Menemen irticai olayı - 2

Menemen irticai olayı - 2

23.12.2024 09:00:00
Güncellenme:
Haber Merkezi
Takip Et:
Menemen irticai olayı - 2

KONUK YAZAR | Atatürk Araştırmacısı Ahmet Gürel, Cumhuriyet Ege için yazdı...

“Devrim Şehidi Kubilay” adlı kitabımda, Manisa’da başlayan ve Menemen’de son bulan irticai bir isyan hareketi şöyle yer almıştır. İsyanın elebaşı “Mehdi”lik iddiasında bulunan 33 yaşındaki Girit göçmeni Derviş Mehmet’tir. Menemen olayında şehit düşenler ise Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki’dir. Asteğmen Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki de Girit göçmenidir.

İsyanın elebaşı, Mehdi olduğunu iddia eden Cumhuriyet rejimini yıkmak ve şeriat devleti kurmak isteyen Giritli Mehmet, bu sürede Manisa’da mehdiliğini ilan etmiş ve taraftar sayısını artırmıştır. Onun mehdi olduğuna inananların çoğu, uyuşturucunun etkisindedir. 

Giritli Mehmet, gerekli hazırlıkları tamamladıktan sonra beraberindeki asilerle birlikte 23 Aralık 1930 Salı sabahı Menemen’e ulaşmıştır. Giritli Mehmet, Menemen Belediye meydanında tekbir getirerek şehri dolaşmaya başlamıştır. Karşılaştıkları insanları isyana katılmaya, hilafet sancağı altına girmeye davet etmişler; bu daveti kabul etmeyenleri ise ölümle tehdit etmişlerdir. Arkalarından gelen 70 bin kişilik bir ordu olduğunu öne sürmüşler ve bu ordunun tüm kuvvetiyle birlikte sözde mehdinin emrinde olduğunu iddia etmişlerdir. 

İsyanın elebaşı Giritli Mehmet, kendisine katılanlarla birlikte Menemen’in mahallelerini dolaştıktan sonra tekrar belediye meydanına gelmiştir. Asiler, sabah camiden aldıkları yeşil bayrağı meydana dikmişler ve bayrağın etrafında ellerinde silahlarla sözde zikre başlamışlardır. 

İsyanı haber alan Jandarma Bölük Kumandanı Fahri Bey ise hemen asilerin yanına gelmiş ve Giritli Mehmet’e hitaben; “Ne istiyorsunuz? Buradan dağılınız” demiştir. O da “ben Mehdiyim, şeriatı ilân ediyorum, bana kimse mukavemet edemez, çekil” karşılığını vermiştir.

43. Alay Komutanlığı, isyanı bastırmak üzere Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ı bir müfreze ile olay mahalline göndermiştir. Asteğmen Kubilay aslında öğretmendi; askerlik görevini yedek subay olarak yapıyordu. Asteğmen Kubilay olay yerine gelmiş; askerini belediye meydanındaki kahvenin önüne bıraktıktan sonra öne çıkarak isyancılara derhal silahlarını bırakmalarını, isyana son vermelerini ve dağılmalarını söylemiştir. Mehdilik iddiasındaki Giritli Mehmet’i kolundan tutarak çekince, asilerle bir arbede yaşamıştır. Emrindeki askerlere süngü tak emrini vermiştir. Giritli Mehmet ise Asteğmen Kubilay’a ateş etmiştir. Asteğmen Kubilay yaralanmış; arkasından ateş edilmesine rağmen Kaymakamlık binasının arkasındaki avluya kadar gelebilmiştir. Fakat aldığı kurşun yarası sebebiyle daha fazla ilerleyememiş ve düşmüştür. 24 yaşında şehit olmuştur. Fakat isyancılar, bu kez de onun cansız bedenini hedef almıştır.

Menemen’de bulunan Anadolu gazetesi muhabirinin o günkü tanıklığıyla olayları izleyelim;  

“Sabahleyin saat yedi buçukta evden çıktım. Merkez Camii’nin önüne geldim. Yanlarına yaklas¸arak nedenini sordugˆumda: “Biraz evvel camiye yedi kis¸i geldi. Mavzerleri vardı. Namazdan sonra cami içindeki ‘yeşil bayrağı’ aldılar” dediler. Bu haber üzerine derhal Kazez camisine dogˆru ilerledim. Gördügˆüm manzara beni hayretler içinde bırakmıs¸tı. Bu adamlar buraya kadar nasıl gelmis¸ ve hükümetin yanındaki camide ne arıyorlardı? Ne yapmak niyetindeydiler? 

Uzaktan bakıyordum. Müezzin bu silahlı adamların dediklerini kabul etmemis¸ olacak ki, yedi kis¸i onun etrafını aldı. Biri elindeki mavzer namlusuyla dürtüyorlardı ve: “Müezzin Efendi! Sen I·slam degˆilsin galiba, Kelime-i S¸ehadet getir” diye bagˆırdılar. Bu sözler üzerine müezzin korktu. Hareketlerinden titremekte oldugˆunu anladım. Biraz daha sokuldum. 

Tekbir seslerine o civardaki halk kos¸uyordu, epey kalabalık olmus¸tu. Silahlı s¸ahıslar ellerinde bayrakla camiden çıkarak sokaklardan geçmis¸, hükümet önüne varmıs¸tı; “Ey ahali! Ben Mehdi Resul’üm. Beni Peygamber gönderdi. Ortalık çok fena oldu, din kalmadı. Biz s¸eriatı tekrar kurmaya geldik. Arkamızda yetmis¸ bin kis¸i vardır” dedi. Meydanda bir daire olus¸turdular. Tam orta yere bayragˆı diktiler. Sancak-ı S¸erif’in çıktıgˆını söyleyerek halkın kendilerine katılmalarını istediler. Dervis¸ Mehmet, merakla toplanmıs¸ halka; “S¸eriat isteriz, s¸apka giyenler kâfir olur” diye bagˆırarak Kelime-i S¸ehadet getirmeye tes¸vik ediyordu. Silahlı yobazların bas¸ında keçe külâh ve poçular vardı. Bu sırada camii kapısındaki halk arasında kıpırdanmalar oldu. Bir müddet sonra jandarma ve askerlerimiz camii yanına yaklas¸mıs¸lardı ki camii minaresinden silah sesi duyuldu. Halk dagˆıldı. Ben de çekildim. 

Genç bir zabit halkı yararak ilerledi ve “Bu nasıl s¸ey. Haydi buradan çekilin, is¸inize gidin” dedi; fakat sahte Mehdi Resul, genç zabite kâfir dininden çıkmasını ve sancagˆın altından geçmesini söyledi. Genç zabit bu saçma hareketi yapamayacagˆını söyleyerek bunları alıp götürmek istedi. Silahlı yobazlardan biri atıldı. Sahte Mehdi Resulun emriyle genç zabitin üzerine yürüdü ve tabancasını çekti, ates¸ledi. 

Zabitimiz yaralanmıs¸tı. Yere düs¸tü, oradaki halk dehs¸et içinde kalmıs¸tı, bir kısmı kaçıyordu. Vatan hainlerinden biri geldi yaralı zabitimizi bayragˆın altına çekti. Orada bıçakla bogˆazından kesti. Bas¸ını gövdesinden ayırdı. 

Sahte Mehdi Resul emretti; “Kan içmek haramdır; fakat bunun kanını içmek helaldir” dedi. Haydutlar genç zabitin kanını içmeye bas¸ladılar. Bu hareket de bittikten sonra s¸ehit zabitimizin bas¸ını bayragˆın üzerine geçirdiler. Bu manzara vatan hainlerinin kana susamıs¸ olduklarını ve oraya kan dökmek fikriyle geldiklerini gösteriyordu. Hükümet derhal lazım gelen tedbiri aldı. Bir taraftan jandarmalarımız ve bekçiler olay yerine gelirken digˆer taraftan Menemen civarındaki askeri kuvvetlerimize haber verildi. Sahte Mehdi; “Korkmayın! Kendinizi sıkı tutun ben yanınızdayım. Mehdi Resul ölmez, bana kurs¸un is¸lemez” diye haykırdı. Yobazlar, camiin çeşitli yerlerine saklanırken müfreze kumandanının teslim ol ihtarına ates¸le kars¸ılık verildi. Çatıs¸ma dokuz buçukta bas¸ladı ve bir müddet devam etti. Jandarmalar camiye girdiler. Kana susamıs¸ haydutlardan üçü ölmüs¸, birisi agˆır yaralıydı. Vatan hainlerinden digˆer üçü ortalıkta yoktu. Mehdi Resul oldugˆunu söyleyen de ölmüs¸tü. Her taraf arandı. Camii avlusunda birtakım yaralılar da vardı. Camide kalan ölü ve yaralı vatan hainlerinin üzerlerinde bir miktar esrar bulundu.”

23 Aralık 2024 günü, yani bugün saat: 09.00’da, Kubilay’ı anma törenlerinde yapılacaktır. Menemen’de yapılacak saygı yürüyüşüna sizleri davet ediyorum. Bugün akşam, Adnan Ahmet Saygun Sanat Merkezinde, Cumhuriyet Gazetesinin “Kubilay Anıtı” sergisini gezdikten sonra, “Şehit Kubilay’ın Işığında Laiklik İlkesi” konferansında; ADD Genel Başkanı Dr. M. Hüsnü Bozkurt ile ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüksel konuşacaktır. 

Ben de Cumhuriyet Kitaplarından çıkan “Devrim Şehidi Kubilay” kitabımı imzalayacağım. ” Bekliyorum. Onların ışıkları, yolumuzu aydınlatmaktadır.

Saygılarımla…

23 Aralık 2024

Ahmet Gürel