İstanbul Ümraniye’deki Kuran kursunda yaşanan cinsel saldırı olaylarını hatırlıyor musunuz?
Fıkıh-Der’e ait yatılı kursta yatılı olarak kalan çok sayıda öğrenci, kurs sorumlusu ve iki eğitmenin kendilerine cinsel istismarda bulunduklarını söylemişti.
6 öğrenci savcılığa gidip şikâyetçi olmuş, 20’yi aşkın öğrenci mağdur olduğunu belirtmiş ve dava açılmıştı.
Üç kişinin yargılandığı davada adli tıp kurumu raporu gelmiş. Raporda mağdur çocuk H.R.Ö’nün ruh sağlığının bozulduğu, travma içerisinde olduğu belirtiliyor...
Ne yazık ki buraya kadar olanlar, münferit değil; daha önce birçok kez yaşanan dehşet verici skandalların bir benzeri.

Geceleri aynı saatte tecavüz...
Bu olayın en dehşet verici yanı ise, Kuran kursunda kalan mağdur çocuk H.R.Ö. ve ağabeyi M.E.Ö’nün babası Ertan Ö’nün mahkemede, “Çocuğuma da şikâyetçilere de inanmıyorum” demesi!
Üstelik “Kuran kursunda benim çocuklarımdan harem kurmuşlar” diyen eşine de inanmıyor, yalan söylediğini iddia ediyor.
“Çocuklarım kursa istekli gidiyordu. H. bir iki kez ‘Canım sıkılıyor, kursa gitmek istemiyorum’ dedi. Ben de bu durumu çocuk tepkisi olarak düşündüm” diyen Ertan Ö’ye göre, bütün bunların nedeni farklıymış...
Mağdur çocuklardan birisinin babasının kendisinden ve kurs hocalarından para almak için böyle bir olay yarattığını söylüyor. Ama diğer yandan öğreniyoruz ki Kuran kursuna alınan arabalar, baba Ertan Ö’nün üzerineymiş.
Davayı yerinde izleyen gazeteci Mustafa Hoş, Twitter’da bir bilgi paylaştı. Fıkıh-Der Başkanı Ömer Işıktekin ve avukatları, iftira atıldığını söyleyince çocukların bir yakını şöyle demiş: “Tecavüz yok diyorlar. Gelsinler eve. Her gece saat 04:00’te bağırarak uyanıyor, ağlıyor. Çünkü hep saat 04:00’te tecavüz ediliyormuş.”

Kabaran utanç dosyası
Cinsel taciz ve saldırı...
Ezber yapamayan öğrencilere uyumama cezası...
Masajla taciz...
Çekiç şeklinde plastik bir aletle dayak...
Hakkında bu iddiaların dile getirildiği kursta yaşananlar korku filmi gibi...
Olay hakkında basına yansıyan haberleri takip ederken ister istemez aklıma Oscar ödüllü “Spotlight” adlı film geldi. 2001 yılında Katolik kilisesinde bir rahip, 80’den fazla erkek çocuğunu taciz etmiş, cinsel saldırıda bulunmuştu. The Boston Globe gazetesinin bu skandalı ortaya çıkarışını anlatıyordu film.
Tam bu yazıyı yazdığım sırada AFP Ajansı’nın geçtiği bir haberi gördüm. Nijerya’da polis, İslami okulda hocaların tecavüz ettiği 300’den fazla erkek çocuğu kurtarmış...
Türkiye’de “Yine Kuran kursu, yine taciz!” başlıkları medyada o kadar sık gündeme geliyor ki bakalım çocuğunu, karısını, hatta kendisini seks sapıklarına peşkeş çekenler ne zaman ödüllü filmlere konu olacak?
Dernek ve vakıf görünümlü tarikatlar pıtrak gibi çoğalıp her yerde Kuran kursu açılmaya devam ettikçe,
Pedagojik eğitimi yetersiz insanlar eğitmen oldukça,
Topluma sürekli cehalet pompalandıkça bu skandallar bitmez...
Sadece utanç dosyası giderek kabarır!

Öyleyse ne yapmalı?
Toplumu biat kültüründen kurtarmalı!
Korkmayan, sorgulayan, haksızlığa boyun eğmeyen çocuklar yetiştirmeli.
Yargıçlar, iktidara değil hukuk kurallarına bağlı kalmalı.
Gazeteciler iktidarın borazanı olmayı reddederek gerçekleri ortaya çıkarmalı.
Bunların hepsinin olması için de 17 yıldır süren AKP cenderesinden kurtulmalı.
Başka yolu yok.