Avrupa Merkez Bankası'nın 11 yıl sonra faiz artırımı kararı alması bankaları nasıl etkileyecek?
Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) 2011'den beri ilk defa faiz artırımına gitmesinin ardından borçlanma maliyeti artışı ve ekonomik gerileme ihtimaliyle karşı karşıya kalan Avrupa bankalarının ikinci çeyrek bilançoları bu durumdan nasıl etkilendikleri gösterecek.
Avrupa bankaları, enerji arzını sınırlayarak ekonomiyi ağır etkileyen Ukrayna savaşının yanı sıra artan enflasyon ve faizlerdeki artışın neden olduğu mali daralmayla da mücadele etmek zorunda kaldı.
UBS, Deutsche Bank, Credit Suisse , BNP Paribas ve UniCredit'in önümüzdeki hafta açıklayacakları ikinci çeyrek bilançoları yatırımcılar için belirleyici olacak.
Yüksek faiz oranları, bankaların kredilerden sağladıkları faiz gelirlerini artırsa da, artan borçlanma maliyetleri ile zor durumda kalan müşterilerin kredilerini geri ödeyememesi bankaları zora sokabilir.
Yatırımcıların zorlu ekonomik koşullar nedeniyle temkinli davranması Avrupa bankalarının ABD'deki rakipleri gibi, yatırım ürünlerinin satışı ve anlaşmalardan daha az para kazanması anlamına geliyor.
Özellikle Almanya'nın Rus enerjisine bağımlı olması ve ekonomisinin herhangi bir arz daralmasından göreceği ciddi zarar nedeniyle Alman bankaları sorunun tam merkezinde yer alıyor.
Kredi derecelendirme kuruluşu S&P'de analist olan Giles Edwards, Avrupa bankalarıyla ilgili endişelerin borçluların kredi geri ödemelerini ne oranda yapacağına bağlı olduğunu söyledi.
Edwards sorunlu kredilerde büyük ve ani artış beklemese de, baskı olduğunu gösteren "erken uyarı işaretlerini" yakından izlediklerini kaydetti.
Analistler ayrıca hükümetle kurtarma paketi görüşmeleri yapan Alman enerji şirketi Uniper'in akıbetini de yakından takip ediyorlar.
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in analistlerinden Michael Rohr, Alman bankalarının kredi kaynaklı zararları toparlamak için daha fazla provizyon ayırmak zorunda kalabileceğini söyledi.
Analistler, son iki ayda birçok kriz yaşayan Almanya'nın en büyük bankası Deutsche Bank için kâr tahminlerini düşürdüler ve sorunlu krediler için ayırdığı karşılıkların miktarına yönelik tahminleri yükselttiler.
Rohr, Deutsche Bank için en büyük riskin "ciddi resesyon" olduğunu söyledi.
BANKALAR TEMKİNLİ OLMAYA DEVAM EDECEK
ECB anketine göre Euro bölgesi bankaları ikinci çeyrekte krediye erişimi sıkılaştırırken, temkinli olmaya devam edecek.
Almanya'nın kooperatif bankaları, bu yıl kredilerdeki azalmayla kârlarında "ciddi bir düşüş" beklediklerini açıkladı.
Euro bölgesi bankacılık hisseleri söz konusu endişelerle yılın başından bugüne kadar yüzde 22'den fazla düştü, Avrupa'nın en büyük şirketlerini takip eden STOXX 600 endeksi de yılın başından bu yana yüzde 13 geriledi.
Fiyatlardaki ciddi artışı sınırlamak için faizleri 50 baz puan yükselten ECB daha önce, aşırı ısınan emlak piyasası gibi olası risklere karşı uyarıda bulunmuştu.
Birçok ülke koronavirüs salgını boyunca ekonomilerine milyarlarca destek verirken ECB artık bu sefer ekonomiye destek veremeyebileceğini açıkladı.
"BU BENİ ENDİŞELENDİRİYOR"
İspanya'da adının açıklanmasını istemeyen üst düzey bir ekonomi yetkilisi, bankaların genel olarak kırılgan olduğunu söyledi. Yetkili aynı zamanda temerrüde düşebilecek yakın izlemedeki çok sayıda krediye de dikkat çekti.
Yetkili, "Gerçek etkinin ne olacağını bilmiyorum ve ... bu beni endişelendiriyor" dedi. Santander ve BBVA bu ay sonunda ikinci çeyrek bilançolarını açıklayacak.
Siyasi krizle boğuşan İtalya'da devlet tahvillerine yönelik baskının artması bankaların sermaye birikimlerinin de aşınmasına neden oluyor.
İtalya'nın Rus doğalgazına olan bağımlılığı ve çoğunlukla küçük işyerlerinden oluşan imalat sektörünün ağırlığı ülkede resesyon yaşanması ihtimalini artırıyor.
Öte yandan, İngiltere bankalarınının güçlü sonuçlar açıklamasını beklediğini belirten Accenture bankacılık strateji danışmanı Tom Merry, sorunlu kredilere ayrılan karşılıklarda artış olacağını tahmin ettiğini söyledi.
NatWest ilk çeyrekte temerrüde düşecek krediler için ayırdığı karşılıklardan 38 milyon sterlin serbest bırakmıştı. Bu çeyrekte ise analistler arasında yapılan ankete göre varlıklarının değer düşüşüne karşı ayırdığı karşılıklardan 136 milyon sterlin serbest bırakması bekleniyor.
Analistler, daha yüksek marjlara sahip yatırım bankacılığı alanında ise Avrupa bankalarında, ABD bankalarına paralel, geçen yılın aynı dönemine göre bankacılık işlemlerinden elde edilen gelirlerin düşmesini bekliyor.
JPMorgan ve Morgan Stanley ikinci çeyrekte yatırım bankacılığı birimleri gelirlerinin geçen seneye göre yarıdan fazla düştüğünü bildirmişti. ABD'de şirketlerin birleşme hacminin bu yılın ilk yarısında yüzde 29 düştüğünü gösteren Refinitiv verilerine göre Avrupa'da şirketlerin birleşme hacmi yüzde 1 arttı.
ABD'de aktif olaması nedeniyle İngiltere bankası Barclays Wall Street'teki rakiplerine benzer sonuçlar açıklayabilir, fakat Asya pazarlarına odaklanan HSBC ve Standard Chartered ise daha iyi performans gösterebilir.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- ‘Hepinize test yapalım, bakalım kim ne kadar geçiyor!’
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt