Küçük şeylerin gücüne güvenmek…
Miro’nun tek bakışta fark edemeyeceğiniz ayrıntılarla dolu “The Farm” isimli yapıtı, resim yapmaya odaklanmak için gittiği Paris’te aile evine karşı duyduğu özlemle ortaya çıkan bir başyapıt.
Tatil zamanındayız; bu güzel havalarda gelen uzun tatiller dinlenme, nefes alma ve sevdiklerimizle geçirilen güzel zamanlar yaratarak güzel anılar biriktirme zamanlarıdır. Evden uzakta yaşıyor, okuyor veya çalışıyorsanız, bazen yaz için aile evinize dönmek iyi gelir ancak bu güzel zamanlarda sevdiklerimize kavuşamadığımızda o uzaklıklar daha uzar, özlem anlatılamaz şekilde artar. Özlem dolu yaz tatilleri de bana hep Miro’nun çiftlik evini tasvir ettiği “The Farm” (Çiftlik) tablosunu hatırlatır.
Canlı renkleri, neşeli desenleri, kuş, kadın, yıldız, güneş ve ay temalı resimler üzerinde çalışan gerçeküstücü sanatçı Miro’nun, bu yapıtı alışılagelmiş yapıtlarından çok farklıdır. Sanatçının ailesinin Tarragona, Katalonya’daki çiftlik evinden esinlenerek yaptığı olağanüstü ayrıntılarla dolu “The Farm” tablosu sadece bir ev manzarası değildir, ressamın kendisinde yarattığı duygulardan yola çıkarak çizdiği şiirsel bir gerçeklikle; özlem, huzur, yuva duygusunun betimlemesidir.
Bu evin Miro için önemi şudur; ailesinin onu desteklememesi üzerine 17 yaşında sanat eğitimini bırakan Miro’nun sinir krizi geçirip sağlığını kaybetmesinin ardından ailesi bu evi satın almıştır. İlk başlarda onu iyileştiren bu ev zamanla Miro’nun ailesiyle değerli zamanlar geçirdiği, kendisini iyi hissettiği, güzel anılarını biriktirdiği yer olmuştur.
Sanatçı yıllar sonra sanatla tekrar ilgilenmeye başladığında, resim yapmaya odaklanmak için 1918’de Paris’e taşınır. Dayanılmaz derecede sıcak geçen yaz aylarında İspanya’yı ve ailesinin “Mont-roig del Camp”taki yazlık evinin gerçekten özlemini çeker ve aile çiftliğinde geçiremediği günlerin özlemiyle bu eseri yaratır. Miro’nun en büyük özelliği, ayrıntılara verdiği önemle yaşama ve özellikle aklına taktığı nesnelere sıradışı anlamlar katmasıdır. Bu resimde de küçük şeylerin, küçük anların aslında küçük olmadığını, ruhuna iyi gelen, nazik ve sıcak duygular olduğunu göstermekte.
Sanatıçının, “Kırsalda geçen hayatımın tamamının özeti” dediği yapıtı yapıldığı dönemde pek ilgi görmezken, Miro’nun jimnastik salonundaki boks partneri Ernest Hemingway tabloyu satın alır. Hemingway bu tablo için, “Bu resim, İspanya’da iken hissettiklerinizi anlatıyor, İspanya’da değilken ve hatta gidemezken neler hissettiğinizi de anlatıyor. Bu iki zıt şeyi aynı tabloda hiç kimse resmedemez!” der.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Colani’nin arabası
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması
- 'Bıyık altından gülüyorsunuz'