Faşist bir iktidarı rahatça lanetleyebilirsiniz.
Askeri vesayetten kurtulabilirsiniz.
Komünist bir iktidarı yerin dibine sokabilirsiniz.
Liberallere ağzınıza geleni söyleyebilirsiniz.
Sömürgeciliği duvardan duvara vurabilirsiniz.
O görkemli sarayları yakabilirsiniz.
Tüm diktatörlerin heykellerini kırabilirsiniz.
Cumhuriyetleri yıkıp yerine yenilerini kurabilirsiniz.
Anayasaları silip silip baştan yazabilirsiniz.
Alaşağı ettiğiniz sistemlerin aktörlerini mahkemelere çıkarıp yargılayabilirsiniz.
Bu coğrafyada biri hariç, her türlü iktidardan gün gelir, hesap sorabilirsiniz.
Bunları bir tek, dini iktidarlara yapamazsınız.
O kitaba dokunamaz; o emirlere dil uzatamazsınız.
İnsanlık tarihinin beyninizde açtığı derin ve karanlık delik sizi bir “ama”yla durdurur.
Kendi ördüğü saygı barikatının arkasına saklanıp, doğru bildiğiniz her şeyi topa tutan inanç karşısında aklınız sakatlanır.
O yüzden buralarda “gerçekten” Charlie Hebdo olmak öyle kolay değil.
Hepimiz, özgürlükle tecavüzü birbirinden ayıramadığı, başkasının özgürlüğünü kendi varlığına bir saldırı olarak algıladığı noktada “Özgürlüğün de bir sınırı vardır” diyebilen
akılsızlığın esiriyiz.
Bu coğrafyada dine saygı çıtasının hızla
ayak bileklerine kadar düşürülmesini sineye
çekenler, iş düşünce özgürlüğüne gelince
ya sınırlardan bahsediyor ya da derin bir
sessizliğe gömülüyorlar.
Bu sessizlikte delirmek üzere olanlar dine saygısızlık etiketiyle mimli.
Hatta “aptalca bir cengâverlikle” damgalı.
O “ama” var ya; o “ama”... Asla üç harfli küçük bir bağlaç değil.
O “ama” bu dilde içinde 29 harfi de barındıran ve dokunulmazlığı olan, upuzun ve kapkaranlık bir anayasa.
Terör yüzünden artacak olan İslamofobi Avrupa’da din düşmanlığını körüklerken; ona paralel olarak burada yükselen İslamofili inançsızlara bile mecburi bir empati dayatıyor ve akılcı düşünceyi intihara sürüklüyor.
Tanrı yoktur diyebilirsiniz; ama tanrının gerçekten var olmaması hiçbir işe yaramaz.
Çünkü dünyayı döndüren tanrı değil, tanrı inancı.
İnanç bir pop star fanlığı seviyesinde seyretmeyip siyasallaşmakta ısrar ettikçe insanlığın aklını başına toplaması mümkün değil.
Zaaflardan beslenen iktidarların en güçlü enstrümanlarından biri inançtır. Hele ortaçağını yaşamaya devam eden İslam dünyasında.
Doğanın gerçeğine inanmayı, onu anlamayı tarihinin başlarında unutan insanlığın bu genetiği bozulmuş inanç tutkusu, kendi beynine sıktığı bir silah.
İktidara talip olmadığı sürece sorun yok. Ama iktidar hırsı olan ve tahrikle çalışan saldırgan bir inanç sisteminin karşısında dik durabilmek için kalabalık olmak gerekir.
Biz yapayalnızız.
Ortada dolaşan komplo teorilerinin gerçek ya da hayal olması önemli değil.
Güldürerek düşündürenler öldürüldüler.
Öldürerek düşündürenler de öldürüldüler.
Sağ kalanlar şimdi rahat rahat düşünebilirler.
İslamofobi mi daha tehlikeli; İslamofili mi?
İslamofobi mi Daha Tehlikeli İslamofili mi?
Yazarın Son Yazıları
Yanık saraylar
Patron çıldırdı
‘O kadar istiyorsan eve bir mülteci al besle’
Vatandaşın evi
Mültecinin evi
Atinalı Sokrates’ten Boğaziçili direnişçilere
Sizin hiç silahınız çalındı mı?
Uçağın kadar konuş!
Merve’nin kaderi ve bizim kaderimiz
‘Ben Aziz Nesin...’
Çocuk tacizinin önlenemeyen devamlılığı
Her şey ‘gerçekten’ çok güzel olsun diye...
O çocuklar sizi hiç sevmeyecekler
Katil belli, refleks belli, sonuç belli
Gazeteciliğin karanlık yüzü
‘Hadi’ ama kime hadi?
Mafyayı bilmek ve mafyayı anlamak
‘Ne oldu? Öldürdün mü?’
‘O zaman şarkı söylemek lazım avaz avaz!’
Neyi bekliyorsunuz?
Kimin lehi, kimin aleyhi?
Mafyanın ve iktidarın selameti, ülkenin kıyameti
Gençliğe hitabe
Sen de vaat edilmiş, ben diyeyim işgal edilmiş
Devlet, mafya ve siyaset üçgeni değil, dairesi
Çocuklarımızın ismini neden Deniz koymuştuk biz?
Temel ihtiyaçlar listesi
Beş maymun* ve bir toplum
İnsanlığın aydınlık ve karanlık yüzü
Bugün 23 Nisan, öfke doluyor insan!
Burada yazar ne demek istemiştir?
Geçmiş olsun Ahmet Altan
‘Patates soğan, güle güle Erdoğan’
‘Darbe’nin kelime anlamı ve bizim için anlamı
Günün mönüsü: Emekli generaller
Geniş kalçalı ve çok memeli kadın tanrılar
Kokain cesareti
İktidarın yüzüncü yıl fantezisi belli, peki ya sizinki?
Siyasi başarısını;
Tek parti, tek akıl, tek uçurum