Hem sürdürülebilir hem de lezzetli
Dünya üzerinde her 10 kişiden biri yakın gelecekte açlıkla karşı karşıya kalacak. Gıda güvenliği için beslenme alışkanlıkları ve “lezzet” algınızı değiştirmenin tam zamanı.
“Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu” raporu, 2022'de 691 ile 783 milyon arasında insanın açlıkla karşı karşıya kaldığını orta aralıkta ise 735 milyon kişinin açlıkla karşı karşıya kaldığını ortaya koydu. Bu sayı yaklaşık olarak dünyada yaşayan her 10 kişiden birinin açlıkla karşı karşıya olduğunu gösteriyor. İklim krizi kaynaklı gıda güvensizliğiyle mücadele etmek için gerekli önlemler daha hızlı biçimde uygulanmazsa 2030 yılında yaklaşık 660 milyon açlıkla yüzleşecek.
İklim krizi kaynaklı yaşanan aşırı hava olayları başta gıda güvenliği olmak üzere birçok yaşamsal gerekliliği de olumsuz etkiliyor. Uluslararası Afet Veritabanı’na göre 1970’lerde küresel ölçekte yılda 100 civarı afet olayı görülürken son 20 yılda yıl bazında yaklaşık 400 afet olayı görülüyor. Afet sonrası gereksinim değerlendirmelerinden elde edilen veriler, tarım sektöründe toplam ekonomik gelirin yaklaşık yüzde 23’ünde afetler nedeniyle kayıplar yaşandığını gösteriyor. Elbette gıda güvenliği ile ilgili yeni teknolojiler gelişiyor ve gelişmeye de devam edecek. Öte yandan küçük adımlar gibi görülmesine karşın bireysel olarak seçimlerimiz de gıda güvenliği konusunda önem taşıyor.
GIDA GÜVENLİĞİ İÇİN ÜÇ ÖNERİ
“Peki bir birey olarak gıda güvenliği ile ilgili ne yapabilirim?” derseniz size üç önerim olacak:
1 - Gıda israfı konusunda bireysel seçimlerinizden başlayarak iş ve özel yaşamınızda farkındalık yaratın:
Gıda ve Tarım Örgütü’nün verilerine göre küresel ölçekte 1.3 milyon ton gıda çöpe atılıyor ve ne yazık ki atılan gıdaların en az yüzde 40’ı yenilebilecek durumda. Gıda israfını durdurursak insan kaynaklı sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 6 ila yüzde 8'i azaltılabilir. Bir örnekle açıklayacak olursam yalnızca ABD'de, israf edilen gıdaların üretimi sonrasında açığa çıkan sera gazı miktarı 32.6 milyon arabanın sera gazı emisyonuna eşdeğer. Gıda israfınızı azaltarak hem tasarruf edin hem emisyonları azaltın ve hem de kaynakların gelecek nesiller için korunmasına destek olun.
2- Sağlıklı bir beslenme biçimi hem sizin sağlığınıza hem de gezegenin sağlığına iyi gelir:
Meyve ve sebzeler, tam tahıllar, fasulye, bezelye, kuruyemiş ve mercimek gibi bitki bazlı gıdalar genellikle daha az enerji, toprak ve su kullanır ve hayvan bazlı gıdalara göre daha düşük sera gazı yoğunluğuna sahiptir. Hayvansal protein tüketiyor olsanız da öğünlerinize bu gıdaları da ekleyerek beslenme biçiminizi çeşitlendirebilirsiniz. 100 gram biftek yaklaşık olarak 35.5 kilogram sera gazı emisyonuna neden olur. Aynı miktarda sebze 6.8 kilogram sera gazı emisyonu yaratıyor. Beslenme biçiminizdeki çeşitlilik hem sizin sağlığınıza hem de gezegenin sağlığına iyi gelecek.
3- “Sağlıklı tarifler lezzetsiz olur” algısını kırın. Sürdürülebilir bir tarif deneyin:
Sürdürülebilir tarifler deneyen ve yer yer deneysel tarifler de yaratan biri olarak şunu söyleyebilirim. Sağlıklı tariflerin lezzetsiz olduğunu düşüyorsanız ne yazık ki “boomer” olarak adlandırılabilirsiniz. Her geçen gün daha fazla insan beslenme biçiminin sağlıkları ve çevre üzerindeki etkilerine daha yakından bakıyor. Daha fazla şef ve diğer gıda tedarikçileri yerel ve organik ürünleri reçetelerinde tercih ediyor ve et ağırlıklı yemeklerden uzaklaşıyor. Arama motoronuzda ya da sosyal medya kanallarında sürdürülebilir tarifler yazdığınızda birçok seçenek karşınıza çıkabilir veya BM’nin ActNow kampanyasında yer alan şeflerden dünya mutfaklarından sürdürülebilir tarifleri de deneyebilirsiniz.
Sürdürülebilirlik Haberleri
- Erol Demirel: 'Sürdürülebilirlik, artık bir zorunluluk'
- Bankalar ne kadar çevreci?
- İklim değişikliği 'toprağı' olumsuz etkiliyor
- Arktik Okyanusu için uyarı: 2027'de korkutan senaryo...
- COP29 büyük bir hayal kırıklığı!
- İYİ HABER
- İklim sözlüğü: Su ayak izi
- Yenilenebilir enerji dünyanın geleceği
- Dünya için esin kaynağı öyküler
- Türkiye’den ve dünyadan çevre gündemi