. Fuarın yer aldığı çadırın içinde ve dışında, sakin, yumuşak bir canlı müzik yapılması, harika bir fikirdi…  

İlk kez, tüm sohbetler, paneller, buluşmalar tıklım tıklım doluydu. İzleyicilerin çoğu gençlerdi, salonlar dar geldi. Bu yoğunluk ve ilginin nedeni, seçilen konuların çoksesliliği, güncel olaylarla bağlantılı, geleceğe yönelik olmalarıydı. Ama bir neden de yöre sakinlerinin sanat ve edebiyata açlığıydı! 

ONUR ÖDÜLLERİ 

Festivalde dört de onur ödülü vardı:

Bunlardan biri ülkenin en üretken yazarlarından, kendisiyle yarışan Ayşe Kulin’eydi. Ne yazık ki rahatsızlığı nedeniyle Esenyurt’a gelemedi. (Bir başka şansızlık, kar yüzünden son akşam Genco Erkal’ın “Ahmed Arif” oyununun iptali.)   

Bir onur ödülü şairlerin hası Ahmet Telli’yeydi. Ona PEN olarak şiir ödülü verdiğimizde, şu sözleri hiç aklımdan çıkmadı: “Dünyayı aşklaştırmanın özel bir edimidir şiir. Referansları özgürlük, adalet ve vicdandır.”… Esenyurt’taki sohbetlerinde festivalin hem üretkenliğine hem de halkla sanatçının buluşmasındaki “ruh kardeşliğine” dikkatleri çekti.  

Büyük gecenin Onur Ödülleri: Dev salonun dev sahnesinde sinema ile tiyatronun yaşayan iki efsanesi: Türkan Şoray ve Müjdat Gezen. İkisi de 62. sanat yılını kutluyor. Türkan Şoray heyecandan yaprak gibi titriyor, Başkan’ın sözleri, salonda bini aşkın izleyicinin coşkusu karşısında gözyaşlarını tutamıyor. Biraz önce Müjdat, kızıyla “Baba Kız” oyununu oynamış. (Yazısı, pazar günü.) Yorgun ama dimdik ayakta! İyi ki sinema, iyi ki tiyatro var! Gönüllerin Sultanı’yla Korkusuz Silahşör eşsiz bir gece yaşatıyorlar! 

Türkan Şoray ve Müjdat Gezen

 Sanatın gücü, duygudaşlık, aşk, dayanışma, umut, gelecek güzel günler inancı dorukta. Ülkemin aydınlık yüzleriyle kucaklaşma! Bu gece hiç bitmese, bitmese, bitmese…  

Esenyurt’ta bir tohum daha atıldı, fidan ekildi… Hep birlikte büyütmek, yeşertmek üzere…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları