Annemle babam ayrılınca

Bir çocuğun iç sesinden yazmak istedim. Başkalarına ait duyguların, incinen taraflarımızı daha çok kırdığını gördüm. Biz başkalarının duyguları ile en çok sevdiklerimize de bazen yara oluyoruz sanki. Ne diyeyim, el salla çocuk, el salla, bildiğin tüm yaralara, mecbur bırakıldığın duygulara.

Yayınlanma: 15.11.2021 - 11:11
Annemle babam ayrılınca
Abone Ol google-news

Annemle babam boşandığında kardeşime göre abla olsam da, ben de küçüktüm. Elimden tutularak yürüdüğüm, babamı hafta sonları göreceğimi bildiğim yaşta. Cumartesi demek babamdı. Dışarıda dolaşma, biraz hava alma, istediğim şeyleri yeme, belki de aldırma. Kardeşim her zaman olmazdı yanımızda.

Annemin de, babamın da bizi çok sevdiğini bilirdim. Ama ‘olmayınca olmuyor’ konusunu çözmem biraz zaman aldı. İnsan sevdiklerini bir arada görmek istiyor, bunu hep hissettim. Günün sonunda babam sokağın öbür tarafına yürürken, gözden kaybolana kadar arkama dönüp bakardım. Bazen o da bakar, el sallardı. Beni güldürmeye çalışırdı. Güldüğüm zamanlar olurdu sevinsin diye. Ama o bir dahaki Cumartesi’ne kadar geçecek yolculuk, bana hüzün verirdi. Sol elimle annemi tutarken, sağ elimde de babamın olmasını çok düşlerdim. Bu duyguları anlatmak uzun sürer. Ben, beni en çok kapatan, kendimi gizlememe sebep olan başka bir duyguyla çok mücadele ettim. O da diğer çocuklara karşı hissettiklerimdi. Tanımlayamadığım gerçekleri gizleme haliydi.

Uzun süre annemle babam yanlış bir şey yapmış gibi düşündüm. Yanlış. Hatalı. Kusurlu. Herkes normalken, ben suçlanası bir durum yaşıyormuş duygusuna yenildim. Ve bu yüzden çok yalan söyledim. Ve bu yüzden kendimi bazen hiç sevmedim.

Annemle babamın hikayesini çok duydum çocuk kalbimle. Uyuduğumu sandıklarında konuşurdu yakınlarım. Çok aşık olmuşlar. Uzun yıllar birlikte olmuşlar. Birlikte okumuş. Birlikte kazanmış. Birlikte yol almışlar. Nasıl diyordu tanıdıklar, nasıl olur? Bir anda bitti. Bu çocuklara da acımadılar. Acınmam gerektiğini o konuşmalardan öğrendim. İkisi de bizi hala seviyor, hiç bir duygumuzu, ihtiyacımızı eksik bırakmıyorlardı. Ama başkalarına göre bu acınası durum, bende farklı hisler uyandırmıştı. Sahi, ikisinin de dediği gibi, boşanmak bu kadar olası ve olağan ise, neden insanlar bu kadar çok konuşkandı. Biz parmakla gösterilen olmamalıydık.

Okula ilk başladığımda, ikisinin yanımda olması, birlikte fotoğraf çektirmemiz, içimdeki bazı duyguları daha kolay yaşamama sebep oldu. Yıllar sonra aynı karede gülüyor, mutluyduk. Diğer çocuklarla tanışırken, sokağın diğer ucuna doğru yürüyen babam yoktu. Şimdi yanımdaydı. İşte babam. Bu da annem dedim. Uzun süre ayrıldıklarını gizledim. Yıllar sonra evime gelen yakın arkadaşım için babamın fotoğrafını salona koydum. İş seyahatinde diye uydurdum. Uzaktan kız arkadaşı ile babamı görmüş biri oldu. Yanındakini annem sandı. Düzeltmedim. Bir müddet sonra, annemin de erkek arkadaşı oldu. Babamla ikisini karşılaştırıp, babamı daha yakışıklı buldum. Tanıdıklar, çocuklar etkilenir diye bizimle tanıştırmalarına kızdılar. Bir de, o uzak hısımlar, annemle babamı hala evli sandılar. Biz başkalarının duygularını çok da duymamak, dile getirmelerini görmemek için, kendi dünyamızda gizli bir hayat yaşıyorduk. Bizi, başkalarının duyguları yönetiyor, başkalarının evlerinin içinde konu olmaya korkuyorduk. İşte bu yüzden biz, annemle eve gelip, kimsenin telefonla konuşmadığı, kapımızı kimsenin çalmadığı zamanlarda dünyanın en huzurlu insanları oluyorduk.

Arkama dönüp dönüp, babama el salladığım gibi diğerlerine de el sallayıp, kendi hayatımı yaşamayı çok istemiştim. Anneme de babama da kızgın değilim. Bir gün bir çocuğum olursa, ona da kendi gerçeklerini bağıra bağıra yaşamasını söyleyeceğim, kardeşime de tembih edeceğim. Kimse kimsenin hayatının muhafızı olmamalı.”

Bir çocuğun iç sesinden yazmak istedim. Başkalarına ait duyguların, incinen taraflarımızı daha çok kırdığını gördüm. Biz başkalarının duyguları ile en çok sevdiklerimize de bazen yara oluyoruz sanki. Ne diyeyim, el salla çocuk, el salla, bildiğin tüm yaralara, mecbur bırakıldığın duygulara.

ZİHNİNİ AÇ

Gözlerinizi kapayın ve bir anda tüm eşyalarınızı toplayıp gitmek istediğiniz bir yer var mı diye düşünün. zamanı mı var, imkanlar mı kısıtlı, yoksa eğer, sizi tutan şey ne hiç düşündünüz mü?

HAYATINI AÇ

Yolda, sokakta hiç tanımadığınız insanlara ‘iyi günler’ demek hem sizi, hem de karşınızdakini nasıl mutlu eder, hiç denediniz mi?

SORU

Bekleme salonunda, trende, otobüste veya uçakta, kısacası zamanı doldurduğunuz herhangi bir yerde genel olarak ne yaparsınız?


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler