Ateşin karası hâlâ kalplerde

Maraş katliamının üzerinden 36 yıl geçti. Kahramanmaraş sokakları ve bellekler katliamın izleriyle dolu. “Yarayı kaşımayalım diye anmaya izin vermiyorlar, tıpta kanayan yara iyileşir. Unutalım diyorlar ama unutmamız için ne yaptınız” diyor halk.

Yayınlanma: 19.12.2014 - 05:00
Abone Ol google-news

Kahramanmaraş katliamının üzerinden 36 yıl geçmiş. Alevi mahalleleri boşalmış. Kimi korkudan göçmüş, kimi acıyla baş edememiş terk etmiş yaşadığı kenti. Katledilenlerden bazılarının mezarları bile kayıp. Kentin “kahraman” olarak anılmasını istiyor; bu “kara” katliamı belleklerden silmek istiyor yöneticiler. Ama anılardan, yüreklerden silemiyorlar. Kentin her sokağı, her köşe başı katliam günlerinden bir anı saklıyor.

Kahramanmaraş katliamının üzerinden 36 yıl geçmiş. Alevi mahalleleri boşalmış. Kimi korkudan göçmüş, kimi acıyla baş edememiş terk etmiş yaşadığı kenti. Katledilenlerden
bazılarının mezarları bile kayıp. Kentin “kahraman” olarak anılmasını istiyor; bu “kara” katliamı belleklerden silmek istiyor yöneticiler. Ama anılardan, yüreklerden silemiyorlar. Kentin her sokağı, her köşe başı katliam günlerinden bir anı saklıyor.

 

Katliamın izlerini yok etmek

Dernekte sohbet ettiğimiz yurttaşların katliam anıları ilk gün gibi taze. Bizi dolaştırırken “Kardeşim şurada vuruldu”, “Şu ev de yakıldı”, “Şuradan aşağı doğru yürüdük cenazeleri aldıktan sonra” gibi cümleler kuruyorlar arka arkaya. Onlar unutmuyor, ama katliamın anılarını silmek isteyenler de boş durmuyor. Öyle ki, televizyoncuların sık sık gelip çekim yaptığı yakılmış evlerin kalıntıları sessiz sedasız “temizlenmiş”, yıkamışlar. Sadece bir duvarda kalmış ateşin karası. Müslüm İbili, “Katliamın tüm izlerini yok etmek istiyorlar. Biz müze yapmak istiyorduk burayı” derken soruyor: “Unutalım, diyorlar. Ama unutmamız için ne yaptınız?”

Katliamın üzerinden 36 yıl geçmiş, anmak bile yasak! Sadece bir kez, 2010 yılında Alevi Bektaşi Federasyonu tarafından bir anma etkinliği düzenlenebilmiş. “Bozkurt” işareti yapıp tekbir getirerek yürüyen bir grup “Apo’nun p..i”, “Burası Maraş buradan çıkış yok” sloganları atarak yürüyüşe geçince, etkinlik alelacele tamamlanmış. Katliamın bir numaralı sanığı, beraat ettikten  yaşananları irtibat bürosundan izlemişti.

 Yine bir katliam yıldönümü yaklaşırken, “anma” girişimleri gündemde. Müslim İbili, “Yarayı kaşımayalım, kara leke, diyorlar izin vermiyorlar. Tıpta kanayan yara iyileşir. Geçen yıl dernekte toplandık. Bu mahalleye giriş çıkışları kapattılar insanlar gelemesin diye. Maraş’ı kapattılar” diyor. İbili, “Maalesef katliam korkusu hâlâ var. Katliamla yüzleşilmediği için insanlar göç etti. Korku halkın ruhuna işlemiş. Anmalara katılmıyorlar” derken “Burada Alevilere ne iyi gelir? Neler yapılmalı” sorusuna da şu yanıtı veriyor:

“Belediyede bir Alevi arkadaşımız var! Samimiysen ‘Katil Kahramanmaraş’tan utanç duyuyorsan, bir şeyler yapacaksın. Bizim istediğimiz eşit yurttaşlık temelinde yaşamaları. Alevilere, cemlerimize, ibadetlerimize hâlâ önyargıyla bakılıyor. Merkezde hiç cemevi yok. Bir arsa aldık, barışın simgesi olarak bir cemevi yapılacak. ‘Darbeciler yargılansın, gerçek suçlular bulunsun, Kahramanmaraş dosyaları yeniden açılsın’ sloganları atıyoruz. Ama maalesef bunu isteyen de, yapan da zaten derin devlet. Darbeye giden yol Maraş’tan geçti. Bunlar Maraş’ta da başlamadı. Dersim’le yüzleşilmediği için Maraş oldu.”

Hasan Kaçmaz, “Aleviysen Maraş’ta iş yok. Bir iş başvurusu yapıyoruz ‘Yörükselimli olduğunuz için alınmazsınız’ diyorlar. Kimliğimizi mi değiştirelim” diye söze karışıyor. Kent merkezinde Fransız işgali sırasında kaledeki bayrağın indirilmesine isyan eden ve “Fransız bayrağı altında namaz kılınmaz” diyen Ulu Cami İmamı Rıdvan Hoca’nın halkla birlikte kaleye yürüyüşünün canlandırıldığı heykeller var. Müslim İbili “Kentte katliama karşı bir anıt dikilmeli mi” sorusunu yanıtlarken, bu heykelleri anımsatıyor.

“Anıta gerek yok, anıtı koymuşlar. Rıdvan Hoca’nın sözleriyle, kazma kürekle başlatılmıştı Milli Mücadele. Bugün biz ona baktığımızda kendimizi görüyoruz, aynı şey bize yapıldı” diyor.

 

Irkçılar katliamı kutlayacak

Kent merkezine afiş asarak yürüyüş çağrısı yaptılar

Maraş Katliamı’nın yıl dönümünde anma törenlerine valilik izin vermezken, kent merkezinde katliamın yıldönümünde “kutlama” çağrısı yapılan afişler asıldı. Maraş’ın kent merkezinde kim tarafından asıldığı belli olmayan afişlerde, katliamın gerçekleştirildiği mahallelerin başında gelen Yörük Selim Mahallesi’ne yürüyüş çağrısı “19 Aralık’ın yıldönümünü Yörük Selim Mahallesi’ne yürüyerek kutluyoruz” denildi. Hazırlanan afişlerdeki “Türk ırkı sağolsun” yazıları dikkat çekti. Emniyet yetkilileri, olayla ilgili 3 kişinin gözaltına alındığını belirtti.

 

Katliam korkusu geçmedi

Katliamdan önce Kahramanmaraş’ta CHP çok güçlüymüş, 3 milletvekili ve bir senatör çıkarıyormuş. Katliamdan sonra büyük göç olmuş, Aleviler kenti terk etmiş. Bugün, CHP sadece bir milletvekili çıkarabiliyor. CHP İl Başkanı Esat Şengül, anma etkinliklerine izin verilmesini istiyor. “Narlı diye 20 km. ilerde beldemiz var, orada yapılsın, deniyor. Kahramaraş’ın daha iyi anılabilmesi için bu yaşanan olayları hep birlikte kınamak lazım. Kardeşçe bir anma etkiliği yapalım. Devletin kolluk kuvvetleri anmaya gelen on binlerce insanı engelliyor da, burada toplanan, provoke edecek 500 kişiyi mi engelleyemeyecek?” diyor.

Alevilerin yoğun olarak yaşadığı Pazarcık’a da gittik ve eski Pazarcık Belediye Başkanı Kamil Dalkara’yı ziyaret ettik. Son seçimlerde HDP de aday çıkarınca, az farkla kaybetmiş, AKP adayı kazanmış. Katliam günlerini anlatırken gözleri doluyor. “Hâlâ katliam korkusu var. Anma etkinliğinde yine saldırdılar, anma bile yapamıyoruz. Sünni kitlenin Alevi toplumuna bakış açısını hiçbir şey değiştiremez. Kerbela’dan Dersim’e, Maraş’a bugüne kadar hep Aleviler katledilmiş”diyor.

 

Belgeleyemiyoruz ama 1306 kişi öldü

12 Eylül darbesinin en önemli nedenlerinden sayılan katliamda resmi rakamlara göre 111 kişi yaşamını yitirmiş. “150 kişi” diyen de var, çok daha fazla olduğunu söyleyenler de. Dönemin CHP
Kahramanmaraş Milletvekili Hüseyin Doğan, “Raporlar 111 doğrultusunda, mahkeme kararında ‘116 kişi’ diye geçiyor. 150 midir, daha fazla mıdır bilemeyiz, ama 111’den fazla olduğu kesin. İnsanların nereye gömüldüğü belli değil. Herkes kaçış halinde, ölüsünü kaçıran da var, canını kurtarmak için kaçan da var...” diyor. Katliamdan sonra yargılanan Devrimci
Savaş sanığı Hamit Kapan ise “Belgeleyemiyoruz ama 1306 kişinin öldüğünü biliyoruz. Hastanede ölülerin ayaklarına takılan rakamlardan ‘1050’ rakamının takıldığının görüldüğünü biliyoruz. Çevre köylerdekilerle beraber 1300’ü geçiyor” diyor.

 

MİT’İn dahli var

Can Dündar ile Rıdvan Akar’ın Bülent Ecevit’in arşivinden yayımladıkları “Çok ciddi bir kaynaktan verilmiştir. Değerlendirilmesinde yarar vardır” notu düşülen belgede Kahramanmaraş olaylarıyla ilgili olarak “MHP’nin bir organı haline gelen MİT’in CHP zamanında meydana gelen büyük olayları yapan ve yaptıran MHP’lilere ait hiçbir istihbarat ve bilgiyi vermeyip sakladığı” ifade ediliyordu. Katliamın ardından İçişleri Bakanı olan Hasan Fehmi Güneş, “Tam hazırlanmış bir tertipti. Oradaki Alevilere, solculara karşı uzun süre hazırlanarak yapılmıştı” diyor. Katliamda “MİT’in dahli olduğu” görüşünü yineliyor. Öyle ki o dönemde MİT’ten hiçbir istihbarat alamadıkları gerekçesiyle Başbakan Bülent Ecevit’e “MİT’i lağvedelim” bile demiş. Bu sözlerini anımsattığımızda şu değerlendirmeleri yapıyor: “MİT yöneticilerinden önemli birkaçı o zamanki saldırıyı düzenleyenlerle hem ideolojik, hem de diğer açılardan yakın kişilerdi. O nedenle MİT’in katkısı olduğu kanısındayım. Sayın Ecevit’le konuşmamız sadece Kahramanmaraş’la ilgili değildi. Başka yerlerde de benzer olaylarla karşılaştığımızda bulgular daha güvenilir, daha devletten yana bir istihbarat örgütü oluşturmamız gerektiği düşüncesini oluşturmuştu bende. Çok zor bir dönemdi, devletin kimliğine dönük saldırılar yapılıyordu ve istihbarat sıfırdı.”

 

Elebaşılar ödüllendirildi

Güneş, katliamların sosyal demokratların iktidar ya da iktidar ortağı olduğu dönemlerde yaşandığına dikkat çekerek yönelttiğimiz sorulara, “Sol politikanın iktidarda olduğu, gelişmekte olduğu, önünün açıldığı zamanlarda bunlar yaşandı. Sol yok edilmek isteniyordu. Yeşil kuşak yürürlükteydi o zamanlarda” yanıtını veriyor. “Kahramanmaraş bitmeyen acıdır. Elebaşılar ödüllendirildi. Sivil toplum örgütleri yurtdışında daha aktifler. Ama Türkiye’de acılarını anmaya bile cesaret edemiyorlar” diyen Güneş, “Ne yapılmalı” sorusuna da şu yanıtı verdi:

“Pek çok aile koptu gitti, yurtdışlarına gitti, başka yerlere gitti. İnsanları kendi yurdunda sığınacak yer aramak zorunda bıraktı o olaylar. Bu, hiç kuşkusuz devletin yeterli önlem almamasından,
özen göstermemesinden kaynaklanmıştır. Kuru bir özür dileme yetmez, ama o insanların gönlünü alabilir. Saldırıya uğrayan o kitlenin bundan böyle özgürce yaşama koşullarının gerçekleştiğini göstermek, geliştirmek gerekir. Sadece özür dilemek değil, onların gerçek sahipleri olduğunu, özgürce, rahatça bütün geleneklerine uygun bir biçimde yaşama koşullarını
gerçekleştirmek gerekir. Meclis’te araştırma komisyonları kurulabilir. Oradan çıkacak sonuçlara göre, hukuk yolları açılabilir. Pek çoğu zamanaşımına uğratıldı. Meclis ‘Bu toplumsal yarayı kanıyor olmaktan çıkaracağız’ derse yapılacak şeyler olabilir. ”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler