İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 16 Eylül'de, Kudüs'e ilişkin yaptığı bir konuşmada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenerek, "Burası bizim şehrimiz Sayın Erdoğan. Sizin şehriniz değil. Her zaman bizim şehrimiz olarak kalacak. Bir daha asla bölünmeyecek" ifadelerini kullanmıştı. Bu sözler tartışma yaratmıştı.
Erdoğan ise Netanyahu'nun sözlerine, "Kudüs'teki haklarımızdan geri adım atmıyoruz. Kudüs'ün kirletilmesine izin vermeyiz, boş lafla işimiz olmaz" sözleriyle cevap verdi.

Erdoğan, Netanyahu, Türkevi, New York, ABD, 20.09.2023
YUNAN BAKAN TARTIŞMAYA NASIL DAHİL OLDU?
Yunanistan Sağlık Bakanı Adonis Georgiadis, Yunan basınına demecinde, Netanyahu'ya destek niteliğinde açıklamalara imza attı.
Yunanistan-İsrail ilişkilerine dair görüşlerini bildiren Bakan Georgiadis, Erdoğan ile Netanyahu arasındaki tartışmaya şu sözlerle dahil oldu:
Erdoğan, Kudüs'ün Araplara ait olduğunu söyledi, Netanyahu da ona Kudüs'ün bir Yahudi şehri olduğunu söyledi (...) Kudüs gerçekten de bir Yahudi şehridir. Yahudiler onu kurdu, onların kutsal şehridir...
Bu sözlere ek olarak, konjonktürel nedenlerle BM’nin siyasi kararlarını kabul ettiklerini, fakat tarihsel gerçeğin göz ardı edilemeyeceğini öne süren Georgiadis, sözlerine şöyle devam etti:
Kudüs’ün yarı yarıya Araplara ait olduğunu kabul etmek, Yunan kültürünün doğduğu yerlerle aramızda hiçbir kültürel ve duygusal bağ yokmuş gibi davranmaya eşdeğer olurdu.
Georgiadis, bu sözleriyle, Kudüs’ün paylaşılması fikrini reddederek, bu durumu, Yunanistan’ın kendi tarihsel ve kültürel köklerini inkar etmesi ile eş değer tuttu.

Yunanistan Sağlık Bakanı Adonis Georgiadis
"TÜRKİYE'YE KARŞI STRATEJİK BİR KOZ..."
Konuşmasında ayrıca, İsrail'in 'Yunanistan’ın temel müttefiki ve Türkiye’nin rakibi' olduğunu vurgulayan Georgiadis, şu ifadeleri kullandı:
Yunanistan savunma programlarını sürdürmeli ve İsrail ile yakın ilişkilerini devam ettirmelidir. Bu iş birliği, Doğu Akdeniz’deki stratejik dengeler açısından son derece kritiktir...
Konuşmasında ayrıca, "Biz onların yanında olursak, ihtiyaç duyduğumuzda onlar da yanımızda olacaklardır" diyen Georgiadis, İsrail’le ittifakın Türkiye'ye karşı stratejik bir koz olarak kullanması gerektiğini savundu.
Öte yandan, İspanya Başbakanı Pedro Sánchez’i de sert sözlerle eleştiren Yunan bakan, İsrail’in Gazze politikaları kınanırken aynı zamanda Türkiye ile silah anlaşmaları yapılmasını 'çelişkili ve ikiyüzlü' bir tavır olarak nitelendirdi.
BM'YE GÖRE KUDÜS’ÜN STATÜSÜ
Kudüs’ün statüsü, İsrail’in kuruluşundan bu yana uluslararası hukukun en açık şekilde ihlal edildiği alanlardan biri oldu. BM Genel Kurulu’nun 1947 tarihli 181 sayılı 'Taksim Planı' ile Kudüs, tarafsızlaştırılarak BM vesayetinde uluslararası bir şehir statüsüne kavuşacaktı. Ancak İsrail, kuruluşunun hemen ardından bu kararı hiçe saydı ve 1948’deki savaşın ardından Batı Kudüs’ü ilhak ederek fiili işgale başladı.

1967 Altı Gün Savaşı’nda İsrail, Doğu Kudüs’ü de askeri güçle işgal etti ve kentin tamamını kontrol altına aldı. Ardından da Kudüs’ü tek taraflı olarak 'ebedî ve bölünmez başkent' ilan ederek uluslararası hukuku bir kez daha çiğnedi. Oysa BM Güvenlik Konseyi’nin 242 ve 478 sayılı kararları, İsrail’in Doğu Kudüs dahil olmak üzere işgal ettiği topraklardan derhal çekilmesini emrediyor, Kudüs’ün statüsünde tek taraflı değişikliklerin 'yasa dışı ve geçersiz' olduğunu açıkça ortaya koyuyordu.
Buna rağmen İsrail, Filistinlilerin en temel haklarını yok sayarak Kudüs’te demografiyi zorla değiştirme, yerleşim politikalarıyla şehri Yahudileştirme ve kutsal mekânları tekeline alma çabalarını sürdürdü. Uluslararası toplumun büyük bölümü hâlâ Doğu Kudüs’ü işgal altındaki Filistin toprağı olarak kabul ederken, İsrail bu gerçeği görmezden geliyor ve BM kararlarını açıkça ihlal etmeye devam ediyor.