Son aylarda yakın çevresiyle yaptığı görüşmelerde tuhaf iddialar ortaya atan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ülkeyi aslında seçilmiş hükümetlerin değil, bir 'derin devlet'in yönettiğini ileri sürdü.
Savcılar ve yargıçlar arasında kendisini görevden uzaklaştırmaya yönelik bir çaba olduğunu da öne süren Netanyahu, yargı sisteminin kendisine karşı örgütlendiğini savunarak şu ifadeleri kullandı:
“Burada demokrasi yok; bürokratlar ve hukukçuların yönettiği bir rejim var… Beni hapiste görmek istiyorlar.”
Netanyahu, özellikle İsrail Evimiz (Yisrael Beiteinu) partisinin lideri Avigdor Lieberman’ın kendisine karşı tutumunu da sözünü ettiği bu 'gizli güçlere' bağladı ve 'şantajla yönlendirildiğini' iddia etti.

Avigdor Lieberman
Başbakan, hukuk sisteminin bazı bilgileri siyasi amaçlarla kullandığını ve bunun demokratik işleyişin önüne geçtiğini savundu.
CUMHURBAŞKANINDAN NETANYAHU'YA YANIT
Bu iddiaların hemen ardından, Cumhurbaşkanı Isaac Herzog Pazartesi günü Yediot Aharonot konferansında yaptığı konuşmada Netanyahu’nun söylemlerini şu sözlerle yanıtladı:
“Ne bir derin devlet, ne de diktatörlük... Burada sabahları uyanıp bu ülke için büyük özveriyle çalışan harika kamu görevlileri var…”
Herzog, ülkedeki fikir ayrılıklarının canlı bir demokrasinin işareti olduğunu, yargı sisteminin çalıştığını ve kurumlara güven duyulması gerektiğini söyledi.

Isaac Herzog
İsrail Yüksek Mahkemesi’nin, İç Güvenlik Teşkilatı (Şin-Bet) Başkanı Ronen Bar’ın görevden alınmasıyla ilgili alacağı kararın uygulanması gerektiğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Mahkeme kararlarına uymak mutlak bir görevdir. Demokratik bir toplum olarak işleyebilmemiz için bağımsız ve özerk bir yargı sistemine ihtiyacımız var ve bu sisteme saygı duyulmalı.”
DEVLETİN ZİRVESİNDE GÖRÜŞ AYRILIKLARI
İsrail devlet aygıtının en üst düzey iki isminin, aynı yargı sistemi hakkında taban tabana zıt görüşler dile getirmesi ülkede yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Netanyahu, hukuk sistemini kendisine karşı örgütlenmiş bir tehdit olarak görürken, Herzog aynı sistemin, demokratik düzenin temel taşı olduğunu savunuyor.
Bu ayrışma, sadece iki lider arasında değil, aynı zamanda İsrail’in siyasi ve toplumsal kesimleri arasında da ciddi bir fay hattına işaret ediyor. Bir yanda güvenlik bürokrasisi ve yargıyı “paralel bir yapı” olarak gören Netanyahu ve destekçileri; diğer yanda kurumların bağımsızlığını ve hukuk devletini savunanlar var.