Korkmayın demek isterdim ama...
Milyonlarca yıldır yeryüzünü arşınlayan sekiz bacakları ve zehirli kuyruklarıyla akrepler!
Bugün karşınıza dünyanın en zorlu yerlerinde yaşamını sürdürmüş bir eklembacaklı takımıyla çıkıyorum. Fakat bu yazıyla korkularınızı körüklemeye gelmedim. Tersine akreplerin ilginç özelliklerinden söz edeceğim ve içinizdeki bilim açlığını gidermek için sizlere bir dilim bilim sunacağım.
Öncelikle akreplerle ilgili bir şehir efsanesini düzelteyim. Bana küçükken bu bilgiyi kim öğretti bilmiyorum, yanlış olduğunu ancak üniversite çağına geldiğimde öğrendim.
“Akrepler etrafları ateş çemberi ile sarıldıklarında iğneleriyle kendilerini zehirleyip intihar ederler.” Bu efsane bilimsel bir gözlemin yanlış yorumlanmasına dayanıyor. Deney defalarca defa test edilmiş ve akreplerin intihar etmediği ortaya kesin olarak konulmuş. Bizi bu yanlışa inandıran ise akreplerin bedeninin sıcaktan büzüşüp kuyruklarının kafalarına doğru bükülmesi.
Akreplerin bedeni kalın bir kitin tabakası ile kaplı ve tabaka adeta bir zırh görevi görüyor. Yani akrepler kendi bedenlerini delecek bir iğneye sahip değiller. Öyle olsa bile kendi ürettikleri zehire karşı bağışıklıkları kuvvetli. Bu veriler ışığında bu savın doğru kabul edilmediğini tekrar açıklıyorum.
Akrepler olmasa ne kaybederdik diyenlere ise yanıtım hazır: Öncelikle akreplerin usta avcılar olduğunun ve birçok örümcek, böcek, kurbağa ve hatta küçük memeli türlerini yediğinin altını çizmemiz gerekiyor. Yani onlaırn olmadığı bir dünya başa çıkmamız gereken birçok tarım zararlısı ve hastalık yayan canlıların çoğalmasına neden olacaktı. Avcı oldukları kadar av olduklarını da unutmayalım. Birçok kuş, sürüngen ve yarasa türünün sevdiği yemekler arasında akrepler var. Ayrıca liste bu canlılarla sınırlı kalmıyor, Asya ülkelerini ziyaret ederseniz (örneğin Tayland) karşınıza bol miktarda kızartılmış akrep yemek olarak çıkabilir. İştahınızı yeterince kabarttıysam bir sonraki ilginç bilgiye geçiyorum.
NEDEN PARLIYORLAR BİLİNMİYOR
Akrepler mor ötesi ışınlar altında yeşilimsi bir renkte ışıldarlar. Bunun gizemi ise çözülmedi. Ancak bilim insanlarının çeşitli teorileri var. Bunlardan biri, geceleri türler arası etkileşim. Yani birbirlerini bulmaya yardımcı oluyor. Arı gibi böceklerin tersine akrepler için yalnız kovboylar demek yanlış olmaz. Ne kadar yalnızlık çekseler de çiftleşme zamanı bu doğal ışık onları eş bulmasına yardımcı olur.
Bazı bilim insanları akreplerin bu ışıma ile avcıları şaşırttığını veya avlarını kandırdığını düşünüyorlar. Bir diğer ilginç teori ise kendi bedenlerini bir ayna olarak kullanmaları ve yansıyan ışığa bakarak saklanacak yer aramaları. Gece, tehlikelerle dolu ve ay ışığı akrepleri görünür kılıyor. Akreplerde saklanma yerleri bulup bedenlerinin hiç ışıma yapmadıklarından emin oluyor. Gördüğünüz gibi bilim dünyası bu soruya kesin bir cevap verememiş.
Akrepler diğer eklembacaklıların tersine yumurtlamazlar, normal doğum yaparlar. Annelik duyguları insanlar kadar gelişmiş olmasa da yavrularını büyüyene kadar onları sırtlarında taşır her türlü düşmana karşı kollarlar. Ah bu anneler, hep cefakar!
İNEK GİBİ SAĞILIYORLAR
Akrep dediğimiz zaman aklımıza gelen ilk şey kuyruklarının ucundaki zehirli iğneleri olsa gerek. Çoğu akrep türünün iğnesi derimizi aşabilse de zehirleri bizi öldürecek kapasitede ve dozda değildir. 2 bin 500’den fazla tanımlanmış akrep türünden insanlar için zararlı olan tür sayısı 30 civarıdır. “Korkmanıza gerek yok” demek isterdim ancak Türkiye’de yaşayan iki akrep türüne özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum. Adıyaman, Urfa, Gaziantep, Diyarbakır gibi kentlerde genellikle terkedilmiş binalarda ve enkazlarda karşımıza çıkan iki akrep türüne dikkat!
Kara akrep (Androctonus crassicauda): Bazen evlerde de karşımıza çıkabilen bu tür, ülkemizde akrep sokma vakalarının baş sorumlusu diyebiliriz. Ancak 1942 yılından beri panzehiri üretiliyor ve diğer akrep sokmalarına karşı da yaygın olarak kullanılıyor. Ülkemizde bu akrep türlerinde panzehir elde ediliyor ve Urfa’da devasa bir akrep laboratuvarı var. Özenle büyütülen akrepler un kurdu ile besleniyor ve yaklaşık 20 günlük periyotlarla sağılıyorlar. Kuyruklarından elektrik yardımı ile toplanan zehir saflaştırılıp yurtdışına satılıyor.
Sarı akrep (Leiurus abdullahbayrami): Türkçe ismi kulağa daha şirin gelse de bu akreplerin zehiri bir yetişkin için bile oldukça tehlikeli. Kara akrebe göre daha küçük olsa da dünyanın en zehirli akrep cinsine ait bir tür olduğunu unutmayın. Akrep sokması yaşarsanız en yakın hastaneye giderek doktoru akrebin rengi ve boyutu hakkında bilgilendirin.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- 6 asker şehit olmuştu