Nietzsche’nin şen bilimi

Nietzsche’nin şen bilimi

13.07.2025 11:07:00
Güncellenme:
Ayşe Acar
Takip Et:
Nietzsche’nin şen bilimi

Acının içinden geçen bir düşünürün çağrısı: Nietzsche yaşamı, ölümü, sanatı “Şen Bilim”de yeniden tanımlar. Bu kitap, sırf felsefi bir metin değil içten gelen yangının ifadesi.



“Biz filozoflar; halkın yaptığı gibi bedeni ruhtan ayırmamada özgür değiliz. Acılarımızdan sürekli düşünceler doğurmak zorundayız, analar gibi. Onları tüm kanımızla, yüreğimizle, ateşimizle, acımızla, yazgımızla, felaketlerimizle donatmalıyız. Yalnızca büyük acılar ruhun son kurtarıcıları olabilir.” (*)

Filozof Friedrich Nietzsche, bir başyapıt olan “Şen Bilim” eserinde böyle diyor. Yazıldığı 1882 yılından beri entelektüellerin gündeminden düşmeyen bu eser, onun daha sonra yazdıklarına zemin hazırlamış, deyim yerindeyse ismini düşünce tarihine altın harflerle yazdırmıştır. İç dünyasında yaşadığı çalkantıları düşünsel bir malzeme olarak kullanan ve bunları paylaşmaktan çekinmeyen filozofun sistematik olmayan düşünme biçimini bu eserde berrak bir şekilde görmek mümkündür.

Toplumsal normları sorgulayan ve bireyin özgürlüğünü yücelten düşüncelerin şiirsel bir dille ifade edildiği eserde Nietzsche, bizi ciddi bir yaşamsal sorgulamaya çağırır.

“Nedir yaşam?” Bu soruya Şen Bilim’de verdiği yanıt şöyledir: “Yaşam şudur: Ölmek isteyen bir şeyden sürekli ayrılma. İçimizde, yalnızca içimizde de değil zayıf olan ne varsa onlara karşı acımasız ve ödün vermez olan...”

Nietzsche, bu eseri uzun bir yoksunluğun ardından gelen bir şenlikten ötürü yazdığını söyler. “Tanrı öldü” der, modern dünyanın geleneksel din ve değer sistemlerinden koptuğuna ve yeni bir dünya görüşü ile yaşam biçimi arayışının gerekliliğine dikkat çeker.

Evet, Batı felsefesinde ve dininde yer alan değerler çökmüştür ama bu kriz bir son değil yeni değerlerin ve anlamların yaratılabileceği bir fırsat olarak görülmelidir.

SANATIN ÖNEMİ

Nietzsche, yaşamın anlamını ve insanın kendi kaderini oluşturma yeteneğini ısrarla vurgular. Sanatın, insan deneyiminin derinliklerini anlayıp ifade etmek için önemli bir araç olduğunu belirtir. 

“Düşünme bütün biçimsel onurunu yitirdi” der Nietzsche ve devam eder: “Düşünmenin törensel, vakur tavırları gülünçleşti, eski tip bilge insan çekilmez oldu. Çok telaşlı düşünüyoruz.”

Aynı telaş, konu kadınlar olduğunda ne yazık ki “Şen Bilim”de Nietzsche’yi de ele geçirir:

“Tüm kadınlar zayıflıklarını abartmakta pek ustadır, gerçekten de onlar zayıflıkta yaratıcıdırlar. Ufak bir toz lekesinden bile zarar görebilecek son derece kırılgan süsler gibi görünmek için. Bu dünyada varoluş nedenleri erkeklere beceriksizliklerini hissettirmek, erkeklerin vicdanını bununla rahatsız etmektir.”

Eserin farklı yerlerinde kadınlarla ilgili olumsuz düşüncelerini okurken insanın aklına doğal olarak Salome geliyor. Lou Salome, onun eserinde tarif ettiği “tüm kadınlar”a benzemeyen, güçlü karaktere ve entelektüel birikime sahip bir kadındır. Nietzsche’nin evlenme teklifini reddeden Salome’nin, filozofu uzun süre bunalıma soktuğu bilinen bir gerçektir. Belki de kadınlarla ilgili tespitlerine bir türlü baş edemediği öfke duygusu neden olmuştur, kim bilir. 

“Kendimiz hakkında bildiklerimiz ve anımsadıklarımız, öyle sanıldığı gibi mutluluğumuz için can alıcı bir önem taşımaz. Gün gelir, diğerlerinin hakkımızda bildikleri üstümüze gelir. O zaman anlarız ki bu bilgi daha güçlüdür.” 

Ünlü filozofun bize önerdiği şey, kahkaha ile bilgeliği birleştirmemiz gerektiğidir. Nietzsche işte buna “Şen Bilim” der.

KAYNAKÇA

* Friedrich Nietzsche, Şen Bilim, Say Yayınları.

İlgili Konular: #Sanat