İnsanlığın ortak mirasına bir imza da bizden
Svalbard’da Arktik Dünya Arşivi’nde bir Türkün de eseri var.
Doğal felaketler, savaşlar ve salgınlar insanlığın kapısını çalıyor. Bu yüzden olsa gerek insanlık olası bir felaket durumunda dijital mirasını kaybetme tehlikesine karşı önlem almak derdinde. Arktik Dünya Arşivi (AWA) da buna yönelik oluşumlardan. Medeniyetin en kuzeyindeki noktalarından biri olan Svalbard’da korunan arşivler insanlığın yaratıcı geçmişini geleceğe taşımayı amaçlıyor. Bunun için çalışan bir de Türk var, Mediha Didem Türemen. Kendisinin bir eseri AWA’ya kabul edilerek bayrağımızın bu arşivde yer almasını sağladı. Gerisini kendisinden dinleyelim.
* Sanatın farklı alanlarında isminiz var. Bize kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?
Sinemada kamera önü ve arkasında çalıştım. Sanat yönetmenliği, oyunculuk, yapım tasarımı görevlerinin yanı sıra işin tüm oluşum aşamalarına duyduğum merakı uluslararası ilişkilere duyduğum ilgiyi birleştiren yapımcılık yapıyorum. En son, çok uluslu bir ortakyapım olan Nuri Bilge Ceylan'ın “Kuru Otlar Üstüne” filminin yapımcılarındandım. Projenin kamera arkasını çekmiş olmam da önemli bir deneyim ve sinema okulunu yeniden okumak gibiydi. Öte yandan fotoğraf, video ve gravür alanlarında yaptığım çalışmaları, sergileri kaçınılmaz bir şekilde "seyahat etmek" ile kesiştirdim. O yolculuklarda yaşadıklarımın, bir öyküye, bir senaryoya, bir belgesel projesine dönüşmesi ya da merak ettiğim bir kentin bienalinden aldığım bir ödüle veya eğitim için gittiğim başka bir kentteki "merak"larımın o kentin en önemli müzelerinden birinin daimi koleksiyonuna dahil olmaya dönüştü. İstanbul Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler okudum ve fakültenin tiyatro topluluğundaydım. Sonra devreye sinema girdi ve sanat ağır basmaya başladı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde önce sinema-televizyon sonra temel sanat ve tasarım bölümlerini tamamladım. Tezim de farklı alanlardan ilham almak ve kesişim noktalarını birleştirmek üzerineydi. Bütün bu bölümler yaptıklarımla bağlar kurdu. Şimdi, bir süredir üzerine çalıştığım belgesel projem "Zamansız" vesilesiyle İstanbul Üniversitesi'nde Kültürel Miras bölümünü okuyorum.
* Arktik Dünya Arşivi ile nasıl karşılaştınız?
Arktik Dünya Arşivi (AWA) ile tanışmam da söz ettiğim belgesel projem aracılığıyla oldu. Geçmişten esin almak, onu çağlar boyunca aktarmak, bugün yeniden yorumlayabilmek, gelecek için korumak, dönüştürmek, sürdürebilmek gibi konuları sanat ekseninde araştırırken AWA haberini okudum. 2019 yılıydı. Bu arşivin misyonu, tam da "gelecek için korumak" sorularıma yeni bir katman ekleyecekti.
* Bu arşivin özelliği nedir?
Bu bir "veri arşivi". Kuzey Kutup Bölgesi'nde dünyanın en kuzeyindeki yerleşim bölgesi olan Svalbard Adası'ndaki eski bir kömür madeninin içinde. Hemen yanındaki madende de Küresel Tohum Deposu var. Bölge tektonik hareketlerin olmadığı, silahsızlandırılmış, savaşlardan uzak, sakin ve güvenli bir yer. Arşiv yeraltında, soğuk ve güneşten uzak. Bilgiler ise günümüzün en dayanıklı malzemelerinden olan "film" şeritlerine karekodlara yazılarak özel bir pakette çevrimdışı olarak bir kasada korunuyor. Korunanlar arasında örneğin Tac Mahal'i bugün yeniden inşa edebilmeyi sağlayacak tüm bilgiler de var, Nobel Edebiyat ödülü almış bir eser de var, Vatikan Arşivi'nden bilgilerde... Burada ülkeleri temsil eden miraslar korunuyor, her ülkenin bayrağı eklenerek bir seremoniyle o ülkeyi temsil eden miras temsilcisinin sunumuyla kasaya bırakılıyor. En son seremonide Türkiye'den gelen ilk mirası bırakan, bayrağı ekleyen kişi oldum ve bunun bir sanat eseri, benim de o eserin sanatçısı olmamın ayrı bir değeri var benim için. Umarım gelecek için de olur.
GELECEĞE KALACAK ESERLER
* Arşivde yer alan eserinizden söz edebilir misiniz?
Arşive, daha önce Albertina Müzesi koleksiyonuna dahil edilen gravürümün ayrıntıları, görselleri ve gravür yaratım sürecine ilişkin bilgiler dahil edildi. Benden yüzyıllar önce yaşamış bir ressamdan ilhamla, bir eseri yeniden yorumlamıştım. Müzedeki pek çok eser ile aynı çatının altında benden sonra bir şekilde geleceğe kalacak. Bu fikir, "Zamansız" belgeselimin çıkış noktalarından biriydi ancak AWA ile ilk karşılaştığımda yola çıkışım, yaşadığımız bu hareketli coğrafyaya ait dünya mirası niteliğindeki pek çok eseri dahil etmeye aracı olmak idi. 2019'dan bu yana pek çok neden süreci epey uzattı. AWA komitesi de benim belgeseli yöneten sinemacı kimliğimin yanı sıra bir gravür sanatçısı, fotoğrafçı olduğumu da öğrenmişti. Her yıl iki kez düzenlenen kutuplardaki seremoniye Türkiye'den bir mirasın kısa vadede dahil olamayacağını artık anlayıp buna karşın kutuplara gidip çekim yapmayı göze aldığım bir aşamaya gelmiştim. O aşamada arşivden şöyle bir öneri geldi: "Türkiye'den ilk kez siz, eserinizle dahil olmak istemez misiniz? Bu gelecekteki olası Türkiye mirasları için de bir başlangıç adımı olabilir" diyerek davet ettiler ve "biz ülkenizin bayrağını hazırlıyoruz ve eserinizi de film şeridine basıyoruz" dediler. Geçen yılların sonunda, özel bir seremoni ve sunumla kutuplardaki bir adaya, yerin metrelerce derinliğindeki bir kömür madeninde korunan kasaya bayrağı ve paketi yerleştirmek de unutulmazdı. Planladığım belgesel projesinin geçmiş, şimdi ve gelecekle bağ kuran aşamaları kendiliğinden oluşmuş oldu ve “AWA elçisi" görevini de getirdi. Sürecin tanığı olan belgeselimin de tamamlandığında, özel bir gösterimle arşive dahil edilmesi planlanıyor.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi