Latmos’a dokunma

1. Derece Doğal ve Arkeolojik sit alanı Latmos dağında maden şirketleri değersiz kuars ve feldspat madenlerini çıkarmak istiyor. Taş ve mermer ocakları için de şirketler fırsat kolluyor. Bal, fıstık çamı, zeytin üreticiliği, hayvancılık, 8 bin yıllık kaya resimleri, tarihi manastırlar, tapınaklar, jeolojik zenginlik hepsi tehdit altında…

Latmos’a dokunma
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 31.05.2024 - 04:00

Binlerce yıllık kaya resimleri, jeolojik ve ekolojik zenginliğiyle öne çıkan Latmos Dağı maden tehdidi altında. Muğla ve Aydın sınırları arasında Milli Park Bafa Gölü’nün yanında bulunan ve kaya şekillerinden dolayı Beşparmak olarak da bilinen Latmos Dağı’nda pek çok maden şirketi mermer ve taş ocağı kurmak istiyor. Bölge halkı maden şirketlerine tepki gösterirken hukuk mücadelesinden ise Latmos lehine sonuçlar gelmeye devam ediyor. Son olarak Kormad Madencilik firmasının Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) gerekli değildir raporu yaşam savunucları, arkeologlar ve bölge halkının açtığı dava sonucu iptal edildi.

1. Derece Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı statüsündeki Latmos Dağı dünyada ender görülen jeolojik ve tarihi yapılar arasında yer alıyor. Muğla Çevre Platformu’ndan Selahattin Aydın Latmos Dağı’ndaki en büyük sorunun ucuz ve kalitesiz feldspat ve kuvars madenlerinin varlığı olduğunu belirtti. Aydın, bu madenlerin varlığı nedeniyle maden şirketlerinin pıtrak gibi çoğaldığını söyledi.

Latmos’u ne pahasına olursa olsun korumak gerektiğini vurgulayan Aydın, “Bizim için sadece bir dağ değil Latmos. Kültürü, coğrafyayı, inancı, doğayı, gelenekselliği ve hâlâ daha üzerindeki yaşam akışıyla bir bütünü vurgular” dedi.

‘KAYA RESİMLERİ, TAPINAKLAR, MANASTIRLAR...’

Aydın, Latmos’u şöyle anlattı: “Milyonlarca yıl önce oluşmuş gnays kayaları benzersizdir ve içindeyken bambaşka bir gezegende olduğunuz hissiyatını verir. Yaşadığımız toprakların en eski jeolojik oluşumları 500 milyon önce daha dünyada tek kıta Pangea’nın varlığı varken yüksek sıcaklık ve basınçla başkalaşarak oluşur. Tarihselliği bitmez. 8 bin yıldır durmadan bir yaşam akışı ve kültür birikimi vardır. 8 bin yıl önce yaşamış insanların kaya altlarında yüzlerce çizimi, antik kentler, Hıristiyan inancına sahip bireylerin kendi inanç dünyalarını yaşamak ve yaşatmak için kaya kütlelerinin içine yine aynı kayadan yaptıkları manastırlar ve kendi inanç dünyalarının kodlarından damıtarak oluşturdukları kaya altlarındaki freskler, 3300-3400 yıllık Mira Uygarlığı'na ait Luvi hiyeroglifleri, pagan tapınakları, savunma kuleleri ve kaleler, antik yollar ve eren mezarlarını barındırır.”

‘BAL, ZEYTİN, FISTIK ÇAMI, HAYVANCILIK YAPILIYOR’

Latmos’un canlı çeşitliliği açısından da zenginliğine değinen Aydın “Bunların yanında endemik bitkiler, fıstık çamları, zeytinler ve daha nice bitki örtüsü içinde yaşam bulurken yaban hayatı da oldukça hareketlidir. Çok önemli su kaynakları ve dereler vardır. Halâ daha binlerce yıl önce olduğu gibi yaşam ve kültür yaratımı devam etmektedir. İnsanların Latmos'ta tutunmasını sağlayarak kültür akışının devamlılığının katalizörleri olan bal, zeytin, fıstık çamı üreticiliği ve hayvancılık açısından da oldukça elverişlidir” ifadelerini kullandı.

Latmos’un madencilik kıskacı altında olmasını eleştiren Aydın son olarak “Özellikle kuvars ve feldspat madenleriyle her noktası geri dönülemez şekilde yok edilmektir. Bazı noktalarında kömür çıkarılmaktadır. En büyük sorun ucuz ve kalitesiz feldspat ve kuvars madenlerinin varlığı. Hukuki olarak da büyük problemleri olan madenler suyu, yaşamı, kültürü, doğayı örseleyerek aç gözlü ve acımasızca pıtrak gibi çoğalmakta. Böyle önemli bir alanın bu bütünlüklü olarak korunması elzemdir” şeklinde konuştu.  


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler