Kapı kolundaki çiçekler...
Sevdiğini belli etmek, 'biliyor zaten' dememek... Sevmenin saklanmayan tarafı olmak... Ne gerek var göstermeye demenin rakibi kalmak. Ve bu sayede hep de kazanmak. Bu kadar zorken her şey, güzeldir bonkör duygularla karşılaşmak, bir kapı kolunda onlara sarılmak...
Geçen hafta sabah yürüyüşünde rastladım, bir arabanın kapı koluna iliştirilmiş çiçeklerine. Duygu insanıyım işte. Durdum önünde. Soyut bir resme bakar gibi, ne anlatmış der gibi, bir anlam yüklemeye çalışır gibi.
Hepsi renkliydi. Tazeydi. Daha yeni konduğu çok belliydi. Henüz düşmemişti yaprakları, kim bilir belki kokuları bile vardı. Belki, bir çimen üstünden az önce toplanmış, belki bir bahçeden gizlice alınmıştı. Bir kapı önü duygularını ihtimallere boğup, yürüdüm.
Acaba hemen önümden giden adam mı bırakmıştı. Yoksa az önce başka bir arabaya binen kadın mı? Diyeceksiniz ki, abarttın, birkaç minik çiçek işte, ne düşündürdü seni böyle? Öyle değil işte. Çok şey var. Unuttuk dedim içimden, unuttuk. Böyle güzellikleri, incelikleri, birilerinde bırakacağımız tatlı tebessümleri. Sahi, sizi en son kim şaşırttı hiç düşündünüz mü? Peki ya siz en son kimi şaşırttınız? Büyük organizasyonların olduğu, ezberlenmiş günlerde karşınıza çıkan, aslında içten içe beklediğiniz, bir türlü zamanını kestiremediğiniz o sürprizlerden bahsetmiyorum. Tam da bu sabahın kokusu gibileri resmediyorum.
Çok şey var demiştim. Fotoğrafını çekip yayınladığımda çok kişi döndü duygularıyla. Onlardan da bahsedeceğim. Bendeki his, belki küçük bir özür, belki ben yanındayım, belki hep aklımdasın, belki de başarı dilekleriydi. Ama hepsinin altında çok da kalın çizgilerle, seni önemsiyorum vardı.
Önemsenmek ne kadar özel bir duygu değil mi? Sevdiğini belli etmek, biliyor zaten dememek. Sevmenin saklanmayan tarafı olmak. Ne gerek var göstermeye demenin rakibi kalmak. Ve bu sayede hep de kazanmak. Bu kadar zorken her şey, güzeldir bonkör duygularla karşılaşmak, bir kapı kolunda onlara sarılmak.
Bu çiçekler, pahalı hediyelerin, şaşalı kutlamaların, samimiyetsiz planların içinden çıkıp, toprağa tohumu atılan minik bir filizdi. Büyüyüp yeşereceği aşikardı. Bende büyüdü. Ne kadar basit dedim içimden. Basit ve kolay bir insanı mutlu etmek, onun güne keyifle başlamasını sağlamak. Bir cümle not belki, küçük bir plan belki gizli, bir konuşma belki yeterince hisli veya kendini tekrar etmeyen ufak dokunuşların hepsi. Arada derede bazen, hiç beklemediği bir anda, bir alanda, bir zamanda, yokken hiç aklında.
Dönenlere gelince; kimi dedi ki bunlar çok aşık, kesin sevgili, öbürü, bunlar evli ama yeni. Bir diğeri dertlendi, görmeyeli yıllar geçti, bize gelmez böcek çiçek. Bir başkası ise hemen planını yaptı, dedi acele etmem gerek.
Diyeceğim şu ki, birine bile ilham olduysa keyiftir benim için. İnsanları biliyorum. Etkileniriz biz güzelliklerden, birilerinin vesile olduğu inceliklerden. Hadi demek gibi gelir bize, aklımıza düşmesidir kendiliğinden. O içinden geçeni tamamlarsın. Sevincin dansını izlerken, yaslanırsın arkana. Sonrası mükemmel bir inzivadır, herkese iyi gelir.
ZİHNİNİ AÇ
‘Her şeyin bir zamanı vardır’ derler. Sizce de öyle mi? Hiç zamansız bir şey yapılıyor mu? Sizin zamansızdı dediğiniz böyle bir örneğiniz var mı?
HAYATINI AÇ
Bu haftaki yazıma istinaden, herkesi sevdiği birine sürpriz yapmaya davet ediyorum. Küçük olsun, bir çiçek gibi, küçük bir not gibi. Bana da yazın lütfen.
SORU
Bir kitapta, bir dergide veya başka bir yerde okuyup da çok etkilendiğiniz o söz, o cümle neydi? Bana da yazar mısınız?
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Edirne'de korkunç kaza