Yaşamınızdaki olasılıkların provasını yapmak ister misiniz? Gerçekliğin Yeniden Sunumu: The Rehearsal

Jean Baudrillard, sanata ve sanat dünyasına yönelik zehir zemberek eleştirilerle dolu eseri Sanat Komplosu’nda şöyle yazar: “Oyunun efendisi artık özne değildir. İlişki tersine çevrilmiş gibidir. Nesnenin gücü, simülasyon ve simülakr oyununun arasından, hatta ona dayattığımız hilenin içinden kendine bir yol açar. İronik bir intikam gibidir bu.”

Başak Bıçak

Düşünün ki yaşamınızda önemli bir hata yaptınız ya da rasgele bir yalan söylediniz ve itiraf edemiyorsunuz. Veya geleceğiniz için önemli bir karar almak istiyor ancak önce ne olacağını görmek istiyorsunuz. Ve biri gelip size, bir tür simülasyonda söz konusu durumu yaşayabileceğinizi söylüyor. Pekiyi, bu mümkün mü?

Kanadalı komedyen Nathan Fielder’ın, HBO için hazırladığı ve Blu TV’de yayımlanan realite şovunun temeli tam da bu fikre dayanıyor. The Rehearsal yani Prova, başlangıçta Fielder’ın kendi ismini verdiği yöntemiyle hazırlanan bir tür gerçeklikte, yaşamlarının en önemli anlarını deneyimlemek isteyen insanlara bu simülakrları tekrar tekrar yaşatmak üzere tasarlanıyor. Böyle bakıldığında Synecdoche, New York’u hatırlatan bir TV programı gibi görünebilir ki başlangıçta Fielder’ın kendisi de bir tür “efendiliğe” soyunduğu bu cüretkâr girişiminin tüm olasılıklarını böyle bir sosyal deney olarak hesaplamıştır. Ancak Baudrillard’ın deyimiyle “oyunun efendisi” olma durumu bir süre sonra sekteye uğruyor ve Fielder’ın öngördüğünü sandığı bütün olasılıklar karmaşık bir hal alıyor.

Öyle ki dizinin ilk bölümünde, yakın bir arkadaşına söylediği yalanı itiraf etmek isteyen bir adama o gecenin bir simülasyonu yaratılıyor ve yaşanması olası her durum tasarlanmaya başlanıyor. Gidecekleri bar, barın tavanındaki sönmek üzere olan bir balon detayına dek, en ince ayrıntılarıyla yeniden inşa ediliyor. Oturacakları masa, yiyecekleri pizza, itirafın gerçekleştirileceği anda garsonun konuşmayı bölmemesi için içeceklerin seviyesine kadar her olasılık önceden düşünülüyor ve Fielder’ın yetiştirdiği oyuncularla bu deneyimi yaşamak isteyen kişi o ana hazırlanıyor.

FİELDER'IN YENİLGİSİ

Dizinin ikinci bölümü ise bu alternatif evren tasvirini daha da karmaşıklaştırıyor çünkü bu kez olasılıklar zincirinde anne olmak isteyen bir kadın ve 18 yaşına gelene dek bakmak zorunda olacağı “çocuklar” var. Evet, Fielder bu noktada öyle bir simülasyon inşa ediyor ve yıllarca sürecek bir ebeveynlik süreci her olasılığıyla öyle titizlikle planlıyor ki bir süre sonra, işin içerisine kendisinin de dahil olmasıyla kurgu ve gerçeklik bulanıklaşıyor. Sahte bir anne, sahte bir baba, farklı yaşlarda sahte çocukları oynayan oyuncular, sahte ev, sahte bir yaşam ve tüm olasılıkları bir anda ortadan kaldıran duygular ve inançlar... Fielder, simülasyonunu zedeleyen “yeni olasılıkları” da gösterisine eklemleyerek bir tür malzeme haline getiriyor ve eleştiri oklarının hedefi oluyor. Ancak bana göre bu deneyin mutasyona uğrama nedenlerinden çok asıl ilgi çekici olan kısmı, kontrol etmeye çalıştığı gerçekliğin yeniden sunumunda Fielder’ın özne olarak nesneye yenilgisiydi. Ve paradoksal olarak dizinin fikrinden uzaklaşarak “deney faresi” olmasıydı. Bence The Rehearsal’ın gizemi de burada saklı: Nesnenin acımasız ve ironik intikamında...

Puanım: 7.5/10