İçsel öğretilerin adası Hawaii
Okyanusun ortasındaki bu adada deniz, güneş ve kumun tadını çıkarmak da mümkün, içsel bir yolculuğa çıkmak da. Biz ikincisini seçtik, yol göstericimiz de bir kitaptı.
Gezi
yazısı yazmanın en güzel yanı eve döndüğünüzde, yazarken
oraları bir kez daha yaşamanız. Hoş Hawaii Adaları deneyimim hiç
unutulacak cinsten değil. Yıllardır filmlerde gördüğümüz
plajlarda yüzmek, yürümek olağanüstü. “Bu bir rüya mı”
diyorsunuz dolaşırken. Ben yaşarken inanamadım, siz okurken
şaşıracaksınız.
Adanın başkenti Honolulu
biletlerimizi alıp, gezimizi tasarlamaya başladığımızda doktor
arkadaşım Lale aradı ve bir kitap ismi verdi.“İmza Hücresi
Şifası”, yazarı Kahu Fred Sterling. “Bu kitabı okuyalım,
yazarı Honolulu’da yaşıyor, gider tanışırız” dedi. “Tamam”
dedim, zaten kitap okumayı seviyorum.
Bilimin içinden gelmiş insanlar için başlık ve öğretiler değişik tabii. Bizim için somut gerçekler, kanıtlar önemli. Oysa yaşam her şeyin bütün olduğunu öğretiyor. Neyse Honolulu’ya vardık. Saat farkına karşın cin gibi keşfe hazırız. Yazarı bulmak şimdilik ikinci sırada, dolaşıyoruz her yeri. Ama ikimiz de o kitabı aklımızdan çıkarmıyoruz.
İlk gün plaj, deniz, alışveriş ve
yemeğe veriyoruz kendimizi. Ada lüks ve dinlendirici. İyi geliyor
bedenimizi şımartmak. İkinci gün “araba mı kiralayıp gezsek,
yoksa tur mu alsak” ikileminin içinde debelenip kolayı seçerek
tur alıyoruz. Tekrar gidecek olursam araba kiralar o plajlarda
molalar veririm. Ancak ayrıntılı bir gezi isterseniz tur mükemmel.
Çünkü dağın tepesindeki manastırı bulmanıza imkân yok. Veya
salla gidilen gizli bir köyde yemek yiyemezsiniz.
Kılavuzunuz size öyküleriyle anlatıyor adayı. “Burada, şu filmin şu sahnesi çekilmişti” gibi. Pearl Harbor’ı sayısız kez izlemişsinizdir ama o limanda olmak başka bir tecrübe. Adanın tüm görkemli bitkilerinin olduğu botanik bahçesinin sonundaki şelaleye ulaşmanız, tek başınıza zor.
Asla ananas bahçesinde mola verip
“nasıl yetişiyorlar” bilgisini alamazsınız. Bir de kesinlikle
görülmesi gerekenler müzeler ve sanat galerileri. Çünkü tarih
ve görsellik adanın değerini belirliyor. Honolulu Müzesi çok
büyük değil. Bir iki saatte bitirirsiniz ancak aklınızda
kalanlar ömür boyu sizinle gelir.
YAZARI ARAYIŞ
Ada turumuz tamam, deniz tamam, alışveriş tamam. “O zaman kitabın bizi götürdüğü yere gidelim” havasındayız. Kitapta “Işık Kilisesi” yazıyor. İlk gidişimizde yazarın öğleden sonra geleceğini öğreniyoruz. Çok uzak olmasına karşın kararlıyız, tekrar gidiyoruz Lale’yle. Çok ilginç, kendimizi televizyon yayınında buluyoruz. Yazarın söyleşi programına katılıyoruz. Sunumda, “Türkiye’den misafirlerimiz var” diyor. “Benim ne işim var burada, yaşam bana ne sunuyor şu an” sorgusuna başlıyorum.
Gözlerimiz kapalı, nefes terapisi yaptırıyor bize.
Bakıyorum Lale olduğundan daha keyifli. Belli ki onun bir yerlerine
dokunuyor bu deneyim. Sonrasında bana yolda da “Kötü insan yok
Aylin” diyor. “Kime göre, neye göre kötü? O da aynı
şartlarda yaratılmadı mı” diye soruyor. Bayılıyorum Lale ile
konuşmaya. Sterling’de buna benzer şeyler söylüyor:
- Başlayacak yürekliliği gösterin,
- Duyularınıza
güvenin ve o sizi nereye götürürse, yolunuza güvenin,
- Nerede olduğunuz veya ne yaptığınız konusunda yargılayıcı olmayın, yalnızca sevin!
ADANIN TAŞLARI
Sterling’le konuşmaya geçtiğimizde İstanbul’un önemini anlattı. “Enerjisi yüksek bir kent” dedi. Honolulu “reiki”nin ilk yaygınlaşmaya başladığı yer bu arada. Yani bizim orada bulunmamız şans değildi, hazırdık o öğretiye ve oradaydık. Otele dönerken, yayına katılan iki erkek “sizi bırakalım” dedi. Ben biraz korktum ki bu da bana öğreti. Adamlar Sterling’in öğrencileri, onlar da bu işlere kafa yoruyor.
Bize yalnızca oraya değgin birer taş verdiler. “Bu taş size ve insanlığa barış getirsin” dediler. Al Aylin, sen ilkel öğretilerinle “korkuyorum” derken adamlar sana ve bütününün hayrına işler peşindeler. Lale ile şaşkın döndük otelimize. İkimiz de içsel yolculuğumuzda bir yerlerdeydik ve kesinlikle gidip görüştüğümüz için mutluyduk.
“Honolulu”
denince evet plaj, deniz güzel ancak “iyi enerji” diye
hatırlanacak aklımda. “Yaşantımın değişik bir deneyimi”
diyeceğim. Dönüş uçağında bunları düşünerek uyuyup kaldım.
Umarım severek okursunuz ve ardından belki Honolulu planı
yaparsınız. Heyecanlarınız hiç eksilmesin yaşantınızdan.
Sevgiyle kalın…
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama