Asgari Ücret Tespit Komisyonu ikinci toplantısını 18 Aralık’ta yapacak. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi, CHP Manisa Milletvekili Vehbi Bakırlıoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TİSK Genel Kurulu’nda yaptığı asgari ücret açıklamalarını eleştirdi. Bakırlıoğlu, “Emeklilerin ve çalışanların gelirden aldığı pay her yıl düşerken işverene ‘elinizi taşın altına koyun’ demek, bu tabloyu yaratan iktidarın sorumluluğunu gizleyemez. SGK ve Bağ-Kur emeklisi yüzde 12-13, memur ve memur emeklilerinin ise yüzde 18 civarı bir zam alacağı öngörülüyor. İşverene seslenmek yerine siz de elinizi taşın altına koyun; SGK, Bağ-Kur emeklilerine refah payı verin, memura seyyanen zam yapın ve en düşük emekli aylığını asgari ücret seviyesine çıkarın. Ülkedeki bu tablonun nedeni işverenler değil, ‘ben ekonomistim’ diyerek ayarını bozduğunuz ekonomidir” dedi.
‘UTANÇ TABLOSU’
Bakırlıoğlu, Türkiye’de emeklilerin gelirden aldığı payın dramatik biçimde düştüğünü anımsatarak, Erdoğan’ın “adalet ve hakkaniyet” vurgusuna da tepki gösterdi. “Cumhurbaşkanı adaletten söz ediyor ama ülkede emekli aylıkları dibe doğru eşitleniyor” diyen Bakırloğlu, şunları söyledi:
“Ortalama emekli aylığı 2003’te asgari ücretin yüzde 36 üzerindeyken bugün asgari ücretin yüzde 22 altına geriledi. 2002’de emekli aylığının kişi başına GSYH’ye oranı yüzde 46.4 iken 2025’te bu oran yüzde 29’a düştü. AB’de emeklilere yapılan ödeme GSYH’nin yüzde 9.8’i, Türkiye’de ise yalnızca yüzde 3.7’si. İktidar, 22 yıldır emekliyi yoksullaştıran bir sistem kurdu. Gelir dağılımı düzelmiyor, tam tersine çöküyor. Emekliye reva görülen bu aylıklarla kim geçinebilir ? Emeklinin payını düşüren sizsiniz, vergi yükünü sabit gelirlinin üzerine yıkan sizsiniz. Memurlara baktığımızda da memurun da durumu emeklilerden farklı değil. Kamuda istihdam edilen personel sayısı her yıl artmasına rağmen, personel giderlerinin bütçe içindeki payı düşüyor. 2006 yılında kamu istihdam rakamı 2 milyon 448 binden yüzde 47’lik bir artışla 2016 yılında 3 milyon 604 bine çıkmış. Personel giderinin bütçedeki payı da haliyle artarak yüzde 24’ten yüzde 29.7’ye ulaşmış. 2016 yılından günümüze personel sayısı benzer şekilde yüzde 45 artarak, 5 milyon 249 bine çıkmış ancak personel harcamaları yani maaş ödemeleri dört puan azalarak yüzde 29.7’den yüzde 25.8’e düşmüş. 2002’de çalışan veya iş arayan emekli oranı yüzde 36.6 iken 2024’te yüzde 65.7’ye yükseldi. İktidar ülkeyi öyle bir hale getirdi ki, emekliler torun sevmesi gereken yaşlarda ikinci kez hayata atılmak zorunda kalıyor. Torunlarına harçlık vermeleri gerekirken, çocuklarından para almak durumunda kalıyor. Bu utanç tablosu kime ait ?”
‘ADALETSİZLİĞİN SEBEBİ İKTİDAR’
Bakırlıoğlu, enflasyon hedeflerinin de kağıt üzerinde olduğuna dikkat çekti. Gerçekte ise emeklinin aylığının, çalışanların ücretinin her geçen gün eridiğine işaret eden Bakırlıoğlu, şöyle devam etti:
“Fakirleşen yurttaşın sırtına yüklenen vergilerle ekonomiyi döndürmeye çalışıyorlar. Türkiye’de adaletsizlik varsa sebebi iktidarın 23 yıllık politikalarıdır. Emekliler yoksullaşırken, işçilere sadaka gibi zamlar gündeme gelirken ‘hakkaniyet’ten söz etmek samimiyetsizliktir. Sorumluluk makamında olanlar böyle açıklama yapmaz, yapamaz. Asgari ücretin artık ortalama ücret haline geldiği bir ülkede, Cumhurbaşkanı asgari ücreti sermayenin insafına bırakamaz. Bir yandan işverenin ‘elini taşın altına koymasını’ beklerken, diğer taraftan emekli, memur, kamu çalışanının yaşam koşulları görmezden gelinemez. Emekliye, emekçiye, üretene hakkını verecek sosyal adalet düzeni kurulmadıkça bu ülkeye huzur gelmez.”