Gırgır tekneleri Boğaz’ı sardı: Uzmanlardan ‘ekosistem çöküyor’ uyarısı

Gırgır tekneleri Boğaz’ı sardı: Uzmanlardan ‘ekosistem çöküyor’ uyarısı

15.10.2025 04:00:00
Güncellenme:
Ufuk Sepetci
Takip Et:
Gırgır tekneleri Boğaz’ı sardı: Uzmanlardan ‘ekosistem çöküyor’ uyarısı

İstanbul Boğazı’nda onlarca gırgır teknesi göç halindeki balık sürülerinin önünü kesti. Sosyal medyada “balık soykırımı” olarak paylaşılan görüntüler büyük tepki çekti. Kuzey Ormanları Savunması’ndan Neşe Seren, “Balıkların göç yolu kesiliyor, Marmara müsilaj bataklığına saplandı” dedi.

İstanbul Boğazı’nda onlarca gırgır teknesinin göç halindeki balık sürülerinin önünü kesmesi büyük tepki topladı. Kireçburnu açıklarında çekilen ve sosyal medyada “balık soykırımı” olarak paylaşılan görüntülerde teknelerin boğazı adeta bir duvar gibi kapattığı görüldü.

Cumhuriyet, Kireçburnu kıyısına giderek balıkçılar, çevre savunucuları ve uzmanlarla görüştü.

‘GÖÇ YOLU KAPATILIYOR’

Kuzey Ormanları Savunması sözcüsü Neşe Seren, İstanbul Boğazı’nda giderek artan gırgır teknesi yoğunluğunun deniz ekosistemine verdiği zararın artık geri dönülmez boyuta ulaştığını söyledi. Seren, “Her geçen gün artan sayıdaki gırgır tekneleriyle balıkların göç yolu kapatılıyor” dedi. “Boğaziçinin balık türleri için çok önemli bir koridor” olduğuna işaret eden Seren, Karadeniz’den Marmara’ya uzanan göç döngüsünün vahşi avlanmayla kırıldığını kaydetti.

Bu durumun balık popülasyonuna ve tür çeşitliliğine büyük zarar verdiğini belirten Seren, “Marmara Denizi kirlilik yüzünden giderek artan bir müsilaj bataklığına saplanmış halde. Deniz ekosistemi yıkım altında var olma mücadelesi veriyor” diye konuştu. Seren, boğaziçini bir kapana çeviren endüstriyel gırgır avcılığına son verilmesi çağrısı yaptı. Bu çağrıyı yalnızca çevre örgütlerinin değil, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın danıştığı bilim insanlarına da yaptığını kaydetti.

‘YASAL SINIRLAR İÇİNDE’

Kireçburnu açıklarında avlanan bir balıkçı ise “Burada yasal olmayan bir durum yok” derken “Avlanma için 24 metre derinlik meselesi var. Burası gerekli koşulları sağlıyor, o yüzden bir sıkıntı yok. Zaten bir sorun olsa sahil güvenlik hemen gelir, müdahale eder” ifadelerini kullandı.

‘YAŞAM DÖNGÜSÜ İÇİN KRİTİK’

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı ise İstanbul Boğazı gibi göç koridorlarında yapılan endüstriyel avcılığın deniz ekosistemi üzerinde ciddi baskı yarattığını söyledi. Sarı, “Boğaz sistemi bir büyük koridor. Karadeniz’den Marmara’ya, Marmara’dan Ege’ye uzanan bu geçit, birçok türün yaşam döngüsü için kritik önemde” dedi.

Türkiye’nin yıllık balık avının yaklaşık 400 bin ton civarında olduğunu anımsatan Sarı, “Bu miktarın yüzde 85’i yalnızca yedi türe ait. Yani çeşitlilik hızla daralıyor. Balık bitiyor” uyarısında bulundu. “Balıkçılığı doğru yönetmemiz gerekiyor” diyen Sarı, Marmara Denizi’nin bu tablo içinde istatistiklerde göründüğünden çok daha önemli bir role sahip olduğunu belirtti. Sarı, “Boğazlar, balıkların dinlendiği ve soluklandığı alanlar. Kireçburnu ve Beykoz sığlığı gibi bölgeler avcılığa açık ama açık olması doğru olduğu anlamına gelmiyor” değerlendirmesinde bulundu.

Sarı, “Balıkçılar şu anda yasadışı bir şey yapmıyor. 24 metre sınırına, avlanma tarihine, araç sınırlamalarına uyuyorlar. Yasayı ihlal etmiyorlar ama yasal olması doğru olduğu anlamına gelmiyor. Boğazlar hiçbir şekilde endüstriyel avcılığa açık olmamalı” çağrısı yaptı.