Batı ile Ukrayna arasındaki makas giderek açılıyor

Uzmanlara göre, Biden yönetimi, devasa jeopolitik riskler nedeniyle Ukrayna'yı NATO'ya kabul etmek istemiyor, ancak bunu doğrudan ilan edecek siyasi iradeye sahip olmadığı için sorunun çözümünü, iç reformlar gibi suni taleplerle geciktiriyor.

Yayınlanma: 14.10.2021 - 14:07
Batı ile Ukrayna arasındaki makas giderek açılıyor
Abone Ol google-news

Ukrayna’nın başkenti Kiev’de düzenlenen Yalta Avrupa Stratejisi (YES) etkinliği, Ukraynalı yetkililer ile Avrupa ve Amerikalı meslektaşları arasında geçen bir dizi tartışmaya sahne oldu. Taraflar arasında genel olarak derin bir memnuniyetsizlik duygusu hakimdi. Ukraynalılar bir dizi talepte bulundu, Batılılar ise Ukrayna'ya, reformları hayata geçirme konusundaki başarısızlığından dolayı sitemliydi. Ukraynalı gazeteci Alexandra Kharchenko, bu durumun Ukrayna için ne gibi sonuçlara yol açabileceğini 'Strana' için kaleme aldığı çalışmada değerlendirdi.

Bu yılki Yalta etkinliği, Ukraynalı yetkililer ile Batılı meslektaşları arasında yıllardır biriken karşılıklı şikayetlerle doluydu.

Bir yandan, Estonya Cumhurbaşkanı Kersti Kaljulaid’in, "Ukrayna AB'den ışık yılı geridedir" açıklaması, Batılı ortaklardan gelen benzer eleştiriler ve ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Nuland'ın sert ve talepkâr açıklamaları. Diğer yandan da Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski ve ekibinin, Batı'nın Kiev yönetimine karşı yükümlülüklerini yerine getirmediği ve tüm reformlara rağmen entegrasyona izin vermediğine yönelik şikayetleri.

Zirvedeki Ukraynalılar, Ukrayna'yı AB ve NATO'ya dahil etmeyi henüz gündemine bile almayan; Kuzey Akım 2'nin başlatılmasından sonra bile Ukrayna için herhangi bir garanti ve tazminat vermeyen Batı'ya karşı oldukça sert bir tutuma sahipti.

“UKRAYNA’YI AB’YE KABUL ETMEK İSTEMİYORLAR”

Estonya Cumhurbaşkanı Kaljulaid ile Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitry Kuleba arasındaki tartışma ise oldukça karakteristikti. Kaljulaid bir kez daha Ukrayna'nın AB üyeliğine ilişkin şüpheci bir tavır sergiledi.

Kaljulaid, "Ne yazık ki 5 yıldır, Ukrayna'nın Kopenhag kriterlerini yerine getirme konusunda herhangi bir çabasına şahit olmadım. Ukrayna, bunların yerine getirilmesinden birkaç ışık yılı uzakta" dedi.

Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba ise reformlarla ilgili konuşmaktan bıktığını, Avrupa'nın kendileriyle dalga geçtiğini ve gerçekte Ukrayna'yı kendisine ait bir parça olarak görmediğini söyledi.

Kuleba konuşmasında, "Ukrayna'yı reformların peşinden koşturmayın. Ben reformlardan yanayım, ancak diğer devletlerin bize ihtiyaçlar konusunda tavsiyelerde bulunmalarından yoruldum. Reformlar konusunda gerçeği söylemek gerekirse; bizi AB'ye kabul etmek istemiyorlar, hazır olmadığımız için değil, kendileri hazır olmadıkları için" dedi.

NULAND’TAN ZELENSKY VE EKİBİNE SUÇLAMA

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland, Yalta etkinliğinde yaptığı konuşmada, ABD’nin Kiev'e yönelik desteğinin devam edeceğini söyledi. Bunun yanı sıra, özellikle hükümetin, ABD'nin kontrolündeki denetleme kurulunu baypas ederek yeni atamalarda bulunduğu, Naftogaz çevresindeki durumu da gündeme taşıdı. Nuland ayrıca, Zelensky'in ekibini "reformlara saldırmakla" suçladı.

Nuland, “Son zamanlarda oyunun kurallarında yapılan değişiklikler kabul edilemez. Ukrayna birçok reformu uygulamada başarılı olmuştur. Bu nedenle Ukrayna'nın başarı öyküsü olarak gördüğümüz bölgelere yönelik saldırılar konusunda endişeliyiz" dedi.

Nuland'a göre, bu tarz politikalar ile Ukrayna'nın Amerikan yatırımlarının gelişine zemin hazırlaması oldukça zor, ancak Ukraynalı yetkililer, bütün bu tepkileri meydan okurcasına görmezden geldi.

UKRAYNA “YAZILI GARANTİ” İSTEDİ

Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak, Kuzey Akım-2'nin başlatılmasından sonra Batılı ülkelerden Ukrayna üzerinden transit geçişi sürdürmek için yazılı garanti istedi.

Yermak konuşmasında, "Federal Şansölye Angela Merkel ile yapılan görüşme ve Başkan Zelensky'nin Washington ziyareti sırasında, özellikle Amerika tarafından atılacak somut adımlar konusunda çok şey duyduk, ancak yine de bu adımların kâğıt üzerinde de onaylanmasını bekliyoruz" dedi.

Strana'nın görüşlerine başvurduğu uzmanlara göre, Ukrayna ve Batı'nın, Yalta stratejisine ilişkin karşılıklı suçlamaları, Kiev'i dış politikada yeni bir krizin beklediğini işaret ediyor.

"BATI İLE UKRAYNA ARASINDAKİ İLİŞKİLER GERİLEYECEK"

Siyasi analist Ruslan Bortnik'a göre, “Ukrayna tarafı derin bir hayal kırıklığı içinde ve Batı, Ukrayna'nın kendilerini eleştirmesi karşısında şaşkınlık ve hatta kızgınlık gösteriyor. Bu bağlamda Batılı ortaklar, Rusya Federasyonu'na karşı Ukrayna'yı desteklemeye devam edecek, ancak Batılı seçkinler ile Ukrayna arasındaki ilişkiler oldukça düşük bir seviyeye gerileyecek..."

Siyasi analist Konstantin Bondarenko'ya göre ise, "Ukrayna Dışişleri Bakanlığı ve Ukraynalı diplomatlar bir süre önce aktif olarak ABD'ye şantaj yapmaya başladı. Onlara, 'Bize taviz vermek istemiyorsun, öyle mi? O halde Çin'in [koruması] altına gireceğiz' dediler. Gerçi [Dışişleri Bakanı] Kuleba'nın ifadesi çok sağlamdı ve kesinlikle de haklı: AB, Ukrayna'yı reform yapmadığı için değil, siyasi nedenlerden dolayı birliğe kabul etmiyor..."

Batı ile Ukrayna arasındaki ilişkilerde, özellikle de Kiev'in Washington'u kışkırtmaya çalıştığı Kuzey Akım 2'nin başlatılması zemininde, yakın gelecekte büyük atılımlar beklenmemeli.

"REFORM TALEPLERİ SUNİ"

Gazeteci Mark Episkopos'a göre, "Biden ve Zelensky yönetimleri arasındaki ilişkiler, Biden'ın Kuzey Akım 2 Doğal Gaz Boru Hattı'nı engelleme çabalarından vazgeçmeye karar vermesiyle son aylarda iyice gerginleşti ve bu aşamada, Washington'un projeye direnişi pratikten çok sembolik görünüyor..."

Episkopos'a göre, "Biden yönetimi, devasa jeopolitik riskler nedeniyle Ukrayna'yı NATO'ya kabul etmek istemiyor, ancak bunu doğrudan ilan edecek siyasi iradeye sahip değil, bu nedenle sorunun çözümünü iç reformlar gibi suni talepler bahanesiyle geciktiriyor."

Mevcut durumda, Batılı ve Ukraynalı liderler arasında bariz bir kamu krizi ve güven kaybı gözlemleniyor.

Bortnik'e göre, "Ukrayna hükümeti, Batılı ortakların eylemlerinden dolayı derin bir hayal kırıklığı hissedilebilir, onlara olan güveni sarsılabilir. Bazı politikacılarımızın safça, Batı'nın Ukrayna'yı AB ve NATO'nun bir parçası yapacağını umduklarını görüyoruz. Şimdi de kızıyorlar. Bu kızgınlık, Batı'nın bu yıl Ukrayna'nın AB ve NATO'ya katılımına açık bir şekilde "Hayır" demesinden kaynaklanıyor. Ancak Batı, Ukrayna'dan egemenliğini sarsacak taleplerde bulunmaya devam ediyor. Ukraynalı seçkinler ve Zelensky'nin ekibi bu yaklaşımı yanlış buluyor ve bu yaklaşımın krizlere yol açtığını söylüyor..."

UKRAYNA YÜZÜNÜ YENİDEN RUSYA’YA DÖNER Mİ?

Ukrayna, Kuçma'nın son döneminde olduğu gibi, yine bir yol ayrımında, ancak bugünkü daha çok küresel bir çıkmaza benziyor.

Bortnik'e göre, "Batı'ya giden yol neredeyse tükendi ve Ukrayna'yı hiçbir yere götürmedi ve yakın gelecekte, bazı çığır açan çözümler olmadan batı vektörünün varlığını sürdürmesi zor. Doğu'ya giden yol ise ürkütücü görünüyor ve daha da önemlisi Ukrayna siyasi elitlerinin bu karmaşada yollarını bulabilmeleri de oldukça zor görünüyor."

Bazı uzmanlar, Batı ile yaşanan sorunların Ukrayna'yı Rusya ile uzlaşmaya itebileceğine düşünüyor. Diğerleri, artan milliyetçi duyguların yanı sıra Donbass'taki çatışmanın gölgesinde böyle bir senaryoyu olası görmüyor.

Bondarenko'ya sözlerini şöyle noktalıyor:

"Bazıları, kamuoyunun, Ukrayna-Rusya ilişkilerinin restorasyonuna hazırlandığını görüyor. Avrupa bize böyle davrandığı sürece Putin'le uzlaşmaktan başka seçeneğimiz yok..."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler