Ömür Kurt
Son yıllarda iyi bir günah keçisi bulduk: Ekran. Eğer çocukların dikkati dağınıksa “Ekrana maruz kaldığı için!” diyoruz. Eğer derslerinde başarısızsa “Ekran yüzünden!” diyoruz. Eğer çocuğun hoşumuza gitmeyen bir davranışı varsa “Ekrandan öğreniyor!” diyoruz. Belki biraz haklılık payı vardır ama fazla abartmıyor muyuz? Son kitabı Ekran Hapsi’ni teknolojiyi suçlamak için değil, teknolojiyle kurduğumuz ilişkiyi anlamak için yazdığını söyleyen Prof. Dr. Yavuz Samur ile konuştuk.
- Sizce ekran bağımlısı mıyız? Bağımlı olmak zararlı mı?
Evet, büyük ölçüde ekran bağımlısıyız. Ama bu bir irade ya da karakter sorunu değil. Bugün kullandığımız uygulamalar, oyunlar ve sosyal medya platformları bizi daha uzun süre ekranda tutmak için bilinçli olarak tasarlanıyor. Bağımlılık zararlı çünkü dikkat süresini kısaltıyor, uyku düzenini bozuyor ve gerçek hayattaki ilişkilerin yerini doldurmaya başlıyor. Zamanla insan kendi hayatının akışını değil, ekranın ritmini takip eder hâle geliyor.
- Çocuklara teknolojiyi yararlı bir şekilde kullanmayı nasıl öğreteceğiz?
Ekrandaki en büyük tehditler kontrolsüz ekran süresi, uygunsuz içerikler, siber zorbalık ve dijital mahremiyet ihlalleridir. Çözüm teknolojiyi tamamen yasaklamak değil, birlikte öğrenmektir. Çocuklara sadece “Ne izliyorsun” diye sormak yetmez; “Bu sana ne hissettiriyor, sana ne katıyor?” diye sormayı öğretmemiz gerekir. Teknolojiyi tüketilen bir şey değil, üretilebilen bir araç olarak göstermek burada kilit noktadır. Son yıllarda çocukların ve gençlerin ekranla bağ kurmak yerine ekranın içinde kaybolduğunu görüyoruz. Ders çalışmak isteyip başlayamayan, canı sıkıldığında otomatik olarak telefona uzanan, yalnızlığını ekranla dolduran bir kuşak var.
SÜRE KADAR İÇERİK DE ÖNEMLİ
- Peki ya dijital oyunlar?
Burada süre kadar içerik de önemlidir. 10 dakikalık zararlı bir oyun, saatlerce süren yaratıcı bir oyundan daha riskli olabilir. Anne babalar denetleyen değil, yol gösteren olmalı. Yaşa uygun oyunlar seçmek, ortak kurallar koymak ve ekran dışı güçlü alternatifler sunmak bu dengeyi sağlar. Çocuk, ekran dışında da tatmin olabildiğinde denge kendiliğinden kurulur.
- Dijital zorbalık da önemli bir sorun… Bu konuda çocukları ve aileleri nasıl bilinçlendirebiliriz?
İlk ve en önemli adım, çocuğun yalnız olmadığını bilmesidir. Zorbalık yaşandığında susmak değil, konuşmak gerekir. Kanıtları saklamak, zorbayı engellemek ve güvenilir bir yetişkine anlatmak çok önemlidir. Aileyle kurulan açık, yargısız ve güvenli iletişim, dijital zorbalığa karşı en güçlü koruma alanıdır.
EVDE DENEYİN
Yıpranmış bir giysiyi çocuğunuzla ya da torununuzla birlikte tamir edin. Bu giysi ona ait bir giysi olabilir. Ona bir düğme dikmeyi, ilmek atmayı, sökülmüş bir yeri onarmayı öğretin. Tamir etmek önemli bir beceridir ve tamir etme kültürüne sahip çocuklar, çevresine karşı özenli olur. İyi bir yurttaş yetiştirmek için tamir etme kültürünü çocuklarımıza aktarmalıyız.
HAFTANIN KİTABI
“Diş Doktoru ve Elektrogitar” çocukların gelecekte ne yapacakları ve hangi mesleği seçecekleriyle ilgili hem eğlenceli hem de macera dolu bir kitap. Üniversite tercihi yapmak isteyen ağabeyi için meslekler sözlüğü hazırlayan bir çocuğun yaşadıkları, kuşak farkını da ortaya koyuyor.
Yayınevi: Dinozor Çocuk Yazar: Nihal Ünver Yaş: 8+ Sayfa: 96
HAFTANIN ETKİNLİĞİ
Büyük küçük herkesin çok sevdiği “Sermet Erkin ile İllüzyon Gösterisi” bu kez İstanbul’da. Yer: İstanbul-Kadıköy Halis Kurtça Kültür Merkezi Tarih: Bugün Saat: 13.00/15.00 Yaş: 4+
HAFTANIN ŞARKISI
Çocuklarınızla bu hafta Ezo Sunal’ın “Yeni Yıl Geldi” şarkısını dinleyip bu şarkı hakkında sohbet edin. Çocuklara yeni yılın gelişiyle ilgili neler düşündüklerini ve hissettiklerini sorun. Onlara kendi çocukluğunuzdan da söz edin.