12 TV, 11 radyo kanalı kapatıldı

TÜRKSAT, imc tv, Hayatın Sesi TV, Denge TV, Jiyan TV, Zarok TV ve Van TV’nin de aralarında bulunduğu  12’ye yakın TV ve radyo kanalının yayınını durdurdu. İnternet üzerinden yayınına devam eden  Hayatın Sesi TV, “Başbakanlık emriyle OHAL kapsamında yayının durdurulduğuna dair bilgi  edindiklerini” duyurdu.

‘AKP bizi yanıltmadı’

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “AKP’nin politikalarını eleştiren, eksiklerini gören, özgürce gazetecilik yapmaya çalışan bir kanalın susuturulmaya çalışıldığını düşünüyoruz. Her türlü darbeyi reddeden bir kanalın kapatılması AKP’nin tavrının göstergesidir. Bu anlayışa karşı herkesin ortak mücadele etmesi gerekiyor. AKP’nin tutumu malesef bizi yanıltmıyor. Basın özgürlüğünün
yanındayız” diye konuştu.

‘Biat etmeyecekler’

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ise yaptığı açıklamada, “AKP’nin açık bir darbe saldırısı ile karşı karşıyayız. Bir bütün olarak toplumsal yaşamı boğmaya yönelik saldırıların bir adımı olarak sürdürülmek isteniyor. Demokrasiyi, barışı, emeği savunanlar; devreye giren darbe saldırıları ne olursa olsun asla susmayacaktır, asla biat etmeyecektir” şeklinde konuştu.

Yönetim Kurulu adına Veli Büyükşahin yazılı bir açıklama yaptı:

“Alevi toplumunun sesi TV10, başbakanlık emriyle OHAL kanunlarına dayanarak hukuksuz bir biçimde yayını kesildi. İktidarı kayıtsız şartsız desteklemeyen medyaya verilen bu gözdağı giderek genişleyeceğine hiç şüphe yok. Hukuksal çerçevede yapılması gereken girişimler sonuna kadar yapılacaktır.

MASAL VE CİZGİ FİLM KANALINA DA KARARTMA

TÜRKSAT uydusu üzerinden yayın yapan ve dün akşam kapatılan televizyonlar arasında bulunan, Kürtçe çocuk ve masal kanalı olan Zarok (Çocuk) TV'nin Genel Yayın Yönetmeni Dilek Demiral, tek yaptıkları şeyin Kürtçe yayın olduğunu ifade ederek, "Biz nasıl bir propaganda yapmışız, nasıl yıkıcı bir faaliyette bulunmuşuz? Bunun bize açıklanmasını istiyoruz" dedi.

Zarok TV şaşkın: Nasıl bölücü yayın yaptık?

İMC TV'DEN AÇIKLAMA: TEK SESLİ MEDYA YARATMA ÇABASI

Başbakanlık kararı ile hakkında kapatma kararı verilen TV'ler arasında bulunan İMC TV yönetimi, yaptığı yazılı açıklama ile karara tepki gösterdi.

Yapılan açıklamada şöyle denildi:

"Hükümet, kanalımız İMC TV'nin Olağanüstü Hal kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname'yle kapatılmasına karar vermiştir. Diğer televizyon kanalları Hayatın Sesi, TV 10, Van TV, Jiyan TV, Azadi TV, Zarok TV gibi kanalımızın da yayını durdurulacaktır. Hükümetin kararının gerekçesinde milli güvenliği tehdit eden yapı, oluşum ve gruplar ile terör örgütlerine aidiyeti belirlenen kanallar" ifadesi kullanıldı.

İMC TV olarak 5 buçuk yıldır yaptığımız yayın süresince temel/evrensel gazetecilik kurallarından hiçbir zaman kopmadan, objektif ve bağımsız bir habercilik yaptık. Bu yayıncılık pratiğimiz şu anda hükümetteki AKP için olduğu kadar CHP için, HDP için olduğu kadar MHP ve parlamentoda temsil edilemeyen diğer tüm siyasi partiler için geçerli olmuştur. Habercilik refleksimiz de Cizre'deki gelişmelerden Soma'daki felakete, Van'daki depremden Karadeniz'deki bir olaya, Meclis'teki tartışmalar kadar sokaklardaki hareketliliğe herhangi bir önyargı ve kaygı taşımadan her yer ve kesim için aynı duyarlılıkta ve dengede olmuştur.

İMC TV 5 buçuk yıldır Türkiye'de tüm toplumsal kesimleri ilgilendiren her türlü gelişmeyi profesyonel bir gazetecilik anlayışıyla yansıtmaya çalışmıştır. Son güne kadar da hak temelli yayıncılığımızı sürdürdük.

Dolayısıyla hükümetin kanalımızı kapatma gerekçesi olarak kullandığı ve tamamen hukuk dışı olan suçlamayı kesinlikle kabul etmiyor, yayınımıza yönelik kapatma kararını ifade ve basın özgürlüğüne vurulmuş büyük bir darbe olarak görüyoruz.

İMC TV ve diğer televizyon ve radyoların kapatılması giderek daha da antidemokratik ve otoriter bir yörüngeye giren hükümetin tek sesli bir medya ve toplum yaratma çabasının bir parçasıdır. Kanalımızın kapatılması sadece bizim ifade ve basın özgürlüğümüzün ihlali değil, milyonlarca vatandaşın haber alma hakkına yönelik de ciddi bir ihlaldir. Bu uygulama 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında hükümetin bütün özgürlükleri kısıtlamaya dönük karar ve uygulamalarının bir başka parçasıdır.

