Ümmet geldi cihane, ant bahane

26 Ekim 2018 Cuma

Laik Cumhuriyet’in tüm ilkelerini, kavramlarını, kurumlarını, uygulamalarını kötülemek, onları karalamak, AKP’nin değişmez politikası olduğundan, öğrenci andı tartışmasını da yadırgamadım.Öğrenci andını hedefe koymanın nedeninin genel Cumhuriyet ve ulus devlet karşıtlığının bir parçası olduğunu belirtmeye gerek bile yok.
Ulus ve ulus devlet kavramlarının insanlığın gelişme evrelerinden biri olmasına karşın, bunlara dikkatli yaklaşmanın gerekli olduğunu da belirtmek gerek.
Ulus”un, ırk ve din gibi objektif ölçütlere dayandığı, objektivist tanımının öne çıkarıldığı gelişmemiş toplumlarda, kendi ulusunu herkesten yüksekte gören ırkçı tutkuların dürtüsüyle egemen olan şovenizmin yolu sonunda faşizme kadar uzanır.
Bir de, varsayılan bir ortak geçmişten hareketle, aynı ortak geçmişi paylaşan, ortak bir gelecek projesi etrafında toplanmış, ırk ve din gibi objektif öğeleri reddeden, birlikte yaşama iradesinin ürünü olan sübjektivist ulus kavramı vardır ki, bireylerin iradi katılımı esasına dayandığı için aynı zamanda da demokratiktir. İşte Cumhuriyet’in ulus ve ulus devlet kavramı da budur ve o her türlü ırkçı mülahazayı reddeder, karşısında yer alır.
Öğrenci Andı’nı irdelerken, bu gerçekleri göz önünde bulundurmazsak, gereksiz ve saçma tartışmalar sarmalına düşeriz.

***

İlkokuldan başlayarak yatılı okuduğum Galatarasay Lisesi’nin ilkokulundada, Öğrenci Andı’nı okumadık. Ama bu okulun temelleri Tevfik Fikret’lere, Çanakkale şehitlerine kadar uzanan, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür yurteseverlik geleneğini hiçbir zaman gölgelemedi.
Öğrenci Andı’nın gündeme getirilmesi ulus karşıtı, ümmetçilerin, Cumhuriyet düşmanlıklarının bir sonucu olmasaydı, burada, şu şekli konunun üzerinde duracak da değildim. Ama ne yazık ki, şahlanmış laik Cumhuriyet düşmanlığı Öğrenci Andı’nı da tartışma gündeminin başına gelip oturttu.
Olayı münferiden ele almak yerine, bütün içindeki yerine yerleştirip değerlendirdiğimizde, andın karşıtlarının ulus kavramının karşıtı ümmetçiler olduğu açıklıkla görülür ve bu tartışma gereksiz yere uzatılmaz.
Nitekim, Milli Eğitim Bakanlığı da 2010 -11 yılında Öğrenci Andı’nın ırkçılık içermediği konusundaki görüşünü açıklamıştı. Danıştay’ın ilgili dairesinin, şimdi tartışılan kararı da bu doğrultudadır.
Ne var ki, öğrenci andı sorunu, Danıştay’ın son kararı doğrultusunda değil, tam aksi yönde bir çözüme vardırılarak, sakıncalı ilan edilecektir.
Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan öğrenci andı kararını veren Danıştay’ın üyelerini Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda toplayarak, görüşlerini açıklamış, noktayı koymuştur.
Toplantının uzun uzun ayrıntısına girmeden özetle söylenebilecek olan şudur:
-Reis, Danıştay’ın kurumun tarihi geçmişinin başlangıcında olduğu gibi, bir danışma organı olmasını, Öğrenci Andı konusuna karışarak çizmeyi aşmamasını arzulamaktadır.
Sonra yazmadı demeyin! Toplantıda bütün üyelere kafalarına vururcasına bir açıklıkla izah edilmiş olan bu görüşlerin gereği yapılacak, Danıştay Daireler Kurulu’nun kararında, hem Öğrenci Andı sorunu Saray’ın istediği doğrultuda bir sonuca bağlanacak, hem de Danıştay’ın sadece bir danışma kurulu olması, idarenin tasarrufları üzerindeki denetleme işlevine artık son verilmesi yolundaki bir süredir yürürlükte olan uygalama resmen bir kez daha onaylanıp ilan edilmiş olacaktır.
Böyle bir değişikliğin, anayasal bir düzenlemeyi zorunlu kılması da söz konusu olmayacaktır.
Çünkü, Türkiye’de yürürlükteki rejimde, halkın oyuyla gelmiş olan Cumhurbaşkanlığı makamının iradesine karşı koyması düşünülebilecek, onu denetleyecek hiçbir kurum düşünülemez.
İşin özü şudur:
-Reis Öğrenci Andı’nı istememektedir. Andın ırkçılıkla ilgisi olmamasının bir önemi yoktur. Son toplantıda gerekli mesajı almış olan Danıştay gereğini yerine getirecektir.
-Evet ümmet geldi cihane, Öğrenci Andı bahane!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları