Kayyım banyoları

30 Nisan 2019 Salı

Artık siyasi tarihimize “kayyım banyoları” diye bir ifade girdi. Gelecekte birilerinin AKP dönemini yazarken bundan da söz etmesi gerekecek.
Önce merkezi hükümetin belediyelere el koyduğunu, seçilmişleri görevden alıp yerine atanmışları getirdiğini anlatacaklar.
Sonra da atanan kayyımların 31 Mart yerel seçiminde halkın oylarıyla görevden uzaklaştırıldığında meydana çıkan kral banyolarını yazacaklar.
Böylece anlaşılacak ki “gönül belediyeciliği” diyerek seçim propagandası yapanlar, aslında banyo belediyeciliği yapmış! Saray gibi makam odalarında kapıların ardında aşırı lüks banyo ve tuvaletler gizlenmiş.
İşin en acı tarafı, talan ve israfın göstergesi banyoların ortaya çıktığı yerler, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve Sur Belediyesi... O bölgede halk, işsizlik ve yoksulluktan kırılıyor.
Birkaç ay önce Diyarbakır’da 6 aylık geçici iş için 1790 kişinin işe alınacağı duyuruldu. Asgari ücretle çalışmak için 40 binden fazla kişi başvurdu.
Kilometrelerce uzayan kuyrukta bekleyenlerin görüntüsü ile kayyım banyoları aynı anda gözümün önüne geliyor... Mesela Sur Belediyesi’nde kayyımın yaptırdığı şatafatlı banyo ve tuvaletin faturası 324 bin 129 TL tutmuş.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na 1 Kasım 2016’da kayyım olarak atanan ve son seçimde de AKP’den aday olan Cumali Atilla’nın makam odasının masrafı ise dudak uçuklatıyor. Belediye binasında yapılan işler, tefrişat ve alınan mobilyalara 2 milyon 127 bin 725 lira ödenmiş.
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, hafta sonunda yaptığı bir konuşmada kayyım banyolarına değinmiş. “Devlet ve parti yöneticilerimizin can güvenliklerini sağlayacağız ama bunu saltanat haline dönüştürmeyeceğiz,” demiş. Güvenlik ile tuvaletteki abartılı görkemin ilgisinin olmadığını bildiğinden “saltanat” vurgusunu eklemiş. Ama gel gör ki saltanat çoktan kuruldu...

‘Ya çalacaksın ya çırpacaksın...’
Lüks makam odaları, banyo ve tuvaletlere bu kadar yüksek miktarda paraların harcandığı Diyarbakır’da sokağa çıktığınızda gördükleriniz ise tamamen farklı hayatları resmediyor.
Örneğin, iş bulmak için 3 yıldır çaba harcayan Şeyhmus Efe, ilkokul sınavına giren çocuğunun 3 TL’lik sınav parasını verememiş; masrafı okul öğretmeni karşılamış.
Evrensel gazetesinde Fırat Topal imzasıyla yayımlanan haberden öğrendiğime göre, Şeyhmus Efe, 6 aylık geçici iş için İŞKUR Diyarbakır İl Müdürlüğü’nün önünde sıraya girenlerden biri. Çöp ve hurda toplayarak çocuklarına bakmaya çalışan bir baba...
Burada artık helal para ile evime bir lokma ekmek götüreyim dersen mümkün değil. Yıllardır yaptığım birikimimi bu süreçte kaybettim. Şu an ya çalacaksın ya çırpacaksın...” diyor.

Kakistokrasili Yıllar
Kayyım banyoları, yalnızca görgüsüzlük ve israfın belgesi değil...
Aynı zamanda ülkede kakistokrasinin geçerli olduğunun da belgesi.
İleride Türkiye’de AKP döneminin tarihini yazacak olanlar, çalışmalarına “Kakistokrasili Yıllar” başlığını rahatlıkla atabilir.
NOT: Bilmeyenler için kakistokrasi tanımı: Bir ülkenin en kötü, en yetersiz, en ilkesiz, en niteliksiz kişilerce yönetilmesi. Antik Yunan dilindeki “kakistos” (en kötü) kelimesinden türetilmiş ve bilinen ilk kullanımı 1644.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları