Yarın 8 Mart, Dünya Emekçi Kadınlar Günü... “Emekçi” sözcüğü, kavramı unutturulmaya çalışılsa da bilen biliyor; anımsayan anımsıyor... Üstelik yılda bir günün yalnızca bahane olduğunun bilincinde sürdürüyoruz etkinlikleri, çalışmaları... Amaç farkındalık yaratmak!
Her fırsatta “ileri demokrasi”mizi övenler; dünya ekonomisinde 18. sırada olduğumuzu şişine şişine anlatanlar, nedense kadına yönelik şiddeti; ülkemizdeki kadın nüfusunun yüzde 20’sinin okuma yazması olmadığını; bu oranın Doğu ve Güneydoğu’da yüzde 40’lara vardığını görmezden gelirler!
8 Mart bahane dedim ya... Öyleyse devam...

Geleceğin güvencesi

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Türkiye çapında 102 şubesiyle, özellikle kız çocuklarının eğitimine katkıda bulunarak bence geleceğimizin güvencesini oluşturdu ve oluşturuyor... İlk, ortaöğretim ve üniversite burslarıyla, sosyal sorumluluk projeleri çerçevesinde gençlere sağladıkları olanaklarla; kurdukları okul, yurt, eğitim evleriyle, okulöncesi ve yetişkinlerin eğitimiyle seferber oldular... 13 Nisan 2009’dan sonra çabayı bin kat artırdılar.
O tarihte ne mi oldu? Anımsatayım:
13 Nisan 2009’da güvenlik güçleri, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Merkezi’ne, 36 dernek şubesine, yöneticilerinin evlerine toplam 81 yere baskın yaptı... Her tür belgeye, bilgisayarlara el koydu... 31 dernek üyesini gözaltına aldı... Derneğin üç yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Ayşe Yüksel, Prof. Dr. Halime Filiz Meriçli ve avukat Fatma Nur Gerçel hakkında “Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olmak” iddiasıyla dava açıldı... “ÇYDD İddianamesi” adı altında tanımlanan dava, Poyrazköy davası ile birleştirildi. Dava yöneticilerin kişisel eylemlerinin davası değil. Bir sivil toplum örgütü olan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin yargılanmasıdır.
İşte böyle sevgili okurlar... Bugüne dek sorunun değil, çözümün bir parçası olmaya çalışan; Türkiye’de öncü, dünyada örnek bir sivil toplum örgütü, egemen güçlerin dişlileri arasında ezilmeye çalışılıyor ama yılmak yok. Çalışmaya devam!

VAKAD kapatılamaz!

Türkiye’nin en özverili, en çalışkan kuruluşlarından biri Van Kadın Derneği (VAKAD). Yıllardır Van ve çevresinde şiddete uğrayan kadınların ilk sığınağı; çocuk gelinlerin kurtarıcısı, evsiz kadınların, okulsuz kız çocuklarının, adaletsiz insan haklarının ilk başvuru merkezi olmuştur VAKAD... Deprem sonrası çalışmaları dünya âleme örnektir. Şimdi öğreniyoruz ki, deprem sürecindeki yardım ve destek çalışmalarının “örgüte yardım ve halkın sempatisini kazanmak” amaçlı olduğu iddiasıyla Van Kadın Derneği’ne, Van’daki diğer on kuruluşla birlikte kapatma davası açılmış!..
Bence yetkililer dava açmak yerine VAKAD’ın Van merkeze bağlı 24 köyün gerçeklerini dile getiren raporunu okusalar; (Örneğin köylerdeki okulsuzluğu; kızların nasıl eğitimden alıkonduğu, vb.) çok daha hayırlı bir iş yapmış olurlardı.
Yarın 8 Mart... Eskişehir Tepebaşı Belediyesi Zübeyde Hanım Kültür Merkezi’nde saat 16.00’da kadın sorunları çevresinde buluşuyoruz. Yolu düşenleri beklerim...