Uzun zaman önce çok çok uzak bir galakside... Galaktik imparatorluğun, Güç’ün uğramadığı köşelerinden birinde... Artık kehanetler yerine sistem karşıtı öfkenin, isyanın, direnişin belirleyici olduğu, evrenin ayrıcalıklı zümrelerinin yanında “sıradan” insanlarının kararlarının ve kaderlerinin kendilerinden çok daha büyük bir harekete hizmet ettiği bir yerdeyiz.
Çekirdek mitolojiden miras aldığı kahramanın yolculuğu anlatısıyla seyircisini Star Wars evreninin hiç bilmediğimiz yerlerine götüren ve tanımadığımız insanları ile onların ritüelleriyle tanıştıran Andor, ikinci ve final sezonuyla bu kadim mitos için adeta “yeni bir umut”a dönüştü. Çünkü Star Wars kronolojisinde “A New Hope”u (1977) önceleyen “Rogue One”ın (2016) öncül hikâyesi, yalnızca hikâye bağları nedeniyle değil aynı zamanda bu evrene ilişkin merak ettiğimiz ve görmek istediğimiz her şeyi anlattığı için de yepyeni bir ümit artık.
Gerçekten de ilk sezondan bu yana, Cassian Andor’un (Diego Luna) bir tür anti kahramandan, kahramana evrilen serüvenini izlerken yalnızca onun çevresinde dolaşmadık. Cassian’ı merkezine konumlandıran öykü görkemli savaşlardan, ışın kılıçlarından ve havalı Jedi şövalyelerinden bambaşka bir yöne götürdü bizi: Star Wars’un özünü oluşturan arketiplerle buluşturdu, isyanın ve devrimin ele geçirdiği ruhlarla bütünleştirdi. Star Wars mitolojisi her zaman siyasi temelleri güçlü bir öykülemeydi ancak bu zemini oluşturan “tin”i, “Andor” ete kemiğe büründürdü. Sırtını nostaljik anlara yaslamaksızın Star Wars kanonu ile bu denli uyumlu olabilen ve hatta onu bu denli zenginleştirebilen ender yan ürünlerden biri “Andor”. Ve iki sezonluk destansı anlatının sonunda bu evrenin en unutulmaz parçalarından biri durumuna geldi.
ADIM ADIM KAHRAMANLIĞA
İlk sezonda Cassian’ın kökenlerini öğrendikten ve bir isyancıya dönüşmesini izledikten sonra, ikinci sezonda Rogue One ile düğümlenecek iplikleri ve Cassian’ın bu kez bir devrimciye dönüşmesini anlatan dizi, onun imparatorluk filosuna ait uzay gemilerinden birini kaçırdığı aksiyon dolu sahneyle açılıyor. Öyle ki dizinin geri kalan bölümlerinin temposu göz önünde bulundurulduğunda, olağanüstü 8. bölüm dışında göreceğimiz nadir aksiyon sahnelerinden biri bu girizgâh. Çünkü “Andor”un derdi isyan sonucunda ortaya çıkan kaos veya savaşlar değil isyanın nasıl, neden ve ne koşullarda ortaya çıktığı. İmparatorluğun baskıcı müdahalelerinin yarattığı politik uyanışın, bürokratik çatışmaların ve dahası göz kamaştırıcı savaşlar arasında görünmeyen, yerin altında örgütlenen direnişin ve isyanın öyküsünü anlatıyor “Andor”. Hikayesini -büyük ölçüde- konumlandırdığı Ghorman gezegenini, İkinci Dünya savaşı sırasında Alman işgaline ve Vichy hükümetine karşı direnen Fransız La Resistance’ına dönüştüren ve bunu sırf aksan çalışmasıyla değil kostümleriyle de resmeden dizi böylelikle hem ana karakteriyle hem de onu çevreleyen bireylerin öyküleriyle doku uyumuna giriyor. Gerçek dünyadan aldığı esin gücünü katlarken tarihten aldığı referans çekiciliğini artırıyor.
Öte yandan her ne kadar erkek karakter merkezli bir öyküleme gibi görünse de “Andor”un zemininde yer alan kadın kahramanlarının öyküleri bazen Andor’u bile gölgede bırakacak kadar güçlü. Özellikle Luthen’in asistanı Kleya’nın yükselen cazibesi, Mon Mothma’nın seçimleri, Vel’in ve Bix’in kararları ile onlardan -biraz daha karanlığa doğru- ayrılan Dedra’nın yolculuğu, Andor’un bu hikâyede -”Rogue One” finalinde olduğu gibi- yalnız olmadığının altını çiziyor.
Elbette Andor, bir mini dizi için uzun de detaylı bir hikâye. Ancak galaksinin kaderini belirleyen olayları derinleştirirken sıradan bir politik casusluk gerilimi olmanın ötesine geçerek, Star Wars destanını oluşturan parçalara, imparatorluğun “kirlettiği” ve yalnızca köleleştirmek ya da sömürmek için hatırladığı topraklara ve oralarda yaşayan görünmeyen kahramanlara, onların yaşayışlarına, hayallerine ve fedakarlıklarına yönelik büyüleyici bir anlatı. Bu sezonla birlikte Andor’un hikayesi tamamlanıyor olabilir ama anlattığı umut, isyan ve direniş, galaksinin her köşesinde yankılanmaya devam edecek…
Puanım: 9/10
basakbicak@gmail.com