'İstanbul Çocuklara Soruyor' projesine yoğun katılım

İstanbul’da 18 yaş altında yaklaşık 4 milyona yakın çocuk ve genç yaşıyor. İstanbul Kent Konseyi, şehir nüfusunun yaklaşık yüzde 25’ini oluşturan çocukların seslerini duyurmaları amacıyla “İstanbul Çocuklara Soruyor” projesini başlattı. Konsey Başkanı Tülin Hadi, “İstanbul’da yaşayan her çocuk, Çocuk Meclisi’nin doğal bir üyesidi” yaklaşımı ile çocukların doğrudan ve aktif katılımı ile daha adil, eşit ve daha iyi bir İstanbul için bir yol haritasını çocuklarla birlikte oluşturmayı amaçladıklarını söylüyor. 

Bu proje ile 6-14 yaş grubu çocukların; kentin şekillenmesi sürecinde daha güçlü bir katılımla, daha aktif ve etkin bir rol almaları, ihtiyaç ve çözüm önerilerinin, kendileri ile ilgili politikaların belirlenmesinde daha görünür hale gelmeleri, yaşadıkları kent ile ilgili kendi gündemlerini oluşturmaları hedefleniyor.

Hadi, “Kent Konseyi Çocuk Meclisi’ni kurarken burası yetişkinlerin çocuklar adına söz ürettiği bir yer olmasını istedik” diyor. 

İnformel Eğitim-çocukistanbul işbirliği ile yapılandırılan ve yürütülen proje, “Atölye Uygulamaları”, “Dolaşıyor Gezici İstasyonları” ve “Online Katılım” gibi farklı modellerle İstanbul’un her tarafında binlerce çocuğa ulaşıyor.

BAKIM USTASI ÇOCUKLAR  

İnformel Eğitim-çocukistanbul’dan Sibel Çetingöz’ün verdiği bilgilere göre projede çocuklar, “Her şey bakım ister, bakım şarttır. Kendimizi, kentimizi bakım yaparak iyileştirir geliştiririz” noktasından hareketle bir “bakım ustası” rolü üstlenerek İstanbul’u masaya yatırıyor, “İstanbul uzmanları” olarak istek, ihtiyaç ve çözüm önerilerini oluşturuyor, kenti kendi bakış açılarıyla “bakıma alıyorlar.” 

Bunun için hazırlanan “bakım kiti”yle gruplar halinde çalışan çocuklar, İstanbul’un rengini, kokusunu, onlara çağrıştırdığı kelimeleri yazıyor, olumlu buldukları için kente “madalya” veriyor, sorun olarak gördüklerini anlatıyor, en sonunda da rapor hazırlıyorlar. 

"ÖNCELİK BİZ OLALIM"

Projeye katılan çocuklardan bazılarının yorumları: 

- Fikrimizi sormanız çok hoşuma gitti. (3. sınıf öğrencisi)

- Neden her yerde az ağaç var? (3. sınıf öğrencisi)

- İstanbul’u bizim gibi iyileştirin. Çünkü İstanbul sizin düşündüğünüz kadar iyi değil. (2. sınıf öğrencisi)

- İstanbul’a yeni evler yapılsın ama 5-6 katlı olsun. (3. sınıf öğrencisi) 

- Söylediklerimize ve çizdiklerimize gerçekten dikkat etmenizi rica ediyorum. Çünkü gerçekten işe yarayabilirler. (6. sınıf öğrencisi)

- Bu çalışmada İstanbul’un sorunlarıyla uğraşmaktan hoşlanmadım. Sorunlar beni acıktırdı ve yordu. (2. sınıf öğrencisi)

- Ağaçları korumak yerine binaların yapılması çok üzücü. (7. sınıf öğrencisi)

- Bence İstanbul’un kapasitesi doldu. Her yerde kalabalık var. Çarpık kentleşme bitmeli. (8. sınıf öğrencisi)

- İstanbul’u daha güzel yapın. Kıyılar ücretsiz olsun. (5. sınıf öğrencisi)

- 18 yaşına kadar toplu taşıma ücretsiz olsun. (8. sınıf öğrencisi)

- İstanbul’u kemana benzetiyorum. Güzel kullanıldığında insanı mest eder, kendine hayran bırakır, kötü kullanıldığında insanı kendinden soğutur. (8. sınıf öğrencisi)

- İstanbul’a madalya vermekte çok zorlandım. Tam iyi bir tarafını düşünüyorum aklıma ulaşımı geliyor mesela. (7. sınıf öğrencisi)

- Yöneticilere söylemek istediklerim var: Karar verdiğinizde önceliğiniz ekonomi değil çocuklar olsun. (8. sınıf öğrencisi)

TRAFİK VE GÜRÜLTÜ 

Çocuklar İstanbul’un rengi konusunda “gri” ve “mavi” arasında gidip geliyor. Mavi gökyüzü ve denizlerle çevrilmiş “Mavi İstanbul”, koyu renk binalarla dolu “Gri İstanbul” ile yarışıyor. İstanbul’un sesi için çoğunlukla “trafik ve “gürültü” diyen çocukların, İstanbul’un kokusu için kullandıkları kelimelerin başında “egzoz” geliyor. Küçük çocuklar ise “çiçek” kokularını tercih ediyor.