Hükümet 15 Temmuz darbe girişimini bahane ederek herhangi bir darbenin yapacağı uygulamaları hayata geçirdiğini bir kez daha göstermiştir. Hiçbir demokraside asla kabul edilmeyecek bu uygulamadan bir an önce geri dönülmesini bekliyoruz."

‘Alevilerin ağzına bant vurdular’

TV 10’nun kapatılmasını televizyon binasında yaptıkları eylemle protesto eden Aleviler, kanalın karartılması ile “Alevilerin sesinin susturulmaya çalışıldığını” söylediler. Yayın engelini tanımadıklarını ifade eden yayın yönetimi ve Alevi dernek temsilcileri, “Geri adım atmayacağız”dedi.

Başbakanlık emri ile ekranı kapatılan kanallar arasında bulunan TV 10’nun İkitelli’de bulunan televizyon binasında basın toplantısı düzenlendi.



Alevi Bektaşi Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Garip Dede Dergahı, Demokratik Alevi Dernekleri Federasyonu’nun içinde bulunduğu çok sayıda Alevi Derneği’nin yanı sıra CHP Milletvekilleri Eren Erdem ve Ali Şeker’in de katıldığı basın toplantısında kanalın karartılması protesto edildi.

Basın Konseyi: Çok seslilik engellenmemelidir

Toplantının yapıldığı salona, “TV10 Alevilerin sesi susturulamaz” yazılı pankart asıldı.
Büyükşahin: Alevilerin sesi susturuluyor

TV 10 Yönetim Kurulu Başkanı Veli Büyükşahin, “Sözün bittiği yerdeyiz” dedi, Aleviler için kutsal olan Muharrem ayının başladığı gün televizyonlarının kapatıldığına dikkat çekti.

"TÜRKÜLER KAPATILAMAZ"

Aynı kararnameyleYön Radyo hakkında da kapatma kararı verildi. Yön Radyo Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Mansur Kılınç, Yön Radyo'nun kapatılması kakarına ilişkin yaptığı açıklamada "Türküler Kapatılamaz" dedi. Dinleyicilerin bu kararı 'kabul edilemez' olarak gördüğünü, 'bir yanlışlık vardır' şeklinde değerlendirdiğini ifade eden Kılınç, bu yanlışlığın düzeltilmesi için Türkiye kamuoyunu bilgilendirmeyi görev bildiğini söyleyerek, "türküler kapatılamaz" dedi.

Yön Radyo hakkında kapatma kararı

‘İşçi sınıfının sesiydi’

Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Uğur Güç yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Hayat TV’nin kapatılması demek, Türkiye’de işçi sınıfının sesi olan kanalların kapatılması demektir. İşçi sınıfına karşı yapılan bir hamledir. Türkiye’de kötü dönemler yaşıyoruz ama bu yaşananlar daha  kötü zamanları yaşayacağımızın göstergesidir.”

Hayatın Sesi: Yayınımız durduruldu, susmayacağız!

Yayını TÜRKSAT tarafından hiçbir gerekçe bildirilmeden durdurulan Hayatın Sesi TV, yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

'AKP, TV'leri kapatarak suç işlediğini biliyor'

Televizyonumuzun yayını hiçbir resmi tebligat olmadan keyfi bir biçimde kesildi.

TÜRKSAT’tan bize sözlü olarak verilen bilgiye göre, Hükümet KHK’sına dayanarak verilen talimat doğrultusunda TÜRKSAT yayınımızı durdurdu.

Bir süredir AKP Hükümeti’nin RTÜK aracılığıyla televizyonumuza yönelik para cezaları ve idari cezalarla bir baskı süreci işlettiğini kamuoyu ile daha önce paylaşmıştık. Son 3 ay içerisinde 4 kez para cezası, 4 kez de uyarı cezası olmak üzere televizyonumuza 8 ceza verildi. Bu cezaların yayın durdurma ve televizyonumuzu tümden kapatmaya yönelik adımlar olduğunu ifade etmiştik.

Şimdi, Hükümet, RTÜK’ü bile beklemeden, OHAL ve KHK düzenine dayanarak televizyonumuzun yayını durdurdu.

Hayatın Sesi, sermayeye karşı işçi ve emekçilerin, gerici dayatmalara karşı laikliğin, savaştan nemalananlara karşı barışın, bütün ezilen ve sömürülen halkların sesidir. Hükümet, bu sese düşman olduğunu ilan etmiştir.

Emek, demokrasi, laiklik ve barışı temel ilkeler olarak benimseyen televizyonumuza yönelik bu keyfi kararı kınıyoruz. Tüm emekçileri ve ezilenleri de televizyonumuzla dayanışmaya, haber alma hakkına, basın özgürlüğüne sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Bütün bu cezalandırma sürecinde daha önce de söylediğimiz sözün arkasındayız:

Hayatın önünde duramazsınız. Tek sese biat etmeyeceğiz!"

TGC, karartılan TV kanalları için uyardı: Gazetecilik suç değildir

‘Hukuk yok edildi’

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto: “Birçok darbe ve süreç yaşadık ama ben bu kadar pervasızlığa, hukukun bu kadar yok edildiğine rastlamadım. Halkın bilgi edinme hakkı yasaklanıyor. Umutsuz olmak bize yakışmaz. Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz.”