Genel-İş Sendikası 3 No’lu Şube Yönetimi ve temsilcileri, kayyım atanan Şişli Belediyesi’nde yaşanan işten çıkarmalar ve zorunlu emeklilik uygulamalarına karşı Şişli Belediye Başkanlığı binası önünde açıklama yaptı. Genel-İş 3 No’lu Şube Sekreteri Neşe Karaçimen, "Belediyede çalışan biz işçilere, mahkemelerde hak mücadelesi veren emekçileri hedef alan uygulamalarla, 'emeklilik' adı altında zorunlu işten çıkarmalarla ve esaslı iş değişiklikleriyle antidemokratik dayatmalar uygulamaktadır" dedi.
Belediye önünde toplanan işçiler ve sendika temsilcileri, “İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız”, “Atılan işçiler geri alınsın”, “Yaşasın Genel-İş yaşasın DİSK”, “Herkese çalışma hakkı, herkese iş”, “Kayyumlar gidecek biz kalacağız” sloganları attı.
Sendika adına açıklamayı DİSK'e bağlı Genel-İş 3 No’lu Şube Sekreteri Neşe Karaçimen okudu. Karaçimen, Şişli’de yaşanan işten çıkarmaların hukuki bir gerekçeye dayanmadığını belirterek, uygulamaların “emeklilik adı altında zorunlu tasfiye” olduğunu söyledi. Karaçimen, mevcut belediye yönetimi ile kayyum döneminin politikalarının devam ettiğini kaydetti. Karaçimen, şunları söyledi:
“Kayyım ve mevcut yönetim, bugün belediyede çalışan biz işçilere; mahkemelerde hak mücadelesi veren emekçileri hedef alan uygulamalarla, 'emeklilik' adı altında zorunlu işten çıkarmalarla ve esaslı iş değişiklikleriyle antidemokratik dayatmalar uygulamaktadır.
Bu uygulamaların hiçbiri hukuki değildir. Biz işçilere göre bu süreç, kamuoyunda uzun süredir tartışılan yolsuzluk iddialarının ve kötü bütçe yönetiminin sonuçlarını görünmez kılma çabasından ibarettir. Bedelini ise her zaman olduğu gibi emeğiyle kamu hizmetini ayakta tutan işçiler ödemektedir. Devlet tarafından 2025 yılının 'Aile Yılı' ilan edilmesi, aile yaşamının korunması gerektiğini açıkça ortaya koyarken; Şişli Belediyesi işçileri, vardiyalı çalışma, hafta sonu görevlendirmeleri ve toplu sözleşme ihlalleri nedeniyle ailelerinden, çocuklarından ve sosyal yaşamlarından koparılmaktadır.
Bir yandan 'aile' vurgusu yapılırken, diğer yandan aile birliğini fiilen yok eden bir anlayışla karşı karşıyayız. Bugün İstanbul’un en yoğun, en hareketli ilçelerinden biri olan Şişli’de, kamu hizmeti canla başla çalışan belediye emekçileri sayesinde sürdürülmektedir. Oysa biliyoruz ki İstanbul genelinde, işçi sayısı daha fazla olan pek çok belediyede bu ölçüde bir iş yükü bulunmamaktadır. Buna rağmen Şişli işçisi, tasarruf kalemi gibi görülmekte; kötü bütçe yönetiminin faturası işçilere kesilmektedir."
"AİLE YILI İLANI İLE BELEDİYE UYGULAMALARI ÇELİŞİYOR"
İktidarın 2025 yılını "Aile Yılı" ilan edildiğini hatırlatan Karaçimen, Şişli’de çalışan işçilerin vardiyalı sistem, hafta sonu görevlendirmeleri ve toplu sözleşme ihlalleri nedeniyle aile yaşamından koparıldıklarını da belirterek, şöyle devam etti:
"Öte yandan kamuoyunun da gördüğü üzere, yeni ihalelerle onlarca makam aracı belediyeye alınmış kendi lüks harçamalarından ödün vermeyen yönetim birkere daha sesleniyoruz. Tasarruf edilecek yer işçiler değildir. Tasarruf, kamunun ihtiyaç dışı harcamalarından yapılmalıdır. Belediyeler, kamu hizmeti üretir. Bu hizmet insan odaklı, emeğe saygılı ve sürdürülebilir olmak zorundadır. İşçi; kullanılacak bir eşya, gözden çıkarılacak bir yük değil, kamu hizmetinin asli unsurudur. Buradan açıkça ifade ediyoruz: Kayyım yönetimi, devletin ilan ettiği 2025 Aile Yılı ilkesine uygun davranmalı; kışın ortasında, bu ekonomik koşullarda, işçileri işsizlikle ve güvencesizlikle karşı karşıya bırakan uygulamalardan derhal vazgeçmelidir. Bizler, hakkımızı bireysel değil örgütlü mücadeleyle savunuyoruz. Birliğimizi, dayanışmamızı ve sendikal irademizi büyüterek, emeğimizi, onurumuzu ve geleceğimizi savunmaya devam edeceğiz."