12 mektup

12 mektup

8.06.2025 11:20:00
Güncellenme:
12 mektup

Babası Mustafa Neşet Molla hukukçudur. Amcası Cemalettin Efendi’yi anımsarsınız: II. Abdülhamid’in ünlü şeyhülislamıdır. Aileden, dini çevrelerde nüfuzludur. Kadı yetiştiren okuldan mezun olur. Zekidir. Memuriyette hızla yükselir. Tüh. Meşrutiyeti yeniden ilan eden İttihatçılar onu kadro dışı bırakır. Galata Kadı Müşavirliği’ne atarlar ama maaşını düşürerek. İttihatçı karşıtıdır. İttihatçılar da onu sevmez. Hapis cezası alır, uygulanmaz, sürgün cezası verilir, kurtulur. Amcası sağ olsun.

Said Molla’dır adı. Hem iktidarımızın hem muhalefetimizin sahiplenmek istemediği isimdir. İngiliz Dostları Derneği’nin kurucularından olduğunu bilmeyenler de öğrenmiştir bir günlük atışmada. Din adamı kisvesine bürünmüş İngiliz işbirlikçisidir. 

Bu kimliğiyle onu tarihe tanıtan ise Mustafa Kemal’dir. Ele geçirilen 12 mektubunu kamuoyuna duyurur. Geleceğe ders olsun diye Nutuk’a da alır (Nutuk, s. 228–236). Mektuplar nasıl ele geçirilir? Baş aktör Esat Paşa’dır. İstanbul’da Milli Kongre’yi düzenleyen göz hekimidir kendisi. Bulgar Sadık onun adamıdır, Mustafa da Bulgar Sadık’ın. Mustafa, para karşılığı Molla’nın Cağaloğlu’nda bulunan evine sızar, mektupları kopyalar. Esat Paşa da Mustafa Kemal’e gönderir (Çavuşoğlu, s. 264). Mustafa Kemal şöyle der Nutuk’ta:

“Bu mektupların suretlerinin alındığını hisseden Said Molla, Türkçe İstanbul gazetesinin 8 Kasım 1919 tarihli nüshasında bir tekzip yayımlanmış olmasına rağmen gerçekler inkâr edilemez. Bu mektupların örnekleri, Said Molla’nın evinden ve mektupların müsveddelerinin yazılı bulunduğu bir defterden aynen alınmıştır. Bu durum bir yana, mektupların içindekiler, ülkede meydana gelen olaylar ve ayrıca ne oldukları ortaya çıkan bazı şahıslarla tam bir uygunluk göstermektedir.”

Kime gönderilmiştir mektuplar? Robert Frew, Rahip Fru, Albay Emiling... Pek çok ismi var onun. Asıl ismi mi? Bence kendisi de bilmiyor. İngiliz istihbaratı adına Hindistan’da yeraltı faaliyetleri yürüten adam. Politik entrika konusunda o kadar uzman ki Hindistan tamam olunca Türkiye’ye gönderilmiş.

Yıl 1919. İttihat ve Terakki’nin kanlısı Hürriyet ve İtilaf Partisi (HİP) egemen İstanbul’da. Said Molla, HİP üyesi. Frew ve o, Kürt Yükselme Cemiyeti üyesi Dr. Abdullah Cevdet’i de yanlarına alır, mayısın 20’sinde kurarlar derneklerini. “Anadolu’da İngiliz mandasının gerekliliğini savunmak ve bunu gerçekleştirmeye çalışmaktır” gayeleri. Anadolu’ya özellikle din görevlisi ya da din görevlisi süsü verilmiş kişileri, eczacı, doktor gibi sağlık bilgisi olanları gönderirler propaganda için. (Dönmez, s. 150 vd). Molla kolları sıvar, para ganidir ya, dört bir yana dağıtır, görevler verir. Aldığı, dağıttığı paranın boşa gitmediğini göstermek için de kaleme sarılır. Sahibine böbürlene böbürlene anlatır.

11 Ekim 1919: “Verilen 2 bin lirayı Adapazarı’nda Hikmet Bey’e gönderdim. Birkaç gün sonra verimli neticelerini elde edeceğiz.”

20 Ekim: Bozkır’da ikinci kez başlayan ve Anzavur ile süren ayaklanmalar nasıl ateşlenmiş, Müslüman Müslümana nasıl kırdırılmış, yanıtıdır aslında bu cümle: Parayla. “Çetelerimizin Adapazarı, Karacabey ve Şile’de Rumlara karşı yapacakları tecavüz hareketlerini esas alarak, Kuvayı Milliye’nin asayişi ihlal ettiklerini ileri sürerek maksadın hızlandırılmasına çalışacağız.”

Saray, hükümetleri, gazetecileri Kuvayı Milliye’yi isyancı, zorba, eşkıya, haydut diye anıyor. Aynı zamanda onu öyle göstermek için plan kuruyor ve uyguluyor. Bir taşla iki kuş: Türk milletinin Mustafa Kemal’in ordusunda yer almasını önlemek ve “Kemaliler gayrimüslimleri katlediyor” propagandasıyla emperyalistleri müdahaleye çağırmak.

“Paşa Hazretleri, cevaben size teşekkür etmekle beraber, Kuvayı Milliye’nin Anadolu’da tamamen kök saldığını ve bir karşı hareket neticesi olarak melun reisleri tepelenmedikçe kendilerinin iktidar mevkisine gelemeyeceklerini Zatı Şahane’nin onayına sunulan sözleşme hükümlerinin konferansta savunulmasına imkân olmadığını...”

SÖZLEŞMENİN İÇERİĞİ

Damadın şahane zata sunduğu sözleşme ne ola ki? 12 Eylül 1919’da Damat Ferit ile İngiliz gizli servis ajanları arasında yapılan sözleşmedir o. Bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasını onaylar Damat. İstanbul’u padişahın, Boğazları İngiltere’nin egemenliğine bırakır. Hilafet gücü İngiliz lehine kullanılacaktır. Damadın ısrarlı isteği de girer sözleşmeye: Milli Mücadele’yi bastırmak için İngiliz zabıta kuvvetleri kullanılacaktır. İngiltere de karşılığında barış konferansında Osmanlı delegelerinin taleplerini destekleyecektir. (Akşin, s. 590–591). Oh, ne âlâ...

18/19 Ekim 1919: “Ferit Paşa, Babıâli’ye verilecek notayı her dakika beklemektedir. Zât-ı Şahane bu vaziyetten pek üzgündür. Bizim padişahların her şeye karşı zayıf olduklarını unutmayınız.”

İktidarda Ali Rıza Paşa hükümeti vardır. Damadın gözü, az önce silkelendiği başbakanlık koltuğundadır. İngilizler “Gel otur” dediğinde koltuğa oturduğunun, “Kalk” dediğinde kalktığının kanıtıdır bu cümleler.

24 Ekim 1919: “Sivas vakasını nasıl buldunuz? Biraz düzensiz ama yavaş yavaş düzelecek...”

Kastettiği Ali Galip olayıdır. Sivas Kongresi’ni basma görevi verilmiştir Ali Galip’e. Malatya’da Binbaşı Nowill, Kürt Yükselme Cemiyeti üyesi Bedirhaniler ve Diyarbakırlı Cemilpaşazade Ekrem’le elbirliği yapar. Sonuç mu? İngilizi, Kürtçüsü, makam hırsıyla kör olanı yener Mustafa Kemal.

26 Ekim 1919: “Seçimleri geciktirmek ve askıya almak için gerek Mustafa Sabri, gerek Hamdi ve Vasfi Efendilerle uzun uzadıya, talimatınız dahilinde görüştüm. Rızalarını aldım. Mahallelerde propagandalar başladı. Bol para dağıtmak suretiyle görüş ayrılıkları yaratacaklar.” 

Demokrasi havarisi İngiltere, Türkler demokrasinin gereği olan seçimi yapamasın diye 40 takla atıyor. Molla gibi andığı üç isim de TBMM’nin “hain” listesine girecek 1924’te.

4 Kasım 1919: “Kürt Teâli Cemiyeti’ndeki samimi dostlarımızla görüştüm. Verilen talimat dairesinde tertibat alacaklar. Arkadaşlar için büyük bir tahsisatın mevcudiyetine ihtiyaç var.”

Ödeme yapılır. Şeyh Eşref kendini mehdi ilan eder, Alay Komutanı Binbaşı Nuri şehit edilir, Bayburt-Hart kana boyanır.

Mustafa Kemal’in Rahip Frew’a yanıtı da mektupla olur. Önce bir din adamının uğraştığı işleri kınar, sanki gerçeği bilmiyormuş gibi. Sonra balyoz gibi indirir sözünü: “Milletimiz, Said Molla’nın değil fakat gerçek vatanseverlerimizin gözüyle görüldüğü takdirde, böyle planların artık memleketimizde ve milletimiz üzerinde uygulama alanı kalmadığı yargısına kolaylıkla varılabilir.”

Said Molla mı? Damat Ferit beşinci kez koltuğa oturunca o da ödülünü alır: Adliye nezareti müsteşarı olur. Yükümü nasıl tutarım çabasını sürdürür. Gelecek yazımızda. Mutlu bayramlar.

KAYNAKÇA

- Gazi Mustafa Kemal, Nutuk, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2015.

- Cengiz Dönmez, İngiliz Muhibleri Cemiyeti, AAM Yayını, Ankara, 1999.

- Şeref Çavuşoğlu, “İttihat ve Terakki’nin Gizli Plânı”, Yakın Tarihimiz, C. I, S. 9, 26 Nisan 1962.

- Sina Akşin, İstanbul Hükümetleri ve Millî Mücadele, C. I, İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2004.

- “İngiltere Himayesi”, Türkçe İstanbul, 20 Mayıs 1919.

İlgili Konular: #Mektup