Finlandiya'dan Çin uyarısı: Kritik teknolojilerde bağımlı olmamalıyız

Avustralya'da temaslarda bulunan Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, Sidney'deki uluslararası siyasi düşünce kuruluşu Lowy Institute'ta yaptığı konuşmada, Ukrayna-Rusya savaşının muhtemel sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Sanna Marin, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı zafer kazanması halinde diğer "saldırgan ülkelerin" güçlenebileceği konusunda uyarıda bulundu.

Rusya'nın, savaşı kazanması durumunda kendini güçlü hisseden tek ülke olmayacağını belirten Marin, başka ülkelerin de aynı güçten etkilenebileceğini söyledi.

Marin, Finlandiya'nın Rus enerjisine bağımlılığını örnek vererek "Ortak değerlerimizi paylaşmayan rejimlerle işbirliğine fazlasıyla bağımlı hale geldik. Bağımlılıklarımız, toplumumuzun önemli alanlarında olmasını istediğimizden daha hızlı bir şeklide zayıflıklarımız haline geliyor" ifadesini kullandı.

ÇİN'İ 'OTORİTER ÜLKE' OLARAK NİTELEDİ

Çin konusunda da Marin, bu ülke gibi "otoriter" ülkelerle de kurulacak ticari ilişkilerde, Rusya örneğinde olduğu gibi "kritik bağımlılıklardan" kaçınılması gerektiğini vurguladı.

Marin, "Örneğin; mikroçipler, yarı iletkenler veya herhangi bir kritik teknoloji söz konusu olduğunda otoriter ülkelere bağımlı olamayız. Çünkü o ticaret yolları bir anda kesilirse o zaman sorun yaşarız" değerlendirmesinde bulundu.

Marin, Finlandiya'yı da içeren; AB ile Avustralya arasında son hali verilen serbest ticaret anlaşmasının esnek tedarik zincirleri geliştirmek için bir "fırsat" olduğunu dile getirdi.

ALBANESE İLE GÖRÜŞTÜ

Başbakan Marin, daha sonra Avustralya Başbakanı Anthony Albanese ile bir araya geldi.

İkili, görüşmelerinin "açık ve demokratik toplumlar olarak dayanıklılıklarını güçlendirmek ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek için birlikte çalışma ihtiyacının altını çizdiğini" belirten ortak bildiri yayımladı.

Bildiride, iki başbakanın "karmaşık tedarik zincirlerini ve enerji kaynaklarını yönetmenin, güvenilir, gelişmekte olan teknolojilere yatırım yapmanın ekonomik, siyasi, sosyal ve çevresel istikrarın yanı sıra insan haklarını desteklemek için gerekli olduğu konusunda hemfikir oldukları" belirtildi.