Babası olmadan adım atamayan 4 erkek burcu: Bu burçlar yetişkinliklerinde bile tek başına karar alamıyor

Babası olmadan adım atamayan 4 erkek burcu: Bu burçlar yetişkinliklerinde bile tek başına karar alamıyor

19.05.2025 17:51:00
Güncellenme:
Haber Merkezi
Takip Et:
Babası olmadan adım atamayan 4 erkek burcu: Bu burçlar yetişkinliklerinde bile tek başına karar alamıyor

Kendi kararını veremeyen, her adımda “Babam ne der?” diye düşünen burç erkekleriyle tanışın. İşte, babası olmadan adım atamayan 4 erkek burcu!

Bazı erkekler vardır ki kredi kartını hangi bankadan alacağına bile babası karar verir. Kimi için bu bir saygı göstergesidir, kimi içinse güven eksikliğinin ta kendisi… İşte kendi kararını veremeden önce babasının onayına bakan 4 erkek burcu...

OĞLAK BURCU

Disiplinli, kuralcı ve aile değerlerine düşkün Oğlak erkeği, genellikle babasının izinden gitmeye programlanmıştır. Kendi kararlarını alsa bile, babasından fikir almadan uygulamaya koyması zordur. Ona göre baba, hem bir idol hem de bir denetleyicidir. Bu yüzden sorumluluk sahibi görünse de içten içe yönlendirilmekten hoşlanır.

YENGEÇ BURCU

Duygusal bağı güçlü olan Yengeç erkeği, aile figürlerine sıkı sıkıya bağlıdır. Babasıyla ilişkisi ne kadar karmaşık olursa olsun, içten içe onun onayını arar. Bu da çoğu zaman karar verme sürecini yavaşlatır. Güvende hissetmek için otorite figürüne, yani çoğu zaman babasına, danışmayı tercih eder.

BOĞA BURCU

Risk almayı sevmediği için kararlarını garantici yaklaşımla alır — bu da çoğu zaman baba otoritesine danışmak anlamına gelir. Boğa erkeği için istikrar her şeydir ve babasının tecrübesi onun için altın değerindedir. “Babam ne yapardı?” sorusu, onun iç sesi gibidir. Kendi ayakları üzerinde durabilir, ama baba tavsiyesi olmadan asla tam rahat hissetmez.

TERAZİ BURCU

Kararsızlığıyla meşhur olan Terazi erkeği, fikir almak konusunda sınır tanımaz. Herkese danışır ama en son noktayı babası koyar. Ailesinin gözünde doğru görünmek onun için önemlidir ve otorite figürü olarak babasının görüşü hep ağır basar. Bu da onu, özellikle hayati kararlarda, “bir türlü harekete geçemeyen” konumuna sokar.