Ekonomist Şenol Babuşcu Cumhuriyet TV'de ekonomi gündemini değerlendirdi

Ekonomist Şenol Babuşcu Cumhuriyet TV'de ekonomi gündeminin öne çıkan başlıklarını değerlendirdi. Erdoğan'ın Körfez gezisine ilişkin, "Hafize Gaye Erkan ile Mehmet Şimşek önceden gidip borç istedi" diyen Babuşcu, "Erdoğan'ın gezisi esnasında yapılan sözleşmeler bir şey vaat etmiyor, temenniden ibaret" ifadelerini kullandı.

Yayınlanma: 21.07.2023 - 15:37
Abone Ol google-news

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 17 Temmuz günü üç günlük Körfez turuna çıktı. Erdoğan sırasıyla Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni ziyaret ederek mevkidaşlarıyla bir araya geldi.

"CUMHURBAŞKANI KİMSEYİ DİNLEMEDİ"

Erdoğan'ın Körfez turundan önce, Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in göreve gelmelerinin hemen ardından Körfez ülkelerine gidip görüşmeler gerçekleştirdiğini anımsatan Babuşcu, "Türkiye'de iki yıldır model demeye dilim varmıyor bir ekonomi modeli uygulanıyordu. Herkes uyardı ama sayın cumhurbaşkanı 'Faiz sebep, enflasyon sonuç' dedi ve kimseyi dinlemedi. Seçimden önce döviz rezervlerinin çok ciddi bir sorun olduğunu gördü ve kendi kendine politika değişikliğine gitti, sayın Erkan ile sayın Şimşek'i getirdi. İki tane yabancıların tanıdığı ve onlarla çalışmış isim transfer etti. Kişisel ilişkilerini kullanarak döviz bulacaklarını düşündü" ifadelerini kullandı.

"DERDE DEVA OLACAK DÖVİZ KÖRFEZ'DEN GELMEYECEK"

Ekonomist Şenol Babuşcu, "Zaten Şimşek ve Erkan Körfez ülkelerindeki yatırımcıları iyi bilen isimler ve bu ülkelere yoğunlaştılar" dedi ve şöyle devam etti:

"Mehmet Şimşek ve Gaye Erkan, ilk bir ay içinde Körfez ülkelerine önden gittiler ve görüşmeler yaptılar. Mehmet Şimşek borç istedi. Faiz ile borç vermeyi ve borsaya girmeyi redddettiler, 'Bize varlık satın' dediler. Devletin bazı varlıklarını satmak yetmeyecekti, bu yüzden özel sektöre çağrı yapıldı, Körfez ülkeleri bu şirketlere ortak olacaktı. Sonuç olarak Erdoğan da Körfez'e gitti. Birtakım sözleşmeler havada dolaşıyor. Ama bu sözleşmeler tamamen temenni niteliğinde. Sözleşmelerde geleceği söylenen döviz hemen gelmeyecek, bu birkaç sene alacak. Halbuki Türkiye'nin döviz ihtiyacı acil. Türkiye'nin önümüzdeki 3 yıl içinde 200-300 milyar dolar dövize ihtiyacı var. Türkiye ekonomisinin derdine deva olacak rakamlar Körfez'den gelmeyecek."

"ENFLASYONLA MÜCADELE İÇİN ALINAN TEK ÖNLEM..."

Merkez Bankası'nın eksi döviz rezervlerinin yanında enflasyonla mücadeleye de yoğunlaşması gerektiğini vurgulayan Babuşcu, "Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye ekonomisinin en önemli sorununu döviz rezervi olarak görüyor. Merkez Bankası bu yüzden son bir yıldır stratejilerini dövizi tutmak üzerine kurmuş durumda.Bu önemli olsa da Türkiye'nin daha önemli bir sorunu var o da enflasyon.Halk enflasyonun altında ezilmiş halde, ezilmesi artıyor ve artmaya devam edecek. Son iki yılda enflasyonla mücadele için tek bir şey yapıldı, marketlere baskın yapıldı! Dünyada hiç uygulanmamış polisiye bir metod. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın temel amacı fiyat istikrarıdır. Fiyat istikrarı enflasyonsuz ya da düşük enflasyonlu bir ortam demek" şeklinde konuştu.

"FAİZ EN AZ YÜZDE 20'YE ÇIKARILMALIYDI"

Dün Hafize Gaye Erkan başkanlığında toplanan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) faiz kararını açıkladı. Buna göre PPK politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 250 baz puan artırarak yüzde 17.5'e yükseltti.

Merkez Bankası'nın faiz kararını eleştiren Babuşcu, "Politika faizi, en az yüzde 20'ye çıkmalıydı. Enflasyon temmuz ayından sonra çok ciddi biçimde yükselecek. Temmuz ayı enflasyonunu yüzde 10 civarında bekliyorum. Yılsonu enflasyonu da yüzde 70'i geçecektir. Enflasyon bu haldeyken bu kadar az faiz artırmak çözüm değil. Türkiye ekonomisi şu an sürücü kurslarında kullanılan araçlar gibi. Sağ tarafta Cumhurbaşkanı sol tarafta Şimşek oturuyor, Şimşek gaza basıyor, Erdoğan frene basıyor. Bu iş eğer dayanırsa ve Şimşek görevde kalırsa yerel seçimlere kadar böyle gidecek. Seçimlerin ardından asıl acı reçete uygulanacak. bugün ekonomi açısında yaşadığımız en iyi günler" yorumlarında bulundu.

"ESAS ZAMLAR YILBAŞINDA GELECEK"

"Yapılan zamları henüz hissetmedik" diyen Babuşcu sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı:

"Zamlar devam edecek. Eylül gibi bu zamları hissetmeye başlayacağız. Doğalgaz ve elektiriğe de zam gelecek, sebzeye meyveye gelecek. Seçimden önce bütçe açığı almış gitmiş, seçimden önce ciddi harcamalar yapılmış. Ayrıca Kur Korumalı Mevduat hesaplarına haziran ayındaki kur artışı sebebiyle çok ciddi ödemeler yapıldı. Maaşlara zam yapıldı ama refah seviyesi yükselmedi çünkü enflasyon yüksek. Enflasyonla iki yıldır ilgilenen yok. Esas zamlar yılbaşında gelecek. Türkiye ekonomisi sarmala girmiş vaziyette. Yerel seçimler öncesi kontrolsüz bir harcama yapılırsa hiperenflasyona gidebilir."

 


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon