Siyasal romantizm tehlikesi
Ahmet İnsel
Son Köşe Yazıları

Siyasal romantizm tehlikesi

17.09.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Romantizm, sadece bir edebiyat akımı veya duyguların ağdalı biçimde ifade edilmesi değildir. Aynı zamanda son iki yüzyıla damgasını vurmuş bir siyasal dildir. Edebiyatta klasisizme tepki olarak geliştiği gibi, siyasal dil olarak, Aydınlanma’nın akılcılığına karşı tepkiden beslenmiştir. Aydınlanma’nın bu katı ya da yalınkat akılcılığının sadece elitlere hitap ettiği, sıradan insanlara, halka fazla bir şey söylemediği tespitini benimser. Modernleşme ile birlikte büyüsü bozulan varoluşa yeni bir ruh üfleme çabasıdır.
Romantik siyasal söylem, bu ruhu mitolojik anlatıyla yaratmaya, bu yolla toplum var etmeye, kamuoyu oluşturmaya önem verir. Bu ruhu toplumun asli gücü olarak görür. Siyasal romantizm, akılcılığa karşı, millete, milli ruha, milli kimliğe vurgu yaparak, bir şahlanış özlemini tetikler ya da canlandırıp, yönlendirir. Bu mitolojik anlatının hamaset dozunun zaman içinde aşırılaşması kaçınılmazdır. Melankolinin, maziyi cennet olarak algılamanın ve fetih özleminin bileşkesinde yer alan bir siyasal söylem ve bir toplumsal tahayyül dünyasıdır bu.
Romantizmin ortaya çıktığı Avrupa’da köken mitolojisini yarattı veya ihya etti. Ama köken mitolojisinin içine bir kere dalındı mı, işin ucunu kaçırmamak neredeyse imkânsızdır. Hamasileşme, mübalağa dozu giderek artan değerlendirmeler, olur-olmaz kültürel ilişkilendirmeler başını alır gider.
Romantizmi ortalığı kan gölüne çevirecek bir milliyetçiliğin, ırkın veya milletin ariliği saplantısının yol açtığı soykırımların yegâne sorumlusu değildir elbette. Ama Nazizmin Almanya’da, başta Heidegger olmak üzere aydınların önemli bir kısmını az veya çok cezbetmesinde romantik dünya görüşünün rolü büyük oldu. Bir yüzyıl boyunca tarihsel kaderini tartışan Almanya’da, bu çerçevede gelişen medeniyet ihya misyonu, aydınların da Hitler gibi güçlü bir demagogun etki alanına girmelerine yol açtı. Alfred Rosenberg’in 20. Yüzyılın Ruhu başlıklı kitabı, Alman romantizmini Nazizme taşıyan mitlerin hepsini içinde toplar.
Şerif Mardin, Türkiye gibi geç modernleşen toplumlarda Romantizmin fikri bir güç oluşturduğunun altını çizer. Türkiye’deki romantik akım da tek değildir. En güçlü olduğu mecra edebiyattır. Ama muhafazakârlıkla harmanlanmış bir romantik felsefe geleneği ve milliyetçilikle iç içe girmiş siyasal romantizmi hiç ihmal etmemek gerekir.
Hasan Aksakal’ın yeni yayımlanan Türk Politik Kültüründe Romantizm (İletişim Yayınları) başlıklı kitabı bu konuda çok büyük bir boşluğu dolduruyor. Namık Kemal’den başlayan, Ziya Gökalp’le genel çerçevesini çizen Türk romantizmi, Şarkiyatçılığın indirgemeci yaklaşımına benzer indirgeme düzeyinde, hatta daha da sığ bir Garbiyatçılığa sarılıyor çoğu zaman. Milliyetçiliğin ruhunu üflüyor.
Bu romantizmin Türkiye’de üç evrede geliştiğini belirten Aksakal, 1960’lardan bugüne kadar gelen üçüncü evrede romantik görüşün ideolojik olarak çeşitlendiğini ve farklı yollara ayrıldığını belirtiyor. Milliyetçi ve faşist romantizmin yanında, romantizmin muhafazakâr, İslamcı, Kemalist, devrimci, popülist ve hümanist türlerine işaret ediyor. Bu romantik siyasal söylemler arasında bugün Türkiye’de üzerinde dikkatle durmamız gerekeni İslamcı-milliyetçi romantizmdir. İktidar söylemini besleyen anadamarlardan biridir bu.
AKP milletvekili Hüseyin Yayman, milletvekili olmadan önce bir yazısında (Vatan, 26.10.2014), Ahmet Davutoğlu’nu “son tahlilde romantik bir Türk milliyetçisi olarak” tanımlamış, metaforlarla, simgelerle konuşmasına dikkat çekmişti. Davutoğlu genel başkanlığı kabul ederken, ihya, restorasyon ve inşa simgelerinin çok bol kullanıp, tarihin derinlikleriyle geleceğe yön verildiği, hamaset derecesi zirve yapan bir konuşma yapmıştı. Bu konuşmayı, “siyasetçiden ziyade edebiyatçı edasıyla” yapıldığı için beğenenler oldu. Derin muhafazakâr/milliyetçi sosyolojiye ayağını basan ve geleceğe oradan bakan bu taşkın romantik tahayyül, Türkİslam sentezinden ilham almış bir İslamcı romantizmi ifade ediyor.
Sanatta romantizmin insanlığın ortak mirasını zenginleştiren çok önemli katkıları olduğu doğrudur. Ama siyasette romantizmin hep büyük felaketlerle son bulduğu da bir o kadar doğru değil midir?  

Yazarın Son Yazıları

Hınç politikaları ve nihilizm

Hınç politikaları ve nihilizm

Devamını Oku
04.09.2018
Bir otokrat prototipi

Bir otokrat prototipi

Devamını Oku
01.09.2018
Kayırma ekonomisinin bedeli

Kayırma ekonomisinin bedeli

Devamını Oku
28.08.2018
Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Devamını Oku
25.08.2018
Trump ve yeni otoriterizm

Trump ve yeni otoriterizm

Devamını Oku
21.08.2018
Büyük kriz gözüktü

Büyük kriz gözüktü

Devamını Oku
14.08.2018
İş Allah’a kalınca....

İş Allah’a kalınca....

Devamını Oku
11.08.2018
Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Devamını Oku
07.08.2018
Yeni-patrimonyalizm üzerine

Yeni-patrimonyalizm üzerine

Devamını Oku
04.08.2018
Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Devamını Oku
14.07.2018
Erdoğanizm Türkiyesi

Erdoğanizm Türkiyesi

Devamını Oku
10.07.2018
Post-komünist otoriter kapitalizm

Post-komünist otoriter kapitalizm

Devamını Oku
07.07.2018
Otoriter kapitalizmin geleceği

Otoriter kapitalizmin geleceği

Devamını Oku
03.07.2018
Kindar nesil böyle yetiştirilir

Kindar nesil böyle yetiştirilir

Devamını Oku
30.06.2018
Durum budur…

Durum budur…

Devamını Oku
26.06.2018
Yarın ve ötesi

Yarın ve ötesi

Devamını Oku
23.06.2018
Paçalardan akan ne?

Paçalardan akan ne?

Devamını Oku
19.06.2018
Kibrin otokrat hali

Kibrin otokrat hali

Devamını Oku
16.06.2018
Siyasette yalan ve yanlış

Siyasette yalan ve yanlış

Devamını Oku
12.06.2018
Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Devamını Oku
05.06.2018
Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Devamını Oku
02.06.2018
Dindaş/ırktaş demokrasisi

Dindaş/ırktaş demokrasisi

Devamını Oku
29.05.2018
Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Devamını Oku
26.05.2018
Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Devamını Oku
22.05.2018
HDP’nin alacağı oyun önemi

HDP’nin alacağı oyun önemi

Devamını Oku
19.05.2018
AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

Devamını Oku
15.05.2018
Enkaza işaret etmek yeterli değil

Enkaza işaret etmek yeterli değil

Devamını Oku
12.05.2018
Diktatörler seçimle gider mi?

Diktatörler seçimle gider mi?

Devamını Oku
08.05.2018
HDP kilit parti olabilir

HDP kilit parti olabilir

Devamını Oku
05.05.2018
Seçim öncesi 1 Mayıs

Seçim öncesi 1 Mayıs

Devamını Oku
01.05.2018
Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Devamını Oku
24.04.2018
Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Devamını Oku
21.04.2018
Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Devamını Oku
17.04.2018
Trump’ın kuyruğundaki Macron

Trump’ın kuyruğundaki Macron

Devamını Oku
15.04.2018
Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Devamını Oku
14.04.2018
Satranççıya karşı tavlacı

Satranççıya karşı tavlacı

Devamını Oku
10.04.2018
Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Devamını Oku
07.04.2018
Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Devamını Oku
03.04.2018
Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Devamını Oku
31.03.2018
Irkçılığı besleyen yalan haberler

Irkçılığı besleyen yalan haberler

Devamını Oku
27.03.2018