Deniz Berktay ile Kuzeyden Notlar: Trump ve yeni Kafkas seddi

Deniz Berktay ile Kuzeyden Notlar: Trump ve yeni Kafkas seddi

12.08.2025 04:00:00
Güncellenme:
Deniz Berktay
Takip Et:
Deniz Berktay ile Kuzeyden Notlar: Trump ve yeni  Kafkas seddi

Kurtuluş Savaşı yıllarında dönemin süper gücü İngiltere, Güney Kafkasya’nın üç ülkesi olan Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan’ı bir araya getirip Kafkas seddini kurmuştu.

Kurtuluş Savaşı yıllarında dönemin süper gücü İngiltere, Güney Kafkasya’nın üç ülkesi olan Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan’ı bir araya getirip Kafkas seddini kurmuştu. Amacı, Sovyet Rusya ile Ankara Hükümeti arasına sed çekmek ve Bakû petrollerinin üzerine oturmaktı. Geçen gün Trump’ın liderliğinde imzalanan anlaşma ise öncelikle Rusya ve İran’a karşı yeni bir Kafkas seddine işaret ediyor.

1917’de Rusya’da ihtilaller olup çarlık düzeni yıkılırken Güney Kafkasya’da Gürcüler, Ermeniler ve Azeri Türkleri, Transkafkasya Federasyonu’nu kurmuşlar fakat bu federasyon, özellikle Azeri ve Ermenilerin çatışmasından ötürü yıkılarak Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan diye üç devlete bölünmüştü. 1918’de, Gence’de bulunan Azerbaycan hükümetinin davetiyle Osmanlı Devleti, Kafkasya’da Azeri kuvvetlerine yardımcı olmuş ve Bakû’yu İngiliz ve Taşnak Ermenilerinden almıştı (“Hoş Gelişler Ola” türküsünün ikinci kıtasındaki “cephede mitralyöz, ayna gibi parlıyor. Azeri Türkleri, bayrak açmış bekliyor” sözü bu dönemi simgeler). Ne var ki bizimkilerin Bakû’da zafer sarhoşluğunda olduğu sırada İngilizler, Suriye’de Osmanlı hatlarını yarar ve Suriye bir ayda kaybedilir. Bakû’ya giren Osmanlı subayları birbuçuk ay sonra Mondros Mütarekesi’nin imzalandığını ve mütareke gereği Kafkasya’yı boşaltmaları gerektiğini öğreneceklerdir. O dönemde Türk subaylarının yaşadığı şoku ve Bakû’da Osmanlı ve Azeri subayları arasındaki anlaşmazlıkları, İlhan Selçuk’un yazdığı hatıra-roman olan “Yüzbaşı Selahattin’in Romanı” çok çarpıcı dille anlatır.

Osmanlı’nın dağılıp İngilizlerin bölgeye girdiği günlerde Bakû’daki hükümet için temel öncelik, Ruslara karşı durabilmektir ve bu konuda İngilizlerle yakınlaşır. İngiltere, Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan’la Kafkas seddi kurmaya çalışır. Ankara hükümetinin önceliği çok farklı olduğu için Kurtuluş Savaşı yıllarında Bakû ve Ankara arasında şimdilerde pek hatırlanmak istenmeyen ayrılıklar yaşanır ve 1920-21’de Kızıl Ordu’nun Güney Kafkasya’ya girip Türkiye’yle sınır komşusu olmasıyla bu Kafkas seddi son bulur.

RUSYA SESSİZ

Önceki günkü Trump-Aliyev-Paşinyan zirvesi sonrasındaki anlaşmanın en çarpıcı kısmı, Nahçivan’la ana Azerbaycan arasında yer alan ve Ermenistan’a ait olan Zengezur Koridoru’nun “Trump Koridoru” adını alarak bir Amerikan şirketine devredilecek olması. Sovyet lideri Stalin’in 1920’lerin başlarında henüz milliyetler komiseri (bakanı) iken çizdiği bu sınır, bütün Sovyet coğrafyasında olduğu gibi Kafkasya’da da Stalin’in mirasının hâlâ var olmasını sağlıyor. Zira bu koridor, Nahçıvan’la ana Azerbaycan’ı ayırırken Ermenistan’la İran arasında bir sınır hattı oluşturuyor. Rusya’nın da İran’la irtibat kurduğu noktalardan biriydi ve burasını, bu yılın başına kadar Rus askerleri koruyordu. Şimdi Ermenistan, Rus askerlerini çıkarttığı bölgeye Amerikalıları sokuyor. Koridorun ABD’nin denetimine geçmesi, İran’ın Kafkasya’yla bağlantısını da kesecektir. Rusya’da gözler şu anda Alaska’da yapılacak Trump-Putin zirvesine odaklandığı için bu konuda basın biraz sessiz. İran’daysa kıyametler kopuyor. Bunun ABD ve İsrail patentli bir proje olduğunu söyleyen İran basını ve İranlı yetkililer, bu projeye imkân vermeyeceklerini vurgulamakta.

Azerbaycan ve Ermenistan’ın ABD çizgisine çekilmesi, Ruslardan hoşlanmayan fakat siyasi, askeri ve ekonomik nedenlerden ötürü Rusya’yla iyi geçinmeye çalışan Gürcistan’ın da dengelerini değiştirir. Bu da zincirin tamamlanmasına neden olur. Fakat bu zincirin en zayıf halkası, başbakana desteğin yüzde onlarda süründüğü Ermenistan. O nedenle önümüzdeki günlerde Ermenistan’ı mercek altına almak gerekecek.

Bu olanları “Bakû yolu açıldı” diye sevinçle karşılayan bizimkilere de sormak lazım: Boru hatlarının vanasının ABD’nin elinde olacak olması, Bakû’ya giden yolda Rus yerine ABD’lilerle karşılaşacak olmak bizi nasıl bir bölgesel güç yapacak?

denizberktay@yahoo.com

İlgili Konular: #Trump