Ahmet İnsel

‘Hayır’ herkesin geleceğinin güvencesidir

08 Nisan 2017 Cumartesi

Bir hafta sonra, Türkiye toplumunun geleceğini belirleyecek bir oylama yapılacak. Bunun sonuçları herhangi bir seçim gibi olmayacak. Normal olarak seçimin sonuçlarını bir sonraki seçimle az veya çok düzeltme olanağı vardır. Ama 16 Nisan günü, herhangi somut bir soru bile seçmenlere sorulmadan, önlerindeki pusulanın “evet” veya “hayır” bölümünü damgalamaları istenen eylem, sık aralıklarla yapılan bir yerel veya genel seçim değil. Her ne kadar, Erdoğan-Bahçeli ittifakının sözcüleri bunu inkâr etmeye çalışsalar da, büyük bir rejim değişikliğinin seçmen topluluğu tarafından onaylanıp onaylanmadığı 16 Nisan akşamı ortaya çıkacak.Önümüze konan anayasa değişikliğinin bugün içinde olduğumuz fiili durumdan farklı olmadığını, dolayısıyla vereceğimiz oyun bir şey değiştirmeyeceğini düşünenlere bir kez daha hatırlatmak lazım. İçinde boğulduğumuz ve toplumu son derece karanlık bir geleceğe sürükleyen durum, fiili bir durumdur. Siyasal gelişmelerle, seçimlerle değiştirilmesi mümkündür. Bu iktidarın yaptığı hasarın telafisi zor da olsa, halen mümkündür.
Buna karşılık, haldeki fiili durumun anayasal meşruiyet kazanması ve bunun kurumlarının yerleşmesi halinde, bunun seçimler yoluyla düzeltilmesi son derece zor ve orta vadede neredeyse imkânsız olacaktır. Anayasa değişikliğinin yaratacağı bütün yetkileri yasal olarak elinde tutan kişiye karşı demokratik muhalefet bugünü arar hale gelebilir. Bugün nasıl hâkimler ve savcılar iktidarın hoşuna gitmeyen en ufak bir karar aldıklarında görevden alınıyor, haklarında soruşturma başlatılıyor ve muktedirin hoşuna gitmek için bir gecede suç icat ediliyorsa, haldeki fiili durumun anayasal hale gelmesi bunların istisnai değil, normal hukuki prosedürler olmasını sağlar. Hiç kimsenin, sadece muhaliflerin değil, iktidar tetikçilerinin bile hiçbir hukuki güvenceye sahip olmaması demektir bu. Çünkü muktedir ihtiyacı olan rüzgârın yönüne göre onları da bir gecede “terörist” ilan edebilir.
Önerilen anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesi, fiilen yürürlükte olan keyfi idarenin yerleşmesi ve kurumlaşması demek olacaktır. Kurumlaşıp, yerleştikçe bunu değiştirmek de bir o kadar zor olacaktır. Ve bundan orta vadede kimin yararlanacağı, toplumun iyice bunalıma girdiği bir ortamda başkanlık seçimi sandığından bugünkünü mumla aratacak başka bir otokrat adayının çıkmayacağının da güvencesi yoktur.
Hayır çıksa bir şey değişmeyecek” diyerek sandığa gitmemek, bugünkü fiili duruma evet demektir. Bugün yaşadığımız fiili hukuksuzluk halini, bir kişinin bütün güçlere sahip olmasını, yelkeni hep kendi iktidar çıkarına uygun yönde tutmasını, ülkeyi başında kendisinin ve yakınlarının olduğu bir varlık fonu veya bir anonim şirket olarak görüp, böyle yönetmesini kabul etmeyenlerin 16 Nisan’da sandığa gitmemeleri, bu hali kabul ettikleri anlamına gelir.
Oylamaya bir hafta kala evet ve hayır oylarının görece başa baş gittiği izlenimi var. İki seçenek arasındaki farkların genellikle kamuoyu araştırmalarının hata payı içinde olduğu bir durumdayız. “Evet”in kazanması durumunda, onlarca yıl sürme ihtimali yüksek bir seçimli otokrasi rejimi kurumlaşacak. İleride seçilen kim olursa olsun, otokrat olarak seçilip, otokrat olarak kendi meşrebine uygun keyfi yönetimi yürütecek. Otokrat olarak seçilenden elindeki güç ve yetkilerden gönüllü olarak vazgeçmesini beklemenin safdillik olduğunu hem kendi hem de başka toplumlardaki tecrübelerden biliyoruz. Bunun er veya geç büyük bir kaosla, çok büyük bir karmaşa ve çöküşle sonuçlandığını da.
Bu nedenle 16 Nisan’da “hayır” oyu vermek, sadece muhalif olanların değil, bu iktidarı çeşitli nedenlerle destekleyenlerin gelecekteki hak ve hukuklarını, özgürlüklerini de korumak demektir. Sadece bugünkü muktedire değil, ileride şapkadan beklenmedik biçimde çıkacak farklı otokrat adayına da hayır demektir. Bugün “hayır” deyip bu tehlikeli gidişatı engelleme imkânımız var. Sandığa gitmezsek ileride bu imkân da kalmayacak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bir otokrat prototipi 1 Eylül 2018
Kayırma ekonomisinin bedeli 28 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları