Bu gidiş, iyi bir gidiş değil!

21 Şubat 2021 Pazar

Salgın nedeniyle kafe, bar ve restoranlar uzun zamandır kapalıyken ve bu yüzden işsiz kalanlar intihar ederken, Cumhurbaşkanı kendi ifadesiyle AKP kongrelerinin “lebaleb dolu” olmasıyla övünüyorsa...

Son iki yıl içinde en az 213 bin esnaf sicilden ve meslekten terkini isterken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kapanan dükkân yok” diyorsa...

Yaklaşık 20 yıl sonra “Avukatlık yemininde başımı açtığım için kafamı kaldıramadım” diye konuşan AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, Uşak Emniyet Müdürlüğü’ndeki çıplak arama iddiaları hakkında, “Bu kurgusal bir harekettir. Onurlu, ahlaklı kadın bir sene beklemez. Bir kadını çıplak arayacaksın, dakikasında bundan rahatsızlığını beyan eder” diyorsa...

19 yıldır iktidarda olan AKP, terör örgütü PKK 5.5 yıldır aralarında asker ve polislerin de olduğu 13 vatandaşımızı rehin tutarken gerekeni yapmayıp sonunda düzenlediği operasyon başarısız olunca suçu muhalefete atmaya çalışıyorsa...

Böyle bir başarısızlık karşısında hiçbir görevli istifa etmiyor ya da daha doğrusu Reis’in izni olmadan istifa edemiyor ve görevden alınmıyorsa...

AKP’li Cumhurbaşkanı, ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu’nun Gara operasyonu hakkında yönelttiği haklı sorulara yanıt olarak “Terbiyesiz herif!” karşılığını veriyorsa...

Ülkücü mafya babası Çakıcı, sosyal medyadan mektup yayımlayıp ana muhalefet liderini tehdit edebiliyor ve siyasete ayar vermek için “derin devlet” güçlerine çağrı yapabiliyorsa...

İktidarın küçük ortağı MHP’nin lideri Bahçeli, mafya babasını açıkça koruyup destekliyorsa...

Ankara’da TİP (Türkiye İşçi Partisi) il yöneticisi ile Öğrenci Kolektifleri üyesi iki öğrenci, polisler tarafından kaçırılıp gözaltı işlemi yapılmadan darp edilerek kent dışındaki üç ayrı araziye bırakılıyorsa...

Beyaz Toroslar”ın yerini “beyaz Citroen”ler aldı deniyorsa...

Gazeteciler evlerinin önünde darp ediliyorsa...

Demokratik hak mücadelesi veren herkes “terörist”, “vatan haini” olarak damgalanıyorsa...

Türkiye rotayı nereye çevirdi” diye açıkça sormak gerekir!

***

Anayasanın ve taraf olunan uluslararası anlaşmaların çiğnendiği...

Yasaların değil, bir kişinin ağzından çıkacak emirlerin gözetildiği...

Gözaltında çıplak arama iddialarının olduğu...

Mafyanın siyasette rol kapmaya çalıştığı...

Farklı görüşte olanlara karşı kaba kuvvetin kullanıldığı...

Silahların konuştuğu...

Tarikat ve cemaatlerin devlet içinde cirit attığı...

Yeniden Kuruluş Anayasası” projesiyle yeni bir kavganın fitilinin yakıldığı...

Sürekli “biz” ve “onlar” söylemi ile halk arasındaki kutuplaşmanın körüklendiği...

İktidarın uygun bulmadığı yaşam tarzlarına yönelik baskının artırıldığı...

Devleti yönetenlerin saldırgan bir kabadayı ağzıyla muhaliflere tehditler savurduğu bir ortamda “Türkiye’nin rotası nedir” diye açıkça sormak gerekir!

***

Şimdilerde muhalif ama başbakan olduğu sırada “AK Parti iktidardan indirilirse buralarda beyaz Toroslar dolaşacak” diyen Ahmet Davutoğlu’nun sözlerini hatırlarsak, bu manzara karşısında AKP iktidardayken 90’lara mı dönülüyor, diye sormak gerekir.

Faşizmin dalga dalga yayılarak tüm topluma hızla nüfuz ettiği bir ortama sürüklenmemek için bu soruları yüksek sesle yinelemek gerekir.

Adalet istemenin...

Demokrasi talep etmenin...

Otoriter ve totaliter yönetimi reddetmenin...

Yargı bağımsızlığını ve laikliği şart koşmanın hak olduğunu haykırmak gerekir.

Türkiye’yi yöneten siyasal İslamcıların 2023 hedefiyle belirlediği rota tehlikelidir. Bu hoyratlaşma, iktidar için çöküşün işaretleridir elbette. Ancak AKP çökerken toplumun yapısını da dinamitleyecek tohumlar ekiyor. Bu gidiş, iyi bir gidiş değildir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları