Dikkat Mahalle Baskısı!

30 Ocak 2015 Cuma

Son zamanlarda artan mahalle baskısı çağrılarından biri de önceki gün TBMM’de kadına şiddeti önlemek için kurulan komisyondaki görüşmeler sırasında AKP İstanbul Milletvekili İsmet Uçma tarafından yapıldı. AKP İstanbul Milletvekili İsmet Uçma, kadına şiddetin önlenmesiyle ilgili önlemler konusunda, çeşitli kamu kuruluşlarının temsilcilerinin görüşlerinin komisyon üyeleri tarafından dinlendiği sırada söz alarak şunları söylemiş:
-Hep birlikte anılmaya değer bir iş yapalım. Bir Rönesans yapalım. Ezber bozalım.
İsmet Uçma’nın dünyaya örnek olacağını söylediği ezber bozucu davranış ne? Zabıtlara geçen sözlerine bakalım:
-Mahallenin namusu diye bir şey geliştirebiliriz. O mahallede birisine yönelik bir şey yapıldı mı, herkes ona sahip çıkar ve hakikaten de yapan neredeyse onu ifna eder.
İsmet Uçma özetle diyor ki:
-Kadına şiddet konusuna devleti karıştırma-yalım, mahalle baskısıyla çözelim!
Değerli okurlarım,
Son zamanlarda bu sütunda en fazla işlenen konu mahalle baskısı.
15 Ocak’ta “Mahalle Baskısı”, 16 Ocak’ta “Ismarlama Mahalle Baskısı” diye iki yazı yazmışım; bu, mahalle baskısı konusundaki üçüncü yazı. Konunun bu kadar sık gündeme gelmesi boşuna değil. Son günlerde mahalle baskısı çağrıları sürekli artıyor.

***

İlk mahalle baskısı çağrısı ilahiyatçı Hayrettin Karaman’dangelmişti, 9 Kasım 2013 tarihinde.
Hayrettin Karaman kız ve erkek öğrencilerin aynı evlerde kalmaları konusunda şöyle diyordu
o yazısında:
“Çoğunluğa göre bu durum ahlaksızlık, rezillik, onursuzluk, ayıp, günah (zina ) olarak kabul ediliyorsa ne olacak?
Ben söyleyeyim: Toplum (apartman, mahalle, çevre) bu duruma tepki gösterecek, çirkin davranışa müdahale edilecek; mahalle baskısı yapacaklardır. Baskıya maruz kalanlar medyayı ve devletin kurumlarını yardım etmeye çağıracaklardır. Medya karışacak, devlet kurumları da baskıyı engellemekte gevşek davranacaklardır. Liberal demokraside ısrar edilecekse hükümetin rejime ters düşen devlet davranışlarına teşebbüs etmemesi, ama bireylerin, muhtaç olduğu çoğunluğun hatırı için bazı özgürlüklerini gönüllü olarak kullanmamalarıdır. Kullanırlarsa, en azından mahalle baskısı değerleri çiğnenen çoğunluğun hakkı olur.”
Hayrettin Karaman özetle iktidara, “Sen baskı yapma, biz onu mahalle baskısı yoluyla halle-deriz. Yeter ki, sen bize engel olma!” diyor ve mahalle baskısını hak görüyor.
AKP’nin ilahiyat kökenli İstanbul milletvekili Uçma da TBMM çatısı altında yine aynı kurumu çözüm aracı olarak öneriyor.

***

Çağdaş demokratik toplumlarda mahalle baskısına yer yoktur. Mahalle baskısının, toplumsal bir ayıplama kertesinde kalmasına ses çıkarılmaz ama baskı ve yaptırıma dönüşmesi halinde devlet hemen duruma el koyar ve bireyin ya da grubun baskı altına alınmak istenen özgürlüğünü kullanabilmesi için, toplumsal müdahaleyi yok eder.
Demokrasilerde mahalle baskısı kurumu karşısında devletin yeri, bu baskının yöneltildiği bireyin veya topluluğun yanıdır.
Devlet, mahalle baskısını teşvik etmez veya hoş görerek müdahaleyi savsaklamaz, tam tersine aktif olarak duruma el koyar.
Şimdi iktidarın kurnazları, mahalle baskısını öne çıkarmayı ve devletin de bu baskının oluşmasını kolaylaştırmasını talep ediyorlar.
Bu yolla, devlet hiçbir şeye müdahale etmiyor görünürken, devletin baskısını aratacak, tabandan örgütlenmiş bir baskı yoluyla birey sindirilecek, özgürlükler çiğnenecektir.
Mahalle baskısı özgürlüklere yöneltilmiş baskıların en koyusu, en korkuncu, en dayanılmazıdır.
İsmet Uçma’nın Rönesans dediği çözüm işte budur.
Korkarım mahalle baskısı önerileri önümüzdeki günlerde daha da artacak ve baskı rejiminin anayasal temellerinden biri haline gelecektir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları