CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, CHP İzmir İl başkanlığında yaptığı açıklamada Cumhuriyet Bayramı’nda Anıtkabir’i ziyaret eden yurttaşların sayısının geçen yıla göre yüzde 49 arttığını hatırlatarak, “Bu sayı, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı kutlamalarını da aşarak tarihi bir seviyeye ulaştı” dedi.
Anıtkabir’e girişlerde askeri personele yönelik kontrollere ilişkin taleplerinin dikkate alınmasını olumlu bulduklarını söyleyen Bağcıoğlu, buna karşın siyasi sloganlarla milli değerlere saygısızlık yapıldığını vurguladı. Gelecek hafta Atatürk’ün vefatının 87’nci yıl dönümünde devlet kurumlarının, 10 Kasım’da kabir adabına ve milli hassasiyetlere uygun davranılmasını sağlaması gerektiğini belirtti.
Malatya’da 2’nci Ordu Komutanlığı Bandosu tarafından törenlerde Cumhuriyet marşlarına yer verilmemesini de eleştiren Bağcıoğlu, “Bu kabul edilemez bir tutumdur. Millî Savunma Bakanlığı derhal inceleme yapmalıdır. TSK hepimizin gözbebeğidir; siyasete alet edilmeyerek korunmalıdır” dedi.
“CHP, CUMHURİYETİN SİGORTASIDIR”
Türkiye’nin milli hak ve menfaatlerini savunmaya devam edeceklerini söyleyen Bağcıoğlu, “Cumhuriyetimiz; Atatürk milliyetçiliğine dayalı, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir. Onun sigortası her zaman olduğu gibi Cumhuriyet Halk Partisi’dir” ifadelerini kullandı.
Karadeniz’de dökülen mayınlara ilişkin açıklama yapan Bağcıoğlu, mayın temizleme sürecinin sahildar ülkelerle koordineli yürütülmesi gerektiğini belirterek, “Önce kirletenler gereğini yapmalıdır. Maliyet ve risk sadece Türkiye’ye bırakılmamalı” diye konuştu.
Doğu Akdeniz’de yıllardır faaliyet gösterilmeyen bölgelerde devlet uygulaması yapılması ve bayrak gösterilmesinin millî menfaatler açısından zorunlu olduğunu ifade etti.
HAVA GÜCÜ VE TYPHOON TEDARİKİ
Bağcıoğlu, hava gücünün Türkiye’nin güvenliği için hayati olduğunu belirterek, F-35 programından çıkarılmanın yanlış politikaların sonucu olduğunu söyledi.
Typhoon savaş uçaklarının tedarik sürecine değinen Bağcıoğlu, CHP’nin girişimlerinin bu sürece katkı sunduğunu, sürecin hızla tamamlanması gerektiğini ifade etti.
Mühim projelerde gecikme yaşanmaması gerektiğini belirten Bağcıoğlu, KAAN, ANKA-3, Kızılelma, F-16 Özgür-2 modernizasyonu ve F-35 tedarik sürecinin hızlandırılması çağrısında bulundu.
Altay tankı projesinin yönetimsel ve teknik sorunlarla boğuştuğunu söyleyen Bağcıoğlu, “Proje 24 yılda ancak 250 tanka ulaşabilecek. Planlama hataları, dışa bağımlılık ve siyasi tercihler ciddi gecikmeye yol açtı” dedi.
Bu gecikmenin milli güvenlik, modernizasyon ve ihracat fırsatlarında kayba neden olduğunu söyledi. Savunma sanayisinin temellerinin geçmişte atıldığını hatırlatan Bağcıoğlu, geçmiş dönemlerde yapılan çalışmalara vefa gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
"ÖNCELİKLER DOĞRU BELİRLENMELİ"
Bağcıoğlu, savunma sanayisi için yol haritası çıkarılması gerektiğini söyleyerek 8 maddelik önerilerini sıraladı:
Önceliklendirme, kaynak tahsisi, süreç takibi, gerçekçi hedefler, yaptırımların kaldırılması, bilgilendirme, bilgi kirliliğinin önlenmesi ve öz eleştiri. Siber savunmanın hayati önem taşıdığını belirten Bağcıoğlu, “Farkındalık artırılmalı, tatbikatlar yapılmalı, eğitimler düzenlenmeli” dedi.
Uzayın artık yeni harekât alanı olduğunu söyleyen Bağcıoğlu, uzay yeteneklerinin korunması gerektiğini ifade etti. Artan asimetrik tehditlere dikkat çeken Bağcıoğlu, sualtı enerji ve iletişim altyapısının korunması için bakanlıkların koordinasyonunda “Sualtı ve Deniz Tabanı Kritik Altyapı Güvenliği Merkezi” kurulmasını önerdi.
AFETLER VE DEPREM: TSK ESAS ÇÖZÜM ORTAĞI OLMALI
Depreme hazırlığın önemine dikkat çeken Bağcıoğlu, TSK’nın afet müdahalesinde destek değil esas çözüm ortağı olması gerektiğini söyledi.
Deniz yoluyla yardımların güçlendirilmesi, hastane gemisi tedariki ve iletişim altyapısının güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Gelecek yaza yönelik hazırlıkların şimdiden yapılması gerektiğini kaydeden Bağcıoğlu, orman işçilerinin kadroya alınması, THK’nın yeniden yapılandırılması ve yangın söndürme filosu kurulması gerektiğini ifade etti.
ŞEHİT AİLELERİ VE GAZİLER: SİYASET ÜSTÜ NAMUS MESELESİDİR
Son 22 ayda 112 il ve ilçede 205 şehit ailesi ve gazi derneğini ziyaret ettiklerini belirten Bağcıoğlu, hazırladıkları 18 kanun teklifinin TBMM gündemine alınmasını istedi.
“Kimden gelirse gelsin, şehit aileleri ve gazilerimizin haklarını savunan her öneriyi destekleriz” diye konuştu.
Askeri sağlık sisteminin yeniden tesis edilmesinin acil ihtiyaç olduğunu belirten Bağcıoğlu, mevcut çalışmaların yetersiz olduğunu vurgulayarak askeri tıp akademisinin yeniden kurulması gerektiğini kaydetti.
ASKERİ ALANLARIN RANTA AÇILMASI
Bağcıoğlu, başta İstanbul olmak üzere askeri alanların imara açılmasının kamu yararını yok sayan rantçı anlayışın sonucu olduğunu söyledi. İstanbul’da askeri alanların yüzde 41,3’ünün statüden çıkarıldığını belirten Bağcıoğlu, bunun deprem sonrası müdahalede zafiyet yaratacağını ve “kent suçu” olduğunu ifade etti.
"BU BİR MİLLİ GÜVENLİK MESELESİDİR”
Bağcıoğlu, TSK personeli ile emekli askerlerin yaşadığı ekonomik ve sosyal sorunlara dikkat çekti. Lüks konut projelerinin hızla yükseldiği bir dönemde, Mehmetçik ve fedakârca görev yapan askerlerin lojman ve barınma sıkıntısıyla karşı karşıya bırakıldığını vurgulayan Bağcıoğlu, “Bu çelişki üzücüdür” dedi.
Bağcıoğlu, mevcut ekonomik koşullar altında özellikle emekli personelin ağır şartlar yaşadığını belirterek, 2025 yılı Millî Savunma Bakanlığı bütçe görüşmelerinde verilen taahhütlere rağmen 11 aydır somut adım atılmadığını söyledi.
TSK emekli maaşlarının büyük kısmının yoksulluk sınırında, emekli astsubaylar, uzman erbaşlar ve emekli binbaşıların ise açlık sınırında yaşamak zorunda bırakıldığını kaydetti.
Astsubayların, Astsubaylar Günü’nü kutlamak yerine hak aramak için yürüyüş yapmak zorunda bırakılmasının üzücü olduğunu vurgulayan Bağcıoğlu, “Bu durum, birlik duygusunu ve aidiyeti zedelemekte; artık bir milli güvenlik meselesine dönüşmektedir” dedi.
TSK’dan ayrılan uzman erbaş ve sözleşmeli erlere verilen istihdam hakkının uygulanmamasının da ciddi sorun oluşturduğunu ifade etti.
İSKENDERUN’DA 2 ASKERİMİZİN ŞEHİT OLDUĞU OLAYDA SORUMLULAR AÇIKLANMALI
Bağcıoğlu, İskenderun’da iki askerin şehit olduğu olay üzerinden 102 gün geçmesine rağmen kamuoyunun tatmin edici bir açıklama duymadığını söyledi.
İdari tahkikat sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini vurgulayarak, “Barış şartlarında, garnizon içinde ve rutin eğitim sırasında iki evladımızı şehit vermek, TSK tarihinde görülmemiş bir ihmaldir” ifadelerini kullandı.
Olayda doğrudan veya dolaylı sorumluluğu olan tüm yetkililer hakkında gerekli işlemlerin yapılması gerektiğini söyleyen Bağcıoğlu, adli sürecin de takipçisi olacaklarını belirtti.
EMEKLİ ALBAY ORKUN ÖZELLER’İN TUTUKLULUĞUNA TEPKİ
Emekli Albay Orkun Özeller’in yalnızca kişisel görüşlerini ifade ettiği için yaklaşık 50 gündür cezaevinde tutulduğunu hatırlatan Bağcıoğlu, buna karşın ihraç edilen teğmenlere ve Özeller’in ailesine yönelik ölüm tehditleri savuranlar hakkında işlem yapılmamasını eleştirdi.
Ayrıca, Atatürk’e saygısızlık yaptığı tespit edilen iki teğmenin görevine devam etmesini ise “kabul edilemez bir çelişki” olarak değerlendirdi./İZMİR