Doğayı seven çocuk

Çocuklara doğa sevgisi kazandırmak için en iyi yöntem onların yapmasını istediğiniz şeyleri kendinizin de yapması ve onlar yapınca da takdir etmeniz.

Doğayı seven çocuk
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 25.08.2024 - 12:00

Uzay, musluğu uzun süre açık bırakacak bir oyun oynamak istese “Olmaz, akıp giden senin geleceğin” gibi korkutucu bir cümle dökülüveriyor dudaklarımdan. Oysa bunu ona daha yalın biçimde anlatmalıyım.

Uzay da anlam veremiyor muhtemelen ama sesimdeki ciddilikten midir bilmem hiç diretmiyor. Neyse ki şimdilik çevresine ve doğaya karşı özenli bir çocuk. Üzülerek gördüğüm çoğu akranının tersine Uzay çiçek koparmaz, uzanıp dalında koklar. Hatta pek de kokmayan sardunyaları bile dalında koklayıp “Oh” der. Üstelik bunu çok basit bir cümleyle başardık: “Çiçekler koparılmaz, dalında koklanır.” Ancak derler ya “Çocuklar duymaz görür” diye.

Bence bu söylemdense asıl gül, yasemin, melisa ve nicelerini bebekliğinden beri kopartmadan koklamamızın Uzay’ın doğa sevgisi üzerinde etkisi olmalı. Gerçi onun doğa sevgisi biraz tehlikeli boyuta gelmiş olabilir. Geçen sabah ben mutfaktayken Uzay bahçede oynuyordu. Ne yaptığını kafamı uzatınca görebiliyordum. Sesi geldi: “Anne bak eel!*” Ne dediğini dinlememişim ki herhangi bir şey gösteriyor sandım, “Tamam oğlum bakmaya geliyorum şimdi” dedim. O “şimdi” elbette uzadı. Çocuk iki kere daha söyledi. Ben cümlenin içeriğinden çok sesindeki heyecana çıktım dışarı ve Uzay’ı bir yılanla yan yana gördüm. Yılanın dibine kadar eğilmiş sürünüşünü inceliyordu. Yılanı Uzay’ın elindeki oyuncak kovayı ve bizim çöp kovasını kullanıp yakaladılar ve ormana geri saldılar ama Uzay’ın seslenmelerine daha çabuk dönmem gerektiği konusunda bir uyarı oldu bu bana.

Yine de sırf Uzay doğadan kopuk olmasın diye canımız İstanbul’u bırakıp bahçeli bir eve taşınma kararımız yerinde olmuş. Sundurmamızda gündüzleri minicik bir yarasa uyuyor örneğin. Bazı günler gelmiyor ama sabahları gelmiş mi diye onu kontrol etmek tatlı bir rutin oldu. Çocuğum peygamber devesini, çekirgeyi, tespih böceğini, eşek arısını ve bal arısını tanıyor ve seviyor...

Küçücük bahçemize beraber diktiğimiz domatesleri, biberleri topluyor. Zaten anneannesinin yanına her gittiğinde tam bir Farmville** çiftliğiyle karşılaşıyor. Peki ben bu çocuğa bütün bu güzelliklerin bir avuç yerde yaşanabildiğini, anneannesinin evinin önündeki gölün her yıl biraz daha kuruduğunu, rant için kesilen ağaçları, siyanürle zehirlenen suları, fosil yakıtların yarattığı sera etkisini, hayvan ve bitki türlerinin giderek azaldığını, buzulların geri gelmemecesine eridiğini ve geleceğinin tehlike altında olduğunu ve daha şimdiden önlem almaya başlaması gerektiğini nasıl söyleyeceğim?

NASIL ÖĞRENİR?

Uzay gibi 0-6 yaş aralığındaki çocuklara bir şeyi öğretmenin en iyi yolu onu yapmak. Bu yüzden çocukların doğada zaman geçirip gözlem yaparak doğayı sevmelerini sağlayacak tohum ekmek, çiçekleri sulamak, kışa doğru kuşlar için yemlikler hazırlamak, sokak hayvanlarını beslemek (katliam yasasıyla artık bu ne kadar mümkün olacaksa!) gibi etkinlikler öneriliyor. Doğa yürüyüşlerinde, yaprakların sonbaharda ağaçlardan nasıl düştüğüne ve ardından ilkbaharda nasıl tekrar filizlendiğine dikkat etmek, mevsimlerle gelip giden göçmen kuşlardan söz etmek ve bu sayede mevsimleri fark etmek iklim değişikliğini anlatmak için iyi bir temel oluşturuyor.

Çocuklara günlük yaşamlarında gerekmedikçe ışıkları kapatma, suyu harcamama, geri dönüşüm yapma gibi görevler vermek ve sorumluluk aldıklarında onları övmek de önemli. Çünkü olumlu eylemleri başkaları tarafından fark edilen ve takdir gören insanların bu eylemleri tekrarlama olasılığının daha yüksek olduğu kanıtlanmış. Son olarak çocukların insanlığa olan inançlarını canlı tutmak belki de en önemli nokta. Üstelik bu, bizim de inancımızı geri kazanmamıza yardımcı olabilir.

Biz farkında olmadan hepsini yapıyoruz. Belki insanlığa olan inancımı biraz yitirmiş olabilirim ama henüz bundan Uzay’ın haberi yoktur. Yine de bu maddeye de bundan sonra daha çok dikkat edeceğim. Bir yandan ülkede “Sokak hayvanları yasası” gibi korkunç gerçeklikler yaşanırken yaptığımız şey bataklığa bir kova temiz su eklemek gibi görünebilir ama o bir kovacık temiz suyun Uzay ve onun gibi çevre sevgisiyle gelişen çocukların içinde büyüyüp ileride kocaman bir okyanus olacağına inanıyorum.

* Yılanbalığı

 ** Çocukların çok sevdiği çiftlik konulu bir simülasyon oyunu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